Star yazarından Bülent Arınç'a olay sözler: Şansını fazla zorlama! Defterini dürmesini biliriz!
AK Partili Mehmet Metiner Star gazetesinde yazdığı köşe yazısında eski TBMM Başkanı "adı lazım değil" dediği Bülent Arınç’a tepki gösterdi.
Eski AK Parti milletvekili Mehmet Metiner, Star gazetesine yazdığı
yazıyla eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı ve eski
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yanıt verdi.
Arınç'ın sürekli Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldığını ve kibirli
olduğunu iddia eden Metiner "Dün Reis’i senin gibilere karşı
savunduğumuz için bize düşmandın. Bugün ise Reis üzerinden
sürdürüyorsun düşmanlığını. Ömrümüz bu dava için geçti. İşkenceyse
işkence, hapisse hapis. Hakkımızda konuşurken haddini aşma. Otur
oturduğun yerde, yeni bir fitneye sebebiyet verme. Reis’in hatırına
sana katlanıyoruz. Yoksa defterini dürmesini biliriz. Bence Reis’in
müsamahasını da, şansını da fazla zorlama" dedi. Metiner, Arınç'ın
dönemin 4 AK Partili bakanının Yüce Divan'a gönderilmesi için oy
kullandığını iddia etti.
Habertürk Televizyonuna konuk olan Arınç, AKP'nin 16 yıllık
iktidarı döneminde yaşananlara dair çeşitli eleştirilerde
bulunmuştu.
Metiner’in bugün "Reis’in kılıcıyla doğrayan
adam!” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Adı lazım değil. Egosu o kadar şişkin ki habire kendini övüp
duruyor. Kendi isminin bir marka olduğunu söylüyor. “Özgül ağırlık”
üzerinden kendi kendini öven bu kişi aynı zamanda mütevazı olduğunu
da söylemekten kaçınmıyor.
Seçim zamanında da televizyonlardan birinde kendisini eleştiren
herkese ağza alınmayacak hakaretlerde bulunmuştu. Özellikle AK
Parti içinde kendisini eleştiren herkesi “yeni yetme” diyerek
aşağılamaktan haz duyan biri. Acayip kindar. Fena halde kibirli.
İntikam duyguları ise tahrip edici boyutlarda.
Evvelsi akşam HaberTürk’te meydanı boş bulup tekrar kendisini
eleştiren AK Parti içindeki siyasetçileri ve köşe yazarlarını
yerden yere vurdu. Sadece kendisini değil Gül’ü eleştirenleri de.
Kendisini eleştirenlerden biri olduğum için yazıyorum. Keşke yüreği
yetse de “yeni yetme” diyerek aşağıladığı kimselerin kim olduğunu
açıklasa!
“Ben” diyor “Tayyip Beyi eleştirdim, o da bana cevap verdi!”
Kamuoyu karşısında partisinin liderini doğrudan hedef alan
kendisiydi. Liderin “ortak akıl”dan uzaklaştığını ve partiyi de
“fabrika ayarları”ndan uzaklaştırdığını söylüyordu. Gezi
sürecindeki tavrı biliniyor. 17/25 Aralık sürecindeki tavrı da...
Liderimizin kendisi bile “Ben partimin içinde FETÖ’yle mücadele
konusunda dirençle karşılaştım!” demişti. O direncin sembol
isimlerinden biriydi. Dershane sürecinde lidere nasıl ayak dirediği
sır değil.
Gezi’nin çapulcularına karşı “uzlaşma!” söylemiyle liderin
politikasını nasıl boşa çıkartmaya çalıştığını da hepimiz
biliyoruz. 17/25 Aralık sürecini asla bir darbe girişimi olarak
görmedi. “Babamızın oğlu bile olsa kolunu keseriz!” söyleminin
arkasına sığınarak FETÖ’cülerin yolsuzluk söylemini haklılaştıran
bir yerde kendini konumlandıran biriydi.
FETÖ’cülerin Yüce Divan üzerinden Reis’i nasıl doğrudan hedef
aldıklarını bizzat açıklayan FETÖ’cü savcı Celal Kara’nın
açıklamalarını hatırlayacak olursanız o süreçte AK Parti içinde
Yüce Divan’dan yana olanların başını çeken mahut zatın durduğu yer
anlaşılır. Meclis’te Yüce Divan oylamasında tavrın neydi? Mert isen
oyunun rengini açıkla da bilelim. Ben diyeyim: Sen ve senin gibiler
Yüce Divan’a gidilmesi için oy kullandınız.
17/25 Aralık sürecinden sonra mağduriyet edebiyatı üzerinden AK
Parti hükümetini suçlayan bu zat “Gerekirse avukatlık cübbemi
giyerim!” diyerek aba altından sopa gösteriyordu.
Hiç unutmam... Milletvekili sıfatımla A Haber’de canlı yayındayım.
Davutoğlu’nun Başbakan olduğu hükümette o zat da hükümet
sözcüsüydü. Cumhurbaşkanımız/liderimiz Erdoğan Dolmabahçe
görüşmesinden sonra oluşan haklı tepkiler dolayısıyla süreci
sonlandıran bir duruş sergilemişti. Televizyonda bu meseleyi
konuşurken liderimizin bu kararıyla nasıl yerinde bir müdahalede
bulunduğunu açıklamaya çalışırken bu zatın basın toplantısındaki
açıklamaları girdi araya.
Dediği şuydu özetle: “Cumhurbaşkanı hükümetimizin politikasına
karışamaz. Çözüm süreci hükümetimizin bir politikasıdır. Devam
edecektir.” Hareketimizin liderine canlı yayında, kamuoyu
karşısında, “Sen Cumhurbaşkanlığını yap, hükümet işlerine karışma!
Hükümet işleri seni değil bizi ilgilendirir” diyecek kadar haddini
aşan bu zatın açıklamalarına siyasi risk alarak şu cevabı
vermiştim: “Bu açıklamaları tasvip etmiyorum. Herkes bilsin ki
Erdoğan sadece Cumhurbaşkanımız değil Partimizin ve davamızın
lideridir. Ne diyorsa odur. Onun dedikleri partimizi de
hükümetimizi de bağlar. Başkaca açıklamaları esefle
karşılarız.”
Şimdi bu zat kalkıyor televizyonlarda ikidir Reis’in arkasına
sığınarak Reis’in kılıcıyla bizi doğramaya kalkışıyor! Ne günlere
kaldık Yarabbi! Dün Reis’i senin gibilere karşı savunduğumuz için
bize düşmandın. Bugün ise Reis üzerinden sürdürüyorsun
düşmanlığını.
Ömrümüz bu dava için geçti. İşkenceyse işkence, hapisse hapis.
Hakkımızda konuşurken haddini aşma. Otur oturduğun yerde, yeni bir
fitneye sebebiyet verme. Reis’in hatırına sana katlanıyoruz. Yoksa
defterini dürmesini biliriz.
Bence Reis’in müsamahasını da, şansını da fazla zorlama.