Star yazarı tetikçi gazetecileri köpeğe benzetti: "Sevilir ama saygı duyulmaz!"
Akif Emre'nin ardından "bir tetikçi daha eksildi" diyenlere bir tepki de Star gazetesi yazarı Lütfü Oflaz'dan geldi.
Star yazarı geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Yeni Şafak yazarı
Akif Emre ile ilgili olarak sosyal medyada yapılan "Yeni Şafak
gazetesinden bir tetikçi eksilmiş” paylaşımına tepki gösterdi.
İşte o yazı:
Akif Emre ile tanışmamız vefatından kısa bir süre önce
gerçekleşmişti.
Tanıştırıldığımızda Akif Emre bana, “Sizin vicdani öncülüğünüz,
vicdani bakış açınız, emperyalizme, kapitalizme karşı duruşunuz ve
mütevazı yaşam tarzınız beni çok etkiledi” demişti.
İktidara yakın medya içinde vicdanıyla yazan, tetikçilik yapmayan
bir kalemdi.
Ne yazık ki vefatından sonra Akif Emre için “Yandaş mahalleden bir
tetikçi eksildi”, “Yeni Şafak gazetesinden bir tetikçi eksildi”
denmesi, onun ölümü kadar üzdü beni.
Bunu hak etmemişti.
Onun için “Yandaş mahalleden bir tetikçi eksildi” diyen
vicdansızlar, tetikçinin ta kendisiydi.
Bunlar için değil mi ki karşı mahalledeydi; öyleyse tetikçi olan da
olmayan da birdi.
Vicdanıyla yazan ile tetikçilik yapan aynı kefeye konulursa, bu
tetikçiliği özendirmez mi?
Hangi mahalleden olurlarsa olsunlar, hangi siyasi görüşü taşırlarsa
taşısınlar, tetikçileri sevmem.
Onlarla dostluk etmem.
Benim için tetikçilik köpekliktir!
Yeri gelmişken bu konuda bir anımı anlatmadan
geçmemeli.
Geçmişte kendisi gibi büyük kapitalistleri ağır şekilde eleştiren
bir yazım hakkında Sakıp Sabancı’yla yaptığımız görüşme, bir ara
oldukça gerginleşmişti.
Bunun üzerine kendisine “Sizler eleştiriden değil dalkavukluktan
hoşlanıyorsunuz. Sizlere dalkavukluk eden gazetecileri, yazarları
seviyorsunuz” diyerek tepki göstermiştim.
Sakıp Sabancı’nın bu tepkime verdiği karşılığı da hiç
unutmamacasına not etmiştim.
Sakıp Sabancı, benim bu tepkim üzerine önce aramızdaki gerginleşmiş
havayı yumuşatmaya girişmişti.
Sonra da “Bizlere dalkavukluk edenleri severiz, ama onlara saygı
duymayız” demişti.
Ardından da eklemişti:
“İnsan köpeğini sever, ama köpeğine saygı duymaz ki!”
Evet, tetikçiler de tıpkı köpekler gibidir!
Sahipleri onları sever; ama onlara saygı duymaz ki!
Anı anıyı açarmış; nitekim bu anı aklıma eski başbakan ve
cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le ilgili bir anımı getirdi.
Süleyman Demirel 12 Mart askeri darbesiyle devrilmiş, ancak
kendisini deviren 12 Mart darbesinden bir süre sonra yine iktidara
gelmişti.
İşte bu anı Süleyman Demirel’in yeniden iktidara geldiği o döneme
aitti.
O dönemde ben Süleyman Demirel’in, geçmişte kendisine karşı darbe
yapan Faik Türün gibi bazı emekli generalleri, devlet
kuruluşlarının yönetim kurullarında görevlendirmesinin ya da
milletvekili seçtirmesinin nedenini anlayamıyordum.
Dahası, Faik Türün gibi darbeci, faşist, işkenceci generalleri
yanında barındırdığı için Süleyman Demirel’e kızıyordum.
O dönemde evindeki bir görüşmemizde Süleyman Demirel’e “Faik Türün
gibi size karşı darbe yapmış generalleri niçin yanınızda
barındırıyorsunuz” diye sordum.
Süleyman Demirel gevrek gevrek gülümseyip “Bir zamanlar darbe yapıp
beni devirdiler; ama şimdi karşımda hazırolda durup bana topuk
selamı veriyorlar. Onun gibileri bu durumda görmekten hoşlanıyorum”
dedi.
Ardından “Hem bana havlayacaklarına karşımdakilere
havlasınlar! Onları niye yanımda barındırdığımı şimdi anladın mı”
diye de ekledi.
Dedim ya, sahipleri tetikçileri sever; ama onlara saygı duymaz
ki!