Star yazarı 'Reis' adına tetikçilik yapanları topa tuttu: "Kralımızın atı bana baktı!’ diyen ‘yanaşma’ tipler.."
Star gazetesi yazarı Selahaddin E. Çakırgil iktidara yakın medyada bir süredir devam eden "mahalle" ve "Reisçilik" topuna girdi.
Star gazetesi yazarı Selahaddin E. Çakırgil, iktidar medyasına
yakın medya organlarında kendisini Reis'e yakın göstermeye
çalışarak onun adına mücadele için konuştuklarını hissettirmeye
çalışanlar olduğunu yazdı.Çakırgil, "Bu pespâyelikler, ‘Reis‘ adına
yapılsa da, Reis’in bu ahlâksızlığa gözyummaya karakteri elvermez.
Onlardan haberi bile yoktur, herhalde. Ve onlar at sinekleri gibi
kolayca ezilmezler de, kovulmazlar da" ifadesini kullandı.
Selahaddin Çakırgil'in "‘Kralımızın atı bana baktı!’ diyen
‘yanaşma’ tipler.." başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Bazıları, ‘Hiç bir fikir ızdırabı çekmeden ve ‘Reis‘ adına, lider
adına tetikçilik yapan bu nevzuhûr kişilere ‘Reis’in izni var
mıdır?‘ diye soruyorlar.
Sanmıyorum..
Yıllar boyu Demirel’e saldıran birisinin sonra ona yaklaşması
üzerine rahatsız olanlara Demirel, ‘Oradan bize havlıyacağına,
buradan o tarafa havlasın..‘ dermiş.
Siyaset bu (mu?)!
***
Bu pespâyelikler, ‘Reis‘ adına yapılsa da, Reis’in bu ahlâksızlığa
gözyummaya karakteri elvermez.. Onlardan haberi bile yoktur,
herhalde.. Ve onlar at sinekleri gibi kolayca ezilmezler de,
kovulmazlar da..
Ne olmuştu?
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, gazeteci Cemil Barlas ve
Türkiye yazarı Fuat Uğur'un adını anmadan "Kendisini kelepçeyle
meclis kürsüsüne bağlayan CHP'li kadın milletvekili üzerinden hiç
anlamadığımız, hiçbir zaman da anlayamayacağımız şekilde
'seks içerikli, derili merili' espriler yapmayı 'uygun' bulan
adamla aynı kafada, aynı safta, aynı mahallede sanılmaktan çok
bunaldık be reis" demişti. Yeni Şafak yazarı ve AKP Ankara
Milletvekili Aydın Ünal da İsmail Kılıçarslan'ın söz konusu
yazısını sosyal medya hesabında paylaşarak Barlas ve Uğur'u hamam
böceğine benzetmişti. Ünal, daha sonra kaleme aldığı yazısında AKP
reklam kampanyalarının mimarı Erol Olçok'un "mahalleye
dadanan haşerat tarafından 'ihanet'le itham edildiğini" öne
sürmüştü.
Türkiye yazarı Fuat Uğur ise, İsmail Kılıçarslan'a yönelik
olarak "15 Temmuz gecesi saat 23.00’te bile neden 'Aman
sükûnette fayda var' diyebildiklerini de. Aynı kişinin ve
benzerlerinin 17 Aralık’tan sonra da Fetullah Gülen amcasına toz
kondurmamasını unutmuştuk ama artık acı biçimde hatırlıyoruz"
demiş, Yeni Şafak gazetesini "Erdoğan karşıtlığına yakıt taşımak"la
suçlamıştı. Uğur, Aydın Ünal için ise, "Her neyse, sonuçta bu
şeffaflık iyidir. Evvelden ne müttefik belliydi, ne de sığınakların
yeri" ifadesini kullanmıştı.
Star yazarı Ahmet Taşgetiren, Fuat Uğur'un söz konusu yazısına
tepki göstermişti. Taşgetiren, "Fuat Uğur Yeni Şafak’ı, yıllardır
Cumhurbaşkanı’nın konuşma metinlerini yazan Aydın Ünal’ı
yargılıyor. Pes artık" ifadesini kullanmıştı. Taşgetiren, 'bunca
zaman nerelerde dolaştıkları bilinmeyen ve bugün hasbelkader
AKP'nin orasına burasına sıvanmaya çalışan insanların, buldukları
her platformda kendisini hedef aldığını' savunarak "Bazıları, benim
de zaman zaman rica - minnet davet edildiğim TV ekranlarından Ethem
Sancak'a seslenip 'Niye hala Star'da yazdırıyorsun ki' diye
soruyor. Sosyal medya diye bir çamur deryası var zaten, oranın
trolleri dolu dizgin" diye yazmıştı.
Yeni Şafak yazarı ve eski Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk
ise tartışmaya "Bütün birikimimizi heder ediyorlar. Bir sel gelip,
sanki tırnaklarımızla biriktirdiğimiz tüm değerleri silip süpürdü.
Bütün birikimimiz, bütün çabamız, bir 'kuş' kadar beyni olmayan,
yeni yetme yayın yönetmenleri, köşe yazarları, tv yorumcuları
tarafından heder ediliyor gözümüzün önünde" sözleriyle katılmıştı.
Öztürk, Ahmet Taşgetiren'e yönelik 'mahallede gösterilen
tepkilerle' ilgili olarak ise "Bu medyaya doluşmuş lejyonerlerin,
önüne gelen herkesi suçlayan, hakaret eden yazılarına, Ahmet
Taşgetiren gibi bu camianın en vicdanlı isimleri de hedef oluyor
artık" demişti.
Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, eşine dostuna, okuruna, izleyenine
'Ezelden beri AKP'liyim fakat bu sefer biraz bunaldım' havası veren
kişilerin kendisini şaşırttığını savunarak "Öyle safça sormak
istiyorum bazen. Yahu ne zaman bu 'beyazlaşma' sürecine girdiniz?
Yoksa, 16 Nisan'dan sonra direksiyon tamamen milletin eline
geçecek, 'mahalle'nin hükmü bitecek diye mi korkuyorsunuz?"
görüşünü dile getirmişti.