Star yazarı o isimlere çok sert daldı: Kesin sesinizi, Mustafa Kemal ile uğraşmayı da bırakın!
Star gazetesi yazarı Ardan Zentürk, bugünkü yazısında Akit TV’de yer alan provokasyonları kaleme aldı.
Ardan Zentürk, “Yeter, kesin sesinizi” başlıklı yazısında,
“Emperyalizm, 15 Temmuz’da, ordumuza 40 yıllık sinsi plan
çerçevesinde yerleştirdiği 1 Dolar’lık askerleriyle, 28 Şubat’ta
ise asker-hukuk-medya üçgeninde üzerimize geldi” ifadelerini
kullandı.
“TV EKRANINDAN KONUŞMUYOR, BAĞIRSAK
BOŞALTIYOR”
28 Şubat değerlendirmesinin ardından Akit TV’yi değerlendiren Ardan
Zentürk, şöyle devam etti: “Soğukkanlı analizler ve geleceğe dönük
ortak hedeflerle, toplumsal fay hatlarını kapatarak yürümeye
çalıştığımız bir dönemde, adamın biri, bir TV ekranından
konuşmuyor, bağırsak boşaltıyor. Neymiş, ‘sivil öldürmeye
kalkarlarsa şuradan buradan başlarlarmış...’ Çoğul konuştuğuna göre
sormak hakkımız: Siz kimsiniz, silahlanıp onu-bunu öldürmeye mi
hazırlandınız, bahsettiğiniz semtlerdeki insanları katliam hedefi
haline getirerek memlekette iç savaş senaryoları mı
geliştiriyorsunuz? (İstifa ettiği söyleniyor, laf ortada mı
kalacak?) Ne’siniz arkadaş siz?..”
“DERDİN NE, KİMİ KİME KARŞI KIŞKIRTMAYA
ÇALIŞIYORSUN?”
Provokasyon yapan bu kişilerin 28 Şubat döneminde gündeme gelmesine
dikkat çeken Zentürk şunları yazdı:
“Tam 28 Şubat yıldönümü öncesinde neden hepiniz birden ortalığa
döküldünüz, birileri yeni ‘Aczmendiler’ (sahi nerede o adamlar) mi
oluşturmaya karar verdi?..
Gözümüzden kaçmış, aynı ekranda, bir başkası da, Mustafa Kemal için
‘zurnanın son deliği’ demiş, OdaTV yakalamış, sen hangi zurnanın
kaçıncı deliğisin, gel bir söyle bakalım…
Kim döktü sizleri birden ortalığa... Aynı günler, ne tesadüf, 18
Mart Üniversitesi’nden akademik unvan taşıyan bir ilahiyatçı (!) da
genelev olarak kullanılan –tövbe ya Rabbim- camiler üzerine
konuşuyor. Neymiş, 1924’te olmuş bu. Yalan!..
Derdin ne, kimi kime karşı kışkırtmaya çalışıyorsun? Ya da 28 Şubat
sürecinin hangi aktörlerini toplumun en azından bir kesiminde
aklamaya çalışıyorsun?
Bitmedi… Bunların hepsi 28 Şubat’ın yıldönümüne 10 gün kala üst
üste yaşandı, atlamak olmaz…”
“MUSTAFA KEMAL İLE UĞRAŞMAYI DA BIRAKIN...”
Yazısında “Altı yaşındaki kızlar evlenebilir” dair fetvasıyla
bilinen Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız’a da değinen
Ardan Zentürk şu eleştirileri yöneltti:
“Bir başkası da ‘asansörde halvet’ konusuna balıklama atladı,
durduramadık, yorgan battaniyeye de dolandı… Bir sorunun varsa, git
doktora bir sakinleştirici versin, takma kafanı böyle şeylere…
Biri buradan bir laf ediyor, hop, diğer taraftan genişletilmiş bir
kampanya!.. Vay efendim, ‘asansörde halvet’ meselesi
tartışılmalıymış, falan... Derdiniz kalmadı mı, her ‘hıyarım’
diyene elinizde yoğurt kasesiyle koşacak mısınız, üstelik bunlardan
bir cacık da olmaz…
Yok, ortada bir telaş var, 28 Şubat ‘emperyalist saldırısı’
enine-boyuna tartışılmasın, bu işin sivil-asker işbirlikçileri ile
arkasındaki ABD-İsrail ittifakı ele alınmasın, soğukkanlı
analizlerle sorumluları hesap vermesin…
Öttür oralardan birilerini, atla lafın üzerine, ortalığı toz duman
et, rahatla...
Oysa gerçek ortadadır: 28 Şubat sürecinin tüm sivil unsurları, 2013
Gezi Parkı, 17-25 Aralık ve 7 Haziran 2015 seçiminin de aynı
aktörleridir, yerleri değişmemiştir. 15 Temmuz başarılı olsaydı,
hep birlikte, ‘ordunun memleketi bir diktatörden kurtardığını,
artık, yeni bir demokrasi inşa etmenin gerektiğini’ söyleyerek
ülkeyi, tıpkı 28 Şubat’ta olduğu gibi emperyalizme peşkeş çekmekte
tereddüt göstermeyeceklerdi.
Boş yere çırpınmayın, 26 yıllık kısa bir tarih bu, hiçbir şeyi
örtemezsiniz…
Ortalığa dökülenlere de söylüyorum, kesin sesinizi, özellikle de
Mustafa Kemal ile uğraşmayı da bırakın...”