23 Haz 2012 22:11 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:49

STAR YAZARI 41 GÜN SONRA KÖŞESİNE DÖNDÜ!

Star yazarı 41 gün önce yazdığı son yazısından sonra hastaneye kaldırılmıştı. Bugün döndü ve Cumhurbaşkanı ile yaptığı gizli görüşmeyi yazdı...

MİT eski görevlisi Mahir Kaynak, tam 41 gün önce Star Gazetesi'ndeki yazılarına ara vermişti. Kaynak'ın aradan sonra ilk yazısı bugün Star'da yayınlandı. Aranın nedenini ve gelişmeleri Kaynak'ın kızı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da açıkladı.
Prof. Dr. Mahir Kaynak, son yazısını 13 Mayıs günü yazmış ve rahatsızlığı nedeniyle köşesine ara vermişti.

Kaynak, dün gece itibariyle hastaneden taburcu edildi. Gelişmeyi kızı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da paylaştı.

Kaynak'ın 41 gün sonra Kaynak'ın ilk yazısı da Star'da yayınlandı. Kaynak yazısında merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'la 1991 yılında Köşk'teki gizli görüşmesini yazdı.

İşte Mahir Kaynak'ın terörle ilgili o yazısından bir bölüm:

1991 yılında Turgut Özal, Kürt sorununu konuşmak için beni Köşk'e davet etti. Buluşma pazar günüydü ve etrafta çok kimsenin bundan haberdar olmaması isteniyordu. Konuşma süresince de radyo yüksek sesle açık tutuldu. Bu, o dönemde dinlemeleri engellemek için kullanılan bir metottu ve devletin başı bile bu endişeyi taşıyordu.

Yüksek bürokraside Özal'a nasıl bakıldığına dair izlenimlerim olduğu için yapılanı yadırgamadım. O sırada telefon çaldı ve Turgut Bey konuştu. Dönüşünde Adnan Kahveci'nin de benim gibi düşündüğünü ve sıradan halka tahsis edilmek üzere 80 bin işçi kadrosu açtığını söyledi.

İki şeye karşı olduğumu söyledim. Birincisi olaya diğer sol örgütlerin yaptığı gibi sıradan bir asayiş sorunu olarak bakılması, ikincisi Güneydoğu'daki yapının değiştirilmesi için önlem alınması gerekirken bunu bir soy çatışmasına çevirmek olduğunu söyledim.

Bunun sadece bireye hizmet için yapılan yatırımlarının artırılması ile sağlanamayacağını, oradaki aşiret reislerinin ya da başkalarının bireysel yatırımlar yapmasının sağlanması ile mümkün olacağını söyledim. Çünkü o sırada devletin yaptığı yatırımlarda da korucu başlarının etkili olduğu söyleniyordu.

Bu sırada olayı bir iç mesele olmaktan çıkarıp, bölünmenin alt yapısını hazırlamak isteyen dış destekli iç güçler ve PKK'yı sosyal bir hareket olmaktan çıkarmak isteyen dış güçler devreye girdi. Doğu'ya gönderdiğimiz insanlara Şark hizmeti yapıyor derken orada sosyal bir sorun olmadığı söyleniyor, bu sorunu tartışmak bir yana, Kürt demek bile bölücülük sayılıyordu. Sorunun çözümü, bir yanda teröristlere hiç müsamaha göstermeden mücadele etmek, diğer yandan bölgedeki sosyal yapıyı çağa uydurmaya çalışmakla mümkün olacaktı. Hareketi bu hale dönüştüren dış ve onların yönlendirdiği iç güçler oldu.