"SPOR BASININDA ALÇAK ÇOK,DOĞRULARI SÖYLEDİĞİM İÇİN HAİN İLAN EDİLDİM"!..NTV'NİN 'OO4'Ü CELAL PİR'İN BU AÇIKLAMALARI ÇOK TARTIŞILACAK!..
Zaman Gazetesi'nin Cumaertesi ekine röportaj veren usta gazeteci ve televizyoncu Celal Pir, spor medyasında neden sevilmediğini anlattı...
'Doğruları söylediğim için hain ilan edildim'
Celal Pir, NTV'de günde en az iki kez canlı yayına çıkıyor. Öyle bir ses tonuna sahip ki, ekonomik krizden bahsetse bile, 'Amaaan olsun, yeter ki Celal Pir sunsun!' diyesiniz geliyor! Benzerliğinden dolayı 007 James Bond yakıştırması yapılsa da, "Ben NTV'nin 004 Celal'iyim" diyor. Haber, ekonomi, spor, otomobil, aktüalite gibi birbirinden farklı alanlarda programlar hazırlayıp sunan Pir, kısa bir süre sonra karşımıza VJ olarak da çıkabilir! 23 yıllık ekonomi gazetecisi Celal Pir, parasını Ar-Ge'ye yatırım yaparak değerlendirdiğini söylüyor. Pek çok kez battığını kahkahalar eşliğinde anlatıyor. "Spor basınında alçak çok" diyen Celal Pir şöyle devam ediyor: "Kulüplerin stadlarda yaptığı vurgunu söylediğim için namussuz, alçak ve hain bir insansam; siz de devletin kendi arazisine yaptığı stadın koltuklarını satıyor, parayı cebe indiriyor, üstüne vergisini ödemiyor ve vergi affı istiyorsanız ve namusluysanız, ben sizin namusunuza da hayranım!"
NTV'de kurucu kadrodasınız değil mi?
Evet, 004'üm ben... Nuri Çolakoğlu, Tayfun Ertan, Cem Aydın, Görkem Yaşayan, Erman Yardelen, ben, Murat Yetkin, rahmetli Kenan Onuk ve bir de teknik ekipten Yekta Erçiçek vardı.
Muhabirken patron oldunuz. Bir muhabir nasıl patron olur?
İnsanların farklı özellikleri/yetenekleri var. Sen niye sakal bırakıyorsun veya ben niye bırakmıyorum? Niye sen yeşil gözlüsün de ben mavi gözlüyüm? Bunlar; genlerimizden, yetiştirilme tarzımızdan, çevremizden gelen farklılıklarımız. E birileri yönetici olur -nasıl oldukları umurumda değil, herkes kendi yolundan sorumlu-, birileri muhabir olur. Herkes parasını biriktirir, sonra da ev-araba alarak yer. Ben almam... Paramı biriktirir, gider hastalık seviyesinde Ar-Ge yaparım abi! Gider, bir elektrik işine para yatırırım. Oradan para kazanırsam, gider başka bir işe daha yatırırım. Çok para harcamam.
Bir ekonomi gazetecisi olarak paranızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim evde para, ağırlıklı olarak, üç çocuğumun eğitimine gider. Parayı hiçbir zaman bankada tutarak değerlendirme taraftarı olmadım. Borsada bir kere, tam 21 yıl önce Murat (üç çocuğundan en büyük olanı, diğer ikisi Lara ve Tuana) doğduğunda, 100 ya da 500 adet Erdemir hissesi aldım. O hisseler hâlâ devam ediyor, yanlış anlaşılır diye babamda duruyor. Bir tek kâğıda yatırımım odur. Onun dışında devletin çıkarttığı tahvillerden alırım, o da çok nadirdir. Neden devletin çıkarttığı tahvil? Eskiden ben vergi iadesi almazdım devletten. Derdim ki, 'Devletten para alınmaz!' (kahkahalar). Sonra dediler ki, 'Bu senin hakkın, aptal olma, bu parayı al.' Aslında o kısımlarını eşim yönetir. Bana bazen der ki, 'Elektroniğe, Ar-Ge'ye, bilmem neye yatırım yapmaya çalışıyorsun, uçan ayakkabı peşinde koşuyorsun. Koşma, paranı çar çur ediyorsun!' Hâlbuki o benim ruhumu tatmin eden bir şey. Yatırım benim varlık nedenim! Doğal olarak eşim de bu yatırımları paramızın çar çur edilmesi olarak görüyor.
Haklı mı peki?
Evet haklı çıktı, lanet olsun!...
Nerelerde?
Uydu takip izleme sistemlerinde... Yerini belli eden, başına bir problem geldiğinde içindeki sensorlarla ambulansa, polise haber veren sistemler düşünmüştük. Yaptık, sattık. (Gülüyor.) Ama gel gör ki bu bir taneydi. Biz elli tane projeye para koymuştuk, bir tanesi elli tanesini karşılamadı. Bu kazandığımdı, kaybettiklerimi saymıyorum.
Sunmadığınız program türü