Sözcü'den Fuat Uğur'a: Arşivini silemezsin!
Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur geçtiğimiz günlerde Sözcü gazetesini hedef almıştı.
Sözcü’de ‘Medya Yazıları’na başlayan Aytunç Erkin, gazetesi ve yazarlarına yönelik ‘FETÖ’ suçlamaları yönelten Türkiye gazetesi Fuat Uğur’un ‘arşivini’ açtı.
Erkin “Yazarsın ama arşivini silemezsin Fuat Uğur” başlıklı yazısında, “23 haberimizi seçtiğini söylüyor Fuat Uğur. Biz de özellikle FETÖ'yle ilgili algı yapmak için seçtiği bazı haberlere yanıt verelim” diyerek Uğur’un bazı ifadelerine yer verdi.
Erkin’in yazısı şöyle:
“Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunan insan demektir. Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur. Sır saklayan, haber ve bilgi kaynağını gizlemesini bilen, gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir.”
Uğur Mumcu 3 Mayıs 1992'de bu tanımlamayı yapmıştı. Neden bir gladyo operasyonuyla katledilen Mumcuyla yazıya girdim? Hemen anlatalım: Çünkü iki yıldır SÖZCÜ Gazetesi çeşitli yalan ve iftiralarla mücadele ediyor.
SÖZCÜ'ye yönelik algı operasyonunda ikinci iddianameyi 7 Aralık 2017'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hazırladı. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianamenin ardından çok sayıda gazeteci "SÖZCÜ'nün FETÖ bağlantısı yok" diye yazılar kaleme aldı. Hatta Sabah'tan Mehmet Barlas, Okan Müderrisoğlu gibi isimlerin yazılan gerçeklerin hemen ortaya çıkmasını hızlandırdı. Ancak iki üç kişi bu iddianamenin, SÖZCÜ davasının içinin boş olduğu konusunda bir türlü ikna olmuyor! Kimler mi? Türkiye Gazetesi'nden Fuat Uğur, Cem Küçük, Akif ten Ali Karahasanoğlu.
SÖZCÜ OKURUNDAN ÖZÜR DİLEMELİ
Fuat Uğur dün “Mayası bozuk, FETÖ'cü olmasa ne yazar?” diye SÖZCÜ'ye ve okurlarına hakaret eden bir yazı kaleme aldı köşesinde.
Yazı nereden tutsanız elinizde kalıyor ama yanıt vermek de gerekli… Çünkü bu yanıt geciktikçe ‘haklı' olduklarına inanıyorlar.
Gazeteci Uğur, öyle bir cümleyle başlamış k yazısına: “Bir gazete düşünün, çıktığı günden bu yana yalan üzerine kurulmuş ve yayın yapmış. İşin fenası en az 250 bin kişi satın alıyor bu gazeteyi. Yalandan beslenip, bunun üzerine sohbet çevren 250 binden fazla morfinlenmiş insan demek bu. Tek kelimeyle korkunç!”
Birincisi… Uğur, SÖZCÜ okurlarından özür dilemeli. Bugün, Işıkçılar Cemaati'nin yayın organı olan Türkiye ve birçok gazete resmi satış rakamlarını şişirirken, SÖZCÜ'nün tirajı gerçek. Çünkü okurları gazetesini 2007'den bu yana 300 bin seviyesine ulaştırdı. Çünkü hep gerçeği öğrendiler.
O FOTOĞRAF KESİCİ'NİN DEĞİLDİ
“SÖZCÜ'yü kim koruyor?” diye sormuş Fuat Uğur ve Google gazeteciliği yapmış. Arama motoruna basmış ve gazetenin yalanlarına ulaşmış! Neymiş onlar? Tekzip yollanan, hatalı bilgi veya eksik bilgi içeren haberler. Gazetecilik mesleğinde ‘tekzip' diye bir kavram vardır. O zaman 12 Ağustos 2017 tarihine gidelim.
Arşivden; kendisinin de yer aldığı bir fotoğraf yayınlayan Fuat Uğur, karedeki ismin CHP Milletvekili İlhan Kesici olduğunu iddia etti. Gerçek ise birkaç saat içinde ortaya çıktı. 22 yıl önce çekilen fotoğraftaki kişi İlhan Kesici değildi. Şimdi biz Uğur'un bu yazısından dolayı özür dilediğini yazmazsak olur mu? Olmaz. Ama hata, yanlış olur. Bir de… Google'a bağlı kalmamak gerekiyor.
SAVCILIK DOSYASINA BAKMALISIN
23 haberimizi seçtiğini söylüyor Fuat Uğur. Biz de özellikle FETÖ'yle ilgili algı yapmak için seçtiği bazı haberlere yanıt verelim.
Örneğin, “16 Temmuz 2016'da Sözcü/de darbe günü ‘Bir erin kafası kesildi' yalan haber yayınlandı. Bu haberle ilgili soruşturma açıldı ve Çağlayan Adliyesi'ne gönderildi” diyor. Gazetemize ve savcılık dosyasına bakmayı unutmuş yazar. Baksaydı şunu görecekti: O haberi SÖZCÜ 16 Temmuz sabahı internet siteleri kullandıktan sonra kullandı ve savcılık da geçen haziran ayında muhabirimizle ilgili takipsizlik kararı verdi. Yine Fuat Uğur, “Sözcü'nün 1 Ocak 2016 yılında, yani FETÖ'cü darbe girişiminden altı ay önce yayınlanan bulmacasında çıkan sonuçlardan biri de ‘Tayyip Öl' idi. Bu bulmacadan dolayı soruşturma açıldı, sonuç belli değil” diye yazdı. Sonuç belli Sayın Uğur. Biz bu haberden dolayı mahkum olduk ve cezamızı çektik. Hatta bu hatayı yaptığımızdan dolayı o bulmacayı hazırlayan ve bizimle ilgisi olmayan şahsı da savcılığa şikayet ettik.
'CEMAATSEVER' GÜNLER
“Yüzlerce yalan, iftira ve çamur. Yazdıklarımız küçük bir kısmı. FETÖ'cü polislerin servis ettiği ‘belge'lerden söz etmiyorum bile. Ne oldu diye sorarsanız koca bir hiç. Herhalde verilecek cevap basit: Yalandan kim ölmüş!” diye bitirmiş yazısını da. O zaman size 15, 16, 17 ve 18 Aralık 2018 günlü gazetelerimizi gönderiyorum. Okursanız, Taraf'ın düştüğü duruma düşmekten biraz uzaklaşırsınız.
Ah be Fuat Uğur! Neden okumuyorsunuz? Okuyorum diyorsanız o halde neden gerçekleri çarpıtıyorsunuz? Arkadaşınız Cem Küçük'le her gün TGRT'de ‘keskin kalem' edasıyla anlatıyorsunuz, sürekli meslektaşlarınızı hedef tahtasına oturtuyorsunuz… ‘Hafızai beşer nisyan ile maluldür', malum… Ama sizin hafızanızı biraz harekete geçirmek de isterim… Hatırlayın lütfen Feto'ya “Hocaefendi” dediğiniz, Emre Uslu ve Mehmet Baransu ile Samanyolu'na çıktığınız günleri… Attığınız ‘cemaatsever' tweetleri. Unutmayın biz unutsak arşiv unutmaz.