Sözcü yazarından flaş iddia! FETÖ'de operasyon sırası siyasilere geldi!
Saygı Öztürk, FETÖ'ye dönük operasyonlarda sıranın siyasetçilere geldiğini iddia etti.
Sözcü gazetesinin Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, son olarak
'FETÖ'yle iltisaklı oldukları iddiasıyla 9 bin 103 bin polisin
açığa alındığı, binden fazlasının gözaltına alındığı sürecin
siyasetçilere de uzanacağını iddia etti. "Fethullahçılara dönük
operasyonlar, görevden almalar hızlanınca, sıranın siyasetçilere
geldiği de sıkça konuşulur oldu" görüşünü dile getiren Öztürk,
"Önümüzdeki ayın ilk günlerinde bazı siyasetçilerin gözaltına
alınacağı belirtiliyor, isim isim sıralanıyor. Bunlar arasında son
dönemde ismi sıkça gündemde olan kadın politikacının adı da
geçiyor" diye yazdı.
Saygı Öztürk'ün Sözcü gazetesinde bugün yayımlanan
"Operasyon sırası siyasetçilere geldi" yazısı
şöyle:
Fethullahçılara dönük operasyonlar, görevden almalar hızlanınca,
sıranın siyasetçilere geldiği de sıkça konuşulur oldu. Önümüzdeki
ayın ilk günlerinde bazı siyasetçilerin gözaltına alınacağı
belirtiliyor, isim isim sıralanıyor. Bunlar arasında son dönemde
ismi sıkça gündemde olan kadın politikacının adı da geçiyor. TBMM
Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun raporunun geciktirilmesinin bir
nedeni olarak da, bazı siyasilere dönük operasyonun beklenmesi,
onların da raporda yer almasının sağlanması olarak
gösteriliyor.
Fethullah Gülen'i ABD'de ziyaret eden, birlikte hatıra fotoğrafı
çektiren siyasetçilerin bırakın bugüne kadar cezalandırılmasını,
bunlar ve yakınları hep ödüllendiriliyor. Belki de fotoğraf
yüzünden cezalandırılan bir tek Doğan Holding'in Ankara Temsilcisi
Barbaros Muratoğlu'dur. O yapılarla bağının olmadığını, Hürriyet'te
çalışan herkes bilir.
Siyasi destekle güçlendiler
Fethullahçıların devleti ele geçirme planının uzun bir geçmişi var.
İstihbaratın önceki başkanlarından birisini dinliyorum:
"Emniyetin Fethullahçılar tarafından ele geçirilmeye başlandığının
işaretlerini aldığımda, dönemin İçişleri Bakanı'na durumu anlatmaya
başladım. Ben anlatırken bakan ayağa kalkıp pencereden dışarı
bakıyordu. Adeta ‘sen ne anlatıyorsun' diyormuş hissine
kapıldım.
Fethullah Gülen'in yargının, emniyetin, mülkiyenin ele
geçirilmesiyle ilgili kaseti 18 Haziran 1999 tarihinde Ali Kırca
tarafından açıklanınca, verilen mesaj işte bugünler içindi.
Bunların entrikacı, hileci, ihtilalci anlayışta oldukları ortaya
çıkmasına rağmen üzerlerine gitmeyenler asıl sorumludur. Ama
bunlara da bir şey yapılmıyor. Oysa o kasetle, 15 Temmuz darbe
girişiminin panoraması da çizilmişti.
İstihbaratın ele geçirilmesi Turgut Özal dönemiyle başladı. Sadece
Fethullahçılar değil, bütün tarikatlar, cemaatler istihbarata
yöneldi. Fethullahçılar da bu alanı çok güzel bir alan olarak
gördü. 80'li yılların ortalarında ‘at oynatma' süreci başladı.
‘Bunlar kıble ehlidir', ‘Müslüman'dır, bunlardan zarar gelmez'
deniliyordu. Sonra öyle bir dönem geldi ki, bunlara dokunmanız
halinde büyük bir gücü karşınıza alacağınız ortaya çıktı.
Fethullahçı yapılanma her ne kadar o zamanki anlayışta ‘irticai
faaliyet' olarak değerlendirilse de, bunların sadece Müslüman,
insan olarak zararsız oldukları belirtiliyordu. İşte bu anlayış
çerçevesinde tanınmış olan siyasi toleranslarla, güçlendiler.”
"Dosya Kulağı"ndaki isimler
20 bin civarında emniyet mensubu ihraç edildi. Cumhurbaşkanı'nın
korumalarının da aralarında bulunduğu 9 bin 103 polis de son
operasyonla açığa alındı. Emniyette bir kural vardır, hangi polisle
ilgili herhangi bir ricada bulunursanız bulunun, mutlaka referans
olan kişinin ismi o polisin dosyasına konulur. Yazılan o notlar,
“dosya kulağı” adıyla kişinin özlük dosyasına konulur. O yüzden
kimin kime referans olduğu bellidir.
Peki bunca Fethullahçı doldurduğunuza göre, bunların referansı
olanları da açıklayın bakalım. Açıklayamazlar. Onlarla ilgili işlem
yapamazlar. Çünkü referansları AKP milletvekilleridir. Bugün ihraç
edilenlere, açığa alınanlara baktığımızda bunların önemli bir
bölümünün de AKP döneminde göreve başlatılanlar olduğunu görüyoruz.
Cumhurbaşkanının korumalarının referansları kim acaba? Öğrenince
sizler de çok şaşırırsınız.
İstihbarat notundan…
Dedim ya “Emniyette her şeyin kaydı vardır” diye… “Daktilo
devrinden” kalma bir istihbarat notunu okuyoruz:
“31Ağustos 1988 günü İzmir'deki polis okullarını gezen Emniyet
Genel Müdür Yardımcısı (ismi yazılı), 100. Yıl Polis Okulu'ndan
ayrıldıktan sonra Fevzi Paşa Bulvarı Basmane PTT'si önünde otosu
park edildikten sonra 1926 Sokak'ta bulunan Fethullahçı grubun
faaliyette bulunduğu sağlık merkezini ziyaret etmiştir.
Adı geçen kişi genel müdür yardımcısı, Fethullahçıların Ege Bölge
Sorumlusu Doktor M. ile 2 saate yakın görüşme yapmıştır. Emniyet
teşkilatında, amaçlarına alet olmayan bazı teşkilat mensuplarını
şahsına şikayet etmişlerdir.”
Peki sonra ne mi oldu? Bu kişi 2002 yılında AKP'den milletvekili
seçildi. O dönemde de belki yüzlerce kişinin emniyete alınmasına
aracı olmuştur. Emniyetin istihbarat notunu, o dönemi bilen emekli
emniyet yetkilisine sordum. Şunları söyledi:
“Evet, genel müdür yardımcısını o tarihte İzmir'de izlemişiz. Olay
doğru. Ama doğru olan bir şey daha var: Bu kişinin cemaat
bağlantısı çok iyi biliniyordu. AKP'den milletvekili seçildi. Bugün
o şahıs rahat geziyor. Ama onun çömezleri içeriye alınıyor.”
İşte rahatsızlık da buradan kaynaklanıyor. Bu işin sorumlularından
hesap sorulmadıkça, referans olanlar ortaya çıkarılmadıkça bugün
FETÖ düşmanlığı yapanların yarın yine dönüş yapacağından kuşkunuz
olmasın.