Sözcü yazarı Erdoğan Aktaş sordu: Nagehan Alçı'dan 'trafik polisi' olur mu?
Sözcü yazarı Erdoğan Aktaş, Habertürk yazarı Nagehan Alçı'nın "Kendimi trafik polisi gibi hissediyorum" şeklindeki ifadesini değerlendirdi.
Sözcü gazetesi yazarı Erdoğan Aktaş, 'Nagehan Alçı'dan 'trafik polisi' olur mu? ' başlığıyla yayımlanan yazısında bir süredir Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağına dair kulis haberleri yapıldığını hatırlattı.
Bunları 'ipe sapa gelmez' olarak nitelendiren Aktaş, "Ya birilerinin sinsi amaçlarla üfürdüğü saçma sapan söylemler ya da birilerin kendi bir takım ilişkilerin sağlamlaştırmak için, o kişi adına gazeteciliğinin kullanılmasına izin vermesi. Sosyal medyada 'like kasmak' dedikleri cinsten teraneler"dedi.
Aktaş, iktidarın 20 yıl boyunca en çok medyayla uğraştığını, sonunda da iyice dibe çekmeyi başardığı görüşünü dile getirdi.
Bu noktada Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı'nın yazılarına değinen Aktaş, "Ben Nagehan'ı son derece başarılı bir medya figürü olarak görüyorum. Polemikler yaratıyor, gündemde kalıyor, o veya bu şekilde o veya bu nedenle gündeme geliyor. Bir medya figürü olarak sürekli karşımızda" diye yazdı.
Alçı'nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ilgili kullandığı "Ben de yanılmışım. Bu sistem işe yaramıyor. Seçimden önce değişsin" ifadesine değinen Aktaş, daha sonra da "Kendimi sağdan soldan gelen araçların yoğunluğundan ve trafik lambalarının istikrarsız yanıp sönüşlerinden bir süre sonra arabaların birbirine gireceğini, korna gürültülerinden başka hiçbir sesin duyulmayacağı bir ortamın doğacağını öngören bir trafik polisi gibi hissediyorum" şeklindeki sözlerini hatırlattı.
'BİR GAZETECİNİN KENDİSİNİ TRAFİK POLİSİ GİBİ GÖRMESİ TUHAF'
Aktaş, şu yorumları yaptı:
"Allah Allah… Bir insanın ülkesi için endişelenmesini anlıyorum ama bir gazetecinin kendisini trafik polisi gibi görmesi tuhaf. Kabul, bir teşbih yapıyor ama yönetmeye kalkması da çok ilginç. Devam ediyor Nagehan: 'Elimde çubuk, ağzımda bir düdük iki taraftan vızır vızır gelen otomobillere trafiğin sıkışmayacak şekilde akması için yön göstermeye gayret eden bir trafik polisi…'
Elinde neden çubuk tuttugunu anlayamadım ama gazeteci sadece haber yapar, düdük çalmaz. Yazıda devam ediyor Nagehan:
'Ne kadar çok taşıt, ne kadar büyük yoğunluk olursa olsun trafiğin bir su gibi akacağı ve hiçbir şekilde tıkanıp araç sürücüleri arasında demir levyelerle kavgaların olmayacağı bir yöntem mümkün…'
'NAGEHAN, TÜRKİYE'NİN NASIL VE NEDEN BU HALE GELDİĞİNE HİÇ Mİ HİÇ DEĞİNMİYOR'
Tabi Nagehan, anlatmaya çalıştığı Türkiye'nin, nasıl ve neden bu hale nasıl geldiğine hiç mi hiç değinmiyor. Ülke buralara tüm trafiğin tek şeritten sürdürülmeye çalışılmasıyla geldi. Sürücüler zaman zaman dayatmayla, korkutmayla, zorunlu istikametlere yönlendirildi.
'İKTİDARA YAKIN OLANLARA EMNİYET ŞERİTLERİ DAHİL GEÇİŞ ÜSTÜNLÜĞÜ TANINDI'
Trafiğe nefes aldıracak yollar keyfe keder, hukuk tanımadan kapatıldı. İktidara yakın olanlara emniyet şeritleri dahil geçiş üstünlüğü tanındı. Tercihli yollar dizayn edildi. 'Trafik polisleri' imtiyazlılara selam dururken, kendilerinden olmayanlara sürekli ceza yağdırdı, nefes aldırmadı. Bugünlere de işte böyle geldik.
Oturdukları yerden haber üretenlerin çoğaldığı ve Nagehan Alçı'nın 'trafik polisliğine' soyunduğu medyada son durum bu işte."