Sözcü yazarı Emin Çölaşan köşesini Devlet Bahçeli'ye bıraktı
"Bazı sözlerinde çok ağır hakaretler var, onları sansür etmek zorunda kaldım"
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, köşesini Devlet Bahçeli'ye bıraktı.
"Recep Bey için yakın geçmişte mitinglerde ve partisinin grup
toplantılarında aşağıdaki sözleri söyleyen bu şahıs, şimdi onun
stepnesi, kurtarıcı meleği oldu" diyen Çölaşan, "Türkiye'de
kimlerin nasıl siyaset yaptığını, kimlerin nasıl hiç sıkılmadan,
büyük bir pişkinlikle nasıl 180 derece çark ettiğini bir kez daha
görünüz" dedi.
Çölaşan, "Sözü Bay Bahçeli'ye bırakıyorum" diyerek köşesini MHP
liderine bıraktı:
“İki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, bardağa tuz
konulmaz, suda ateş yanmaz. Recep Tayyip Erdoğan'dan da
cumhurbaşkanı olmaz…”
“Başbakan Erdoğan olmayan kalitesinin gereğini yapmış Barzani'yi
Diyarbakır'a davet etmiş, muhatabını bağrına basmıştır. Evet
Başbakan, siyasi menfaat uğruna, Barzani'nin desteğini almak
amacıyla Kürdistan'a onay vermiştir…”
“Erdoğan'a oy verirken başkan olsun dediniz mi? Erdoğan siyasetin
dibindedir. Peki kimdir bu gafil? Kendisine cumhurbaşkanı diyen
17-25 Erdoğan! Be hey densiz, be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez…
Sen cumhurbaşkanısın sen devletin başısın. Ne geziyorsun meydan
meydan, bizimle ne uğraşıyorsun.”
“Hedeflenen başkanlık sistemi değil bsistemidir. Erdoğan ve Öcalan
başkanlık sisteminde söz kesmiş, bölücü çevrelerden gelen mesajlar
da bunu doğrulamıştır.”
“Milli Görüş gömleğini giyen Erdoğan, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)
gömleğini giyerek milletimizi yıllarca kandırmış, zamanımızı
çalmıştır. Ancak milletimiz gömlek değiştirmez. Değiştireceği
gömleği de asla giymez. Şerefini gömlek gibi giyip çıkaran,
tarafsızlık yeminini ampul gibi yakıp söndüren bir şahsiyet
Türkiye'ye istikamet çizemez, milletimizin aklını artık çelemez.
Erdoğan baştan aşağı yalan olup çıkmıştır.”
“Beştepe (Saray) hanedanı ve AKP yönetimi aile boyu rüşvet ve
yolsuzluk çamuruna batmıştır. 17/25 Aralık yolsuzluk dosyalarının
bir daha açılmamak üzere kapatılması ve bu rüşvet, hırsızlık ve
yolsuzluk çarkının döndürülebilmesi, Tayyip Erdoğan'ın bütün
yetkileri elinde toplayarak diktatörlüğünü ilan etmesine
bağlıdır.”
“Sayın Erdoğan, mahalli idareler seçimlerinde kendi nefsini tatmin
için milleti istismar etmekten, siyasi kurumları karalamaktan
vazgeç de şu okyanus ötesinden, Amerika'dan baş gösteren ekonomik
krizin, Avrupa kıtasını sararak Türkiye'yi tesiri altına aldığı
dönemi iyi anla, iyi değerlendir.”
“İlkelerimizin esasında, gelenek ve siyasi duruşumuzun temelinde,
devletin başıyla kamplaşmak ve kavga etmek yoktur. Fakat ilk önce
Erdoğan cumhurbaşkanı olmayı öğrenecek, cumhurbaşkanı gibi
davranacaktır. Muhaliflere gelince hukuk diyen, kendisine gelince
guguk anlayan Erdoğan ya cumhurbaşkanı ya da cumhur çıbanı
olacaktır.”
“Erdoğan'ın Bozkurt simgemize düşmanlığını biliyoruz. MHP nefretine
de uzun zamandır şahidiz. Milliyetçiliği ayaklar altına alacak
kadar kimliksiz olduğu da malûmunuzdur. Madem Bozkurt işaretine
Erdoğan tahammülsüzdür, o halde hodri meydan.”
“7 Haziran geldiğinde 1 milyar 370 milyon liralık kaçak saraya
peşkeş çekilen millet hazinesinin hesabını soracak mısınız? Nasılsa
devletin malı denizdi. Nasılsa Kısıklı'daki villasında farklı banka
hesaplarında milyar dolarları vardı. Erdoğan'ın milletin sırtından
uçak alacağım, havuzculara (Devletin parasıyla satın alınan yandaş
medya kuruluşlarına) para vereceğim demesine itiraz edilmeyecek
midir? Erdoğan alkışlandıkça götürüyor, destek gördükçe küpünü
dolduruyor.”
“Sayın cumhurbaşkanı kendisine bir çeki düzen vermeli, sözlerinin
nereye gittiğini iyi düşünmeli. Her gün analar ağlıyor. Geceleri
nasıl uyuyor, hiç mi vicdanı sızlamıyor. Sonu felakettir
cumhurbaşkanının.”
“Erdoğan'ın sürekli polemik üretmesi, bulduğu her fırsatta ucube
değerlendirmeler yapıp ülkemizi anlam kargaşasına mahkûm etmesi
kabul edilecek bir hal değildir. Açıktır ki Türkiye, Recep Tayyip
Erdoğan kaynaklı bir bunalım çemberine, üslûp kirliliğine, hakaret
çıkmazına mahkûm edilmiştir. Erdoğan konuştukça Türkiye'nin
tansiyonu yükselmekte, görüş ayrılıkları keskinleşmektedir.”
“Üç çocuk dayatması, ABD'nin keşfi meselesi (Recep Bey ABD'yi
Müslümanların keşfettiğini iddia etmişti), doğum kontrolü konusu,
Türkçe'nin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapılmayacağına dair
köhnemiş bakışı, Erdoğan'ın son marifetlerinden bazıları olarak
dikkat çekmektedir. Erdoğan'ın gündem saptırmak için tedavüle
soktuğu sapık ve sağlıksız düşünceleri artık katlanılmayacak
boyutlardadır.”
“Cenab-ı Allah nasip ettiği gün Recep Tayyip Erdoğan'ın önündeki
bir yere, ‘Ne Mutlu Türk'üm' diye yazmazsam namerdim. Ziraat
Bankası'nın başındaki T.C.'yi kim silmiş ise onu oraya tekrar
yazdırmazsam namussuzum.”
“Erdoğan'a sesleniyorum, sen millilikten ne anlarsın? Senin sözde
milliliğin sandık görülünce meydana çıkar. Aday Erdoğan bil ki, sen
milli olamazsın, sen milli kalamazsın. Bir insanın milli olması
için vatana, bayrağa ve millete şaşı bakmaması lazımdır. Bir
insanın milli olması için gayri milli unsurlara eğilip diz
çökmemesi şarttır.”
“Türk Milletinin 36 etnik gruptan ibaret olduğunu söylüyor. Sana
diyorum ki bu 36 etnik grubu biliyor da açıklamıyorsan namert kere
namertsin. Kimlerden ibarettir bu 36 etnik grup? Sen kendini bu
36'nın içinde mi görüyorsun? Sana bu 36 etnik kimliği kim öğretti?
Bu kapsamda tek millet olmaktan nasıl ve hangi zeka seviyesiyle
bahsediyorsun?”
“Erdoğan layık olmadığı makamın ağırlığı altında ezilmiş, siyasi
tarafgirlikle, açılış kılıfı altında düzenlediği mitinglerle
cumhurbaşkanlığını mahvetmiştir. Bu şahıs her gün fitne
saçmaktadır. Erdoğan israf, itham, inkâr ve iftiradır. Sen nasıl
bir Müslümansın? Sende hiç mi Allah korkusu yok? Sende şeref ve
mertlik işportaya düşmüş, hurdaya çıkmış. Erdoğan'ın çok yakında
maskesi düşecek, eski günlerini mumla arayacaktır. Ve günü
geldiğinde ya kaçacak, ya da adalete hesap verecektir.”
* * *
Sevgili okurlarım, işte size bir parti başkanının ağzından kendi
ifadeleri!
Bazı sözlerinde çok ağır hakaretler var, onları sansür etmek
zorunda kaldım!
Partisini bölmüş, tükenme aşamasına getirmiş, sonra bakmış ki
çaresi yok, son anda Recep Bey'in trenine zıplamak zorunda
kalmış!
O artık AKP ve Recep Bey'in en hızlı militanı…
Şimdi kendisine “Yav Devlet Bey, bu sözlerinin arkasında
duruyor musun?” diye sorsak ya susacak, ya da “Dün dündür bugün
bugündür efendiler, zaten o yüzden kimse beni ciddiye almıyor”
demek zorunda kalacaktır!