09 Kas 2007 12:00 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:51

"SOYUNMA ODASINDA GÖRDÜKLERİM!..." HANGİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ FENERBAHÇE'NİN SOYUNMA ODASINA GİRDİ, SONRA DA İZLENİMLERİNİ YAZDI?...

Fenerbahçe'nin PSV'yi yendiği 2-0'lık maç sonrası soyunma odasının misafirlerinden biri de bir genel yayın yönetmeniydi. Soyunma odasına girdi ve gördüklerini yazdı. İşte o yazı...

Soyunma odasında gördüklerim


PSV Eindhoven maçından sonra Başkan Aziz Yıldırım'la birlikte soyunma odasına indik.

Yıldırım her zamanki gibi sakin.

1907 tribününün merdivenlerinden inerken, alkış kopuyor.

Merdivenlerin her tarafından "Başkan bu senin eserin" sesleri yükseliyor.

Yıldırım'la birlikte maçı seyredenlere bakıyorum.

Klasik kadro orada.

Mahmut Uslu, Nihat Özdemir, Tahir Perek, Murat Özaydınlı.

Yanlarında eski İstanbul Emniyet Müdürü ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir, eski Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan.

Hepsi sonuçtan memnun.

* * *

Kulübün soyunma odasını hayatımda ilk defa görüyorum.

Geniş bir salondan bir koridora giriliyor.

Koridorun iki tarafı Fenerbahçe'ye ait fotoğraflarla dolu.

Girişte sağ tarafta çok büyük bir salon var.

Duvarlar dolaplarla kaplı.

Onun hemen yanında duşlar, yanında da masaj yatakları bulunan bir oda daha.

Koridor, Teknik Direktör Zico'ya ayrılan odaya kadar uzanıyor.

Aziz Yıldırım doğrudan oraya gidiyor.

Odada, küçük bir çelik masa duruyor.

Görünüşü, küçük bir devlet dairesi gibi.

Zico o masada oturuyor.

Masanın yanındaki sandalyeye ise Alex oturmuş. Belli ki Zico'yla aralarında özel bir ilişki var.

Beline bir havlu sarmış, üstü çıplak.

Önce Aziz Yıldırım, sonra ben, Teknik Direktör'ü kutluyoruz.

Alex yerinden kalkamıyor.

Yüzünde çok acı çektiğini anlatan bir ifade var.

"Nasıl" diye soruyorum.

Bir sağlık yetkilisi, "Her tarafında korkunç ağrılar var. Zor dayanıyor" diyor.

* * *

Oradan çıkıp futbolcuların giyindiği bölüme geçiyoruz.

Yıldırım hepsini tek tek kutluyor.

Ama öyle aşırı bir samimiyet, sarılma, öpme falan yok.

En köşedeki dolabın önünde Semih gülerek, "Başkanım herhalde bu maçtan sonra cezamı kaldırırsınız" diyor.

Beşiktaş maçında attığı golden sonra formasını çıkarmasından dolayı kulüp, Semih'e 5 bin YTL ceza vermiş.

Aziz Yıldırım, sevecen ama kararlı bir sesle cevap veriyor:

"Hayır, kaldırmayacağım. Bir daha böyle yapmayasın diye o cezayı ödeyeceksin."

Futbolcularla ilişkisine dikkat ediyorum. Dediğim gibi, son derece mesafeli.

Saygı ve profesyonellik çizgisi hiç aşılmıyor.

Yan taraftaki masaj odasının önünden geçerken Appiah'ı görüyor.

Appiah, bir masaj yatağının üstüne uzanmış.

Başkan onun yanına gidip kısa süre konuşuyor.

Ne konuştuklarını işitemiyorum.

Carlos herkesin gözdesi. Çok sempatik. Etrafında bir "aura" ile dolaşıyor.

* * *

Kafamızda yıllardır hep "soyunma odası" diye bir kavram yerleşmiş.

Oysa bu oda değil, stadın ayrı bir bölümü. Ana salon benim tahminimden çok daha geniş.

Aziz Yıldırım, "Bizimki bayağı büyük. Mesela, Milan stadının soyunma bölümünün iki katından fazla" diyor.

Futbolcular bütün malzemeyi çıkarıp ortaya atmış. Etraf bir tekstil çöplüğü gibi.

Bir görevli, ayakkabıların kramponlarındaki çim ve çamuru temizliyor.

Orada anlıyorsunuz ki, futbol, sadece sahada oynanan şeyden ibaret değil.

Bizlerin görmediği muazzam bir lojistiği var.

* * *

Oynanan oyundan herkes memnun.

Carlos'un gelişi takıma yepyeni bir ruh vermiş ve çıtayı yükseltmiş.

Yani basit bir transfer olmayı geçip stratejik bir karara dönüşmüş.