13 Eki 2017 12:32
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:11
Soner Yalçın'dan bomba Erdoğan yazısı! Sosyal medyayı sarstı!
Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sahip çıktı, bugünkü yazısında vize kriziyle ilgili Erdoğan'a yüklenen kesimleri yerden yere vurdu.
Soner Yalçın'ın bugünkü yazısı nereden nereye dedirtti. En ateşli Erdoğan muhalifleri arasında gösterilen Yalçın, Cumhurbaşkanına adeta siper oldu.
Vize krizi nedeniyle ABD'ye meydan okuyan Erdoğan'a destek çıkan yazar, köşesinde “Erdoğan gitsin” diye ABD'nin vize ambargosuna sevinilebilinir mi? Yapmayınız. Bu ruh çöküntüsü, insanın kendine ihanetidir." ifadelerine yer verdi.
1904 yılındaki Çarlık Rusyası ile Japonya arasındaki savaşta burjuva liberalleri, iç siyasette ödünler koparabilmek için Japonya ile savaşta ülkelerinin yenilgisini istediğini hatırlatan yazar, sözü Türkiye'nin bugünkü duruma getirerek yazısına böyle devam ediyor:
ERDOĞAN'I EMPERYALİZME İTEKLEMEK ÜLKEYE NE KAZANDIRIR?
Evet, Erdoğan'ın dış politikası büyük hataydı. Türkiye'ye büyük zararı oldu. Ama.
Bugün realite Erdoğan'ı; Rusya, İran, Suriye ile aynı masaya oturtuyor. Bu masaya gözümüzü kapatabilir miyiz? Bu dış politik gelişmeyi görmezden gelip aynı sözleri-yazıları tekrarlamayı mı sürdürmek lazım?
Bozan bozduğunu toparlamaya çalışıyorsa aynı sözleri tekrarlamanın kime yararı/faydası var?
“Hangi nedenle olursa olsun” bugün emperyalizm ile Erdoğan karşı karşıya geliyor ise, bu politik gelişme suskunlukla karşılanabilir mi? Ne yani, “yenilgicilikten” medet mi umacağız? Hayır. Mevzubahis olan Erdoğan değil, Türkiye'dir!
Olaylara tek açıdan bakan “at gözlüğü” yanıltıcıdır…
Her yeni oluşan siyasal durumda yeni strateji yaratmak zorundayız. “Erdoğan mecbur kaldı” vs. cümleleri kurmak strateji olabilir mi? Erdoğan'ı emperyalizme doğru iteklemek ülkeye ne kazandırır?
Günümüzde… Politika üretememe-politika geliştirememe bahanesi “yesinler birbirini” yüzeyselliği oldu!
Bu aklı durdurmaktır.
Bu tek düşünce üretiminde saplanıp kalmaktır.
Bu doğrudan korkmaktır.
Erdoğan, İran, Rusya ve Suriye ile yan yana geliyorsa bu konuda suskun kalınabilir mi? Keza… “Erdoğan gitsin” diye ABD'nin vize ambargosuna sevinilebilinir mi? Yapmayınız. Bu ruh çöküntüsü, insanın kendine ihanetidir.
Erdoğan bizim haklı çıktığımız yere/yanımıza geldi ise, biz bulunduğumuz yerden niye “aman yan yana görünmeyelim” diye utanıp kaçalım? Bu kendine güvensizliktir.
Gelişmeler bizi haklı çıkardı, ne mutlu bize.
Vize krizi nedeniyle ABD'ye meydan okuyan Erdoğan'a destek çıkan yazar, köşesinde “Erdoğan gitsin” diye ABD'nin vize ambargosuna sevinilebilinir mi? Yapmayınız. Bu ruh çöküntüsü, insanın kendine ihanetidir." ifadelerine yer verdi.
1904 yılındaki Çarlık Rusyası ile Japonya arasındaki savaşta burjuva liberalleri, iç siyasette ödünler koparabilmek için Japonya ile savaşta ülkelerinin yenilgisini istediğini hatırlatan yazar, sözü Türkiye'nin bugünkü duruma getirerek yazısına böyle devam ediyor:
ERDOĞAN'I EMPERYALİZME İTEKLEMEK ÜLKEYE NE KAZANDIRIR?
Evet, Erdoğan'ın dış politikası büyük hataydı. Türkiye'ye büyük zararı oldu. Ama.
Bugün realite Erdoğan'ı; Rusya, İran, Suriye ile aynı masaya oturtuyor. Bu masaya gözümüzü kapatabilir miyiz? Bu dış politik gelişmeyi görmezden gelip aynı sözleri-yazıları tekrarlamayı mı sürdürmek lazım?
Bozan bozduğunu toparlamaya çalışıyorsa aynı sözleri tekrarlamanın kime yararı/faydası var?
“Hangi nedenle olursa olsun” bugün emperyalizm ile Erdoğan karşı karşıya geliyor ise, bu politik gelişme suskunlukla karşılanabilir mi? Ne yani, “yenilgicilikten” medet mi umacağız? Hayır. Mevzubahis olan Erdoğan değil, Türkiye'dir!
Olaylara tek açıdan bakan “at gözlüğü” yanıltıcıdır…
Her yeni oluşan siyasal durumda yeni strateji yaratmak zorundayız. “Erdoğan mecbur kaldı” vs. cümleleri kurmak strateji olabilir mi? Erdoğan'ı emperyalizme doğru iteklemek ülkeye ne kazandırır?
Günümüzde… Politika üretememe-politika geliştirememe bahanesi “yesinler birbirini” yüzeyselliği oldu!
Bu aklı durdurmaktır.
Bu tek düşünce üretiminde saplanıp kalmaktır.
Bu doğrudan korkmaktır.
Erdoğan, İran, Rusya ve Suriye ile yan yana geliyorsa bu konuda suskun kalınabilir mi? Keza… “Erdoğan gitsin” diye ABD'nin vize ambargosuna sevinilebilinir mi? Yapmayınız. Bu ruh çöküntüsü, insanın kendine ihanetidir.
Erdoğan bizim haklı çıktığımız yere/yanımıza geldi ise, biz bulunduğumuz yerden niye “aman yan yana görünmeyelim” diye utanıp kaçalım? Bu kendine güvensizliktir.
Gelişmeler bizi haklı çıkardı, ne mutlu bize.