Soner Yalçın'dan bomba 24 Haziran iddiası! Polis ve jandarma Anadolu Ajansı'nın 'muhabiri' mi yapıldı?
Sözcü Gazetesi yazarı Soner Yalçın, 24 Haziran seçimlerinin sonuçlarını Anadolu Ajansı'nın nereden aldığını sorarak bir değerlendirmede bulundu.
Sözcü yazarı Soner Yalçın, 24 Haziran'da yapılan çifte seçimlere
ilişkin olarak "Biz seçimin kaderini/algısını değiştiren Anadolu
Ajansı'nın bu hıza nasıl ulaştığını bir türlü öğrenemiyoruz. Bir
'sır' ısrarla saklanıyor" ifadesini kullandı. Bugünkü yazısında 24
Haziran'la ilgili iddialara yer veren Yalçın, "Polis WhatsApp grubu
oluşturmuş" ifadesini kullandı.
"Sandık güvenliğinden sorumlu kamu görevlilerinin seçim sonuçlarını
öğrenip, amirlerine-komutanlarına bildirmesi kanunsuzluk değil mi?"
diye soran Yalçın "Her bir polis, her bir jandarma. Anadolu
Ajansı'nın “muhabiri” mi yapıldı? Bu hal hangi hukuk devletinde
olur?" tepkisini gösterdi.
Yalçın'ın "Polis WhatsApp Grubu" başlığıyla
yayımlanan yazısı şöyle:
Tarih: 3 Kasım 2002.
Türkiye genel seçime gitti.
Oy verme işlemi bitince ne yapıldı:
– Sandıklar açıldı; zarflar tek tek müşahitlere gösterilerek
okunmaya başlandı.
– Oylar tutanağa elle yazıldı.
– Sayım bitti. Çuvallar mühürlendi.
– Çuvallar ilçe seçim kurullarına gitti.
– Tutanak sonuçları bilgisayara girildi.
Yani…
Buraya kadar olan süreç, 24 Haziran 2018 seçiminde de aynen
yaşandı!
Hâlâ mühür var…
Hâlâ kalem var…
Hâlâ ıslak imza var…
Hâlâ müşahit var…
Bu süreçte terimler/terminoloji bile hiç değişmedi.
Değişen sadece seçim sonuçları hızı oldu!
Hangi teknoloji, sürecin neresine dahil oldu da bu kadar hızlı
sonuç alınır oldu?
Ne yani, elektronik oya mı geçtik?
Görüyoruz; Yüksek Seçim Kurulu hızında pek değişiklik yok!
Hızını artıran sadece Anadolu Ajansı!
Ve biz seçimin kaderini/algısını değiştiren bu kurumun/AA'nın bu
hıza nasıl ulaştığını bir türlü öğrenemiyoruz. Bir “sır” ısrarla
saklanıyor…
Tekrarlıyorum: Anadolu Ajansı sandık verilerine Yüksek Seçim
Kurulu'ndan önce nasıl ulaşıyor?
AA ile ilgili sandık görevlilerinden mail yağıyor:
Seçimin güvenliğinden sorumlu olması gereken polislere (ve
Jandarma'ya) yasadışı-gizli görev verildiği ortaya çıkıyor!
Polis (ve jandarma) sandıklar kapanır kapanmaz tutanakları öğrenip,
sonucu okul/seçim alanı sorumlusu güvenlik görevlisine
bildiriyor.
Okul/sandık alanı sorumlusu polis/jandarma aldığı sonuçları nereye
bildiriyor:
– İçişleri Bakanlığı'na mı?
– İçişleri Bakanlığı nereye gönderiyor bilgileri?
Anadolu Ajansı'nın yaptığı algı operasyonunun “ortakları”
kimler?
Tanıklar var
Ezbere yazmıyoruz…
Tanıklar var:
– “Ben bu seçimlerde Anamur 1151-1152-1153 ve 1154 No'lu
sandıklarda gönüllü müşahit olarak bulundum. Polisler herkesten çok
meraklı idi. Sonuçları herkesten önce yolladılar. Ben emekli
astsubayım bu nedenle sordum; ‘sizin bu sonuçlarla ne ilginiz var'
diye. ‘Abi, bir WhatsApp grubu oluşturmuşlar oraya yolluyoruz'
dediler!”
Bir diğer tanık:
– “Bilgi teknolojileri ve yazılım alanıyla oldukça ilgiliyimdir.
Seçim öncesinde il emniyet müdürlüklerine teknoloji bağlantılı iş
yapan bir arkadaşım benim masa üstü bilgisayarlara yazılım
yaptığımı bildiğinden ricada bulundu: Android destekli merkezden
yönetilebilecek sandık takip programı istedi. Ben de ‘emniyetin
seçim takibiyle ne alakası var, onların görevi seçim güvenliğini
sağlamak değil mi' diye sordum. ‘Orasını karıştırma, sen paranı
alacaksın nasıl olsa' dedi. Seçime çok kısa süre kalmış olmasından
dolayı ve aklıma çok yatmaması vesilesi ile kabul etmedim. Bana
eski programın kopyasını vermişti. Ancak yapmayacağım kesinleşince
nereye kaldırdığımı bulamadım. İhtiyacınız olması durumunda bulmaya
da çalışabilirim…”
Her bir polis…
Her bir jandarma…
Anadolu Ajansı'nın “muhabiri” mi yapıldı?
Sandık güvenliğinden sorumlu kamu görevlilerinin seçim sonuçlarını
öğrenip, amirlerine-komutanlarına bildirmesi kanunsuzluk değil
mi?
Bu hal hangi hukuk devletinde olur?
Yasa ne diyor?
Oy, demokrasinin kutsalıdır.
Bu sebeple yasa diyor ki:
– “Sandık alanında, kurul üyeleriyle bu kanunla kendilerine yetki
verilmiş olanlardan ve seçmenlerden başka kimse bulunamaz…
– “Sandık alanında ancak, sandık kurulu başkanının gerektiğinde
çağıracağı zabıta kuvvetleri bulunur…
– “Zabıta amir ve memurlarıyla resmi üniforma giymiş kimseler, ve
silah taşıyanlar sandık alanına giremezler…”
Yasa bu kadar açık! Buna rağmen…
– Polis (ve jandarma), oy pusularının fotoğrafını çekip (ya da
kağıda yazıp) bir yerenasıl gönderir?
Bu onların görevi değil…
Bakınız:
Sadece 264 bin 526 polis değil…
Sadece 195 bin 695 jandarma değil…
50 bin 793 korucu da seçim alanlarında görev yaptı…
İlk kez bu seçimlerde Polis Akademisi'nden mezun yeni polis
adayları bile takviye edildi.
Görünen şu:
Bu güvenlik görevlileri sonuç tutanaklarıyla yakından ilgilendi! Bu
emredildi çünkü! Peki, niye?
Evet soru basit: Yasa dışı olmasına rağmen polis-jandarma-korucu
seçim sonucuyla neden alakalıydı; ve neden seçim sonucu
tutanaklarını kayıt altına aldı?
Sormayalım mı?
AA Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özkaya, Akşam gazetesinden Pınar
Işık Ardor'a dedi ki:
– “Çalıştığımız birçok firma ve saha çalışanlarımız var. Bunlar,
her bir seçim bölgesindeki okullarda kayıt altına alınan sonuçları
pusulalar henüz ilçe seçim kurullarına ulaştırılmadan önce bize
gönderiyor…”.
Peki…
– AA'nın çalıştığını iddia ettiği bu taşeron firmalar kim?
– Açıklayınız şu yaptığınız sözleşmeyi? AA adına çalışan görevliler
kimler?
Sahi… Sandık başında-sandık alanında AA adına çalışan tek kişiyi
neden kimseler görmedi?
Ve zaten bu yasal değil. O halde…
AA gerçekleri söylemi; algı operasyonunun ortakları kimler?