10 Oca 2013 18:16 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:37

SON DAKİKA; HRANT DİNK CİNAYETİNDE FLAŞ GELİŞME

Yargıtay Başsavcılığı ''Örgüt suçundan beraat bozulup, örgütten ceza verilmeli'' dedi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının, “sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği” gerekçesiyle bozulmasını istedi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 19 sanık hakkında verdiği kararla ilgili tebliğnamesini hazırladı.

Tebliğnamede, suç işlemek amacıyla örgüt kurmanın unsurları irdelendi.

Durduk yere, amaçsız bir şekilde sırf örgüt kurdu desinler diye hiç kimsenin bir araya gelmeyeceği belirtilen tebliğnamede, suç işlemek için örgüt kurma suçunun bir tehlike suçu olduğu kaydedildi.

Tebliğnamede, “Sanıkların mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği amaç açısından elverişli fiili gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla ülke genelindeki toplumsal etkinliğinin olup olmadığını aramaya gerek yoktur. Zira, devletin birliğini bozma suçu bir tehlike suçudur ve gerçekleştirilen eylemlerin sonuncusu ile de bu tehlike gerçekleşmiştir” denildi.

Tebliğnamede, üçten fazla kişinin bir araya gelmek suretiyle örgütün insan unsurunu gerçekleştirildiği, bu kişiler arasında hiyerarşik yapının bulunduğu, bu kişiler arasında görev dağılımı yapıldığı, örgüt elemanları arasında kurulan iş bölümü ve iştigal olunacak faaliyet alanlarının önceden tespit edildiği, örgüt elemanları arasında gizliliğin esas alındığı, işlenen suçların ideolojik amaçlarla gerçekleştirildiğinin dosya kapsamından anlaşıldığı vurgulandı.

Başsavcılık tebliğnamesinde, şu tespitler yapıldı:

“Sanıkların kişisel özellikleri, geçmişleri, hedef gözetilen kişilerin etnik ve dini özellikleri ve ülkemizde yaşayan insan profili göz önüne alındığında, olayın henüz ilk aşamasındaki etkin soruşturma eksikliği sebebiyle sanıkların birliği bozmayı hedeflemelerindeki amaçlarının tespiti mümkün olamamış ise de böyle bir amacın varlığını ilk başta tespit edememek, TCK'nın 302/1. maddesindeki kasıtla hareket ettiklerinin tespit ve değerlendirmesine ve hukuki nitelendirme yapmaya engel değildir.

Son eylemin sıradan bir adam öldürme eylemi olmadığı, dosyadaki eylemlerin, devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak, otoriteyi zaafa uğratmak, kamu düzenini bozup ülkede kaos, kargaşa ve güvensizlik ortamı oluşturmak, huzursuzluk ortamına zemin hazırlamak, ülkemizi uluslararası arenada sıkıntıya sokmak şeklinde amaçlarının olduğu açıktır.

Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, sanıklar tarafından gerçekleştirilen 19 Ocak 2007 tarihinde sırf başka din ve milliyetten olması nedeniyle Fırat (Hrant) Dink'in öldürülmesi, sistemli, planlı ve organize olarak bir örgüt faaliyeti kapsamında, devletin birliğini bozmaya yönelik eylemler olarak değerlendirilmelidir.”