Şef Musa Dağdeviren, Sidney’e geldi benim kafamı değiştirmeme yardımcı oldu. Aradığım ürünleri bulamıyordum, o da bana işin inceliklerini gösterdi. Ondan sonra yükselişe geçtik.
Avustralya’da yaşıyordum ama Türkiye’den de kopamıyordum. Gastronomi turları düzenliyordum sık sık. ‘MasterChef başlıyor’ diye bir yazı gördüm sosyal medya. Arkadaşıma ‘MasterChef başlıyormuş, sen tanırsın Acun abinin ekibini bir söylesene misafir şef olarak alsınlar böylece en azından burada bir MasterChef yaparım hem güzel bir hatıra olur hem de bunu Avustralya’da pazarlarım’ dedim.
Artık nasıl iletildi, kimden gitti bilmiyorum başka türlü gitmiş haber. ‘Biz de onu arıyorduk’ demişler. Olay bu şekilde gelişince de ‘sen buraya gel’ oldu. Konuştuk, ben Avustralya’daki işlerimden bahsettim ‘bir iki aya çeker, bitiririz’ dediler. İlk sene 38, geçen sene 80 küsur bölüm bu sene 135’e doğru gidiyoruz. İyi ki de gelmişim, iyi ki bu kararı vermişim.
Ben ünlü bir şeftim, yarışmadan sonra da burada ünlü oldum! Kendi sektörümde beni tanıyorlardı zaten ismim biliniyordu.
Sadece yarışmada yemek yiyorum. Gün içinde başka bir şey yemiyorum. Bu seneki yarışmacılar iyi yemek yapıyor.
Yarışmacılarla set dışında hiç görüşmüyoruz. Programda ne görüyorsanız o yani. Onun dışında görüşmüyoruz."