Restoranların yemek menüleri hakkında fikirler verdim. Sonra ürüne dokunmanın bana iyi geldiği anladım ve mekan açmaya karar verdim. Türk restoranı macerasına girdim. İlk açtığımız gece üç rezervasyon vardı.
Gelenlerden biri ‘burayı İtalyan restoranı zannettik ’ dedi ve gitti. İkincisi hiç gelmedi. Üçüncü geldi o da ‘İtalyan restoran zannettik’ dedi. Biz de Türk restoranı olduğumuzu anlattık. ‘Tamam, süper’ dediler. Yemek hazırlamaya gittim yukarı geldim onlar da kaçmıştı. Bütün birikimimi mekana yatırmıştım ‘bittim ben’ dedim.
Şef Musa Dağdeviren, Sidney’e geldi benim kafamı değiştirmeme yardımcı oldu. Aradığım ürünleri bulamıyordum, o da bana işin inceliklerini gösterdi. Ondan sonra yükselişe geçtik.
Avustralya’da yaşıyordum ama Türkiye’den de kopamıyordum. Gastronomi turları düzenliyordum sık sık. ‘MasterChef başlıyor’ diye bir yazı gördüm sosyal medya. Arkadaşıma ‘MasterChef başlıyormuş, sen tanırsın Acun abinin ekibini bir söylesene misafir şef olarak alsınlar böylece en azından burada bir MasterChef yaparım hem güzel bir hatıra olur hem de bunu Avustralya’da pazarlarım’ dedim.