Şoke eden yazı; Fethullah Gülen'e İmralı yolu mu görünüyor?
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak, Fethullah Gülen'e İmralı yolunun görünebileceğini yazdı.
Dilipak'ın, iddiasını dile getirdiği yazısının ilgili bölümü
şöyle:
Erdoğan'ın Obama'ya Gülen'le ilgili rahatsızlığını ilettiği
haberini bir kenara not edin..
Ben size bir süredir, bir İrangate benzeri sorunun ABD'de
yaşanacağı uyarısında bulunuyordum.. Bana kalırsa süreç başladı..
Ve devamında bu skandal Avrupa'da, Vatikan'da, Gülen okullarının
bulunduğu diğer ülkelerde de savcılıkları harekete geçirecek,
iktidar ve muhalefet arasında ciddi tartışmalara sebeb olacak..
Uyarayım, cemaatla başı olan sermaye grubları için de bu gelişmeler
bir uyarı niteliğinde.. Bu kuruluşların paralel devlet ile
ilişkileri, kendilerinin de bu yapılanma içinde, onlara yardım ve
yataklık edenler grubunda bulunması ya da bu paralel devletin
örtülü KİT'i olarak faaliyet gösterdiği iddiasının ortaya atılması
halinde yakalarını savcıların elinden zor kurtarırlar..
Pensilvanya'daki zat gelişmelerin ne kadar farkında bilmiyorum.. O
mu Amerika'daki dostlarını kandırıyor, Amerikalı dostları mı onu
kandırıyor, onu da bilmiyorum.. Ama görünen o ki, gelecek günler
geçen günleri aratacak. Onu söyleyebilirim.
İMRALI YOLU GÖZÜKEBİLİR
Gülen'e alternatif bir yerleşim mekanı aranıyordu.. Eğer operasyon
başarılı olsaydı, bir İstanbul'da Anadolu yakasında, bir de
Ankara'da malikanesi hazırdı! Eğer uzun sürecek olursa ve
Amerika'dan ayrılması gerekecek olursa, Güney Afrika olmayınca
Avustralya alternatif merkez olabilirdi.. Ama artık bu hesapların
tümü suya düştü.. Artık Amerika'dan çıkarılacak olursa, Türkiye'ye
teslim edilebilir.. O zaman Gülen'e İmralı, ona yardım edenlere de
Silivri yolu gözükebilir..
Ergenekonla ilgili olarak, daha 28 Şubat'tan hemen sonra, Cuma
dergisinde "Paşalar söz dinlemezse" başlığı ile kaleme aldığım bir
uyarı yazısından dolayı yıllarca askeri mahkemede yargılandım.
Başka arkadaşlar da başka yazılarından dolayı aynı davada sanık
olmuşlardı. O söz dinlemeyen paşalar da Ergenekon ve Balyozda sanık
sandalyesine oturtuldular..
Bugünkü olaylar başlamadan Mustafa Karahasanoğlu'nu aradım,
gelişmelerin kötü olduğunu, cemaatten birileri ile görüşmek
istediğimi, bu konuda ne düşündüğünü sordum. Biliyorsunuz ben
onlardan, Toktamış Ateş'le birlikte ilk "Hoşgörü ödülü"nü aldım..
Aldığım ödülün bugün benim için bir anlamı kalmadı.. Cemail
Uşşak'la görüşeyim mi, ne dersin diye sordum. Mustafa bey umutsuz
konuştu. Ben yine de aradım. O görüşme olmadı. Daha sonra birkaç
kez bir vesile ile karşılaştık. Hem görüşme talebimi yeniledim. Ama
görüşme gerçekleşmedi.. Kendilerinden çok emindiler. Özgül
ağırlıklarına güveniyorlardı. ABD, İngiltere, Vatikan ve İsrail
bağları onları güç zehirlenmesi ile başlarını döndürmüştü.. Onların
bu kararlı ve özgüvenli halleri, uluslararası sistem aktörlerini
mutlu ediyordu sanırım.. Birbirilerine çok güveniyorlardı..
İşin bütün safhaları mübtezel, ama ezoterik bölümü daha da
mübtezel.. Tevazu arkasına saklanan bir kibir, hoşgörü arkasına
saklanan öfke, takiyye arkasına saklanan bir diyalogçuluk.. Soru
çalıp dağıtarak başarı örgütlemesi, başarılı çocukları transfer
ederek, vitrine yerleştirerek onları oltaya takılan bir yeme
dönüştürmeleri, başkalarının sicili ile oynayarak kendi
yandaşlarını öne çıkarma taktikleri, hiçbiri ahlaki bir değer
taşımıyor..
Mustafa Kaplan'a yaptıklarını biliyorum.. Kendi geleneklerine bağlı
birini terörist ilan ettiler..
Erdoğan, MİT, İHH karması yeni bir terör örgütü icad etmeye
kalkanlar da bunlar değil mi?
Şu son yolsuzluk iddiası ile ilgili, komediye bakmak yeter,
bunların zihniyetlerini anlamak için. Halk Bankası operasyonu tek
başına bunları mahkûm etmeye yeter..
Birileri hâlâ bu işlerde bir hikmet arıyor..
Evdeki hesap çarşıya uymadı. Her hamlede biraz daha batağa
saplanıyorlar. Olacakları bir kenara bırakalım, olanlar bile,
bunların Ergenekon ve Balyoz benzeri bir davadan yargılanmalarına
yeter de artar bile.
Karapara transferlerine daha sıra gelmedi. Tehdit ve şantaj
işlerine de sıra gelmedi daha..
Dinlenen 7.000 telefonla ilgili tehdit ve şantaj, yabancı
istihbarat örgütleri ile ortak çalışma kuşkusu taşınıyor..
Abdurrahman Dilipak / Yeni Akit
Yazının tamamı için tıklayınız