İki gün yoğun bakımda misafir edeceğiz' dedi. Benim taburcu vaktim geldiğinde çocuğumu sorduk. 2 gün daha durması gerektiği söylendi. Biz elimiz boş eve gittik. Pandemi dönemiydi, göstermiyorlardı. Kadın doğum doktorumuzdan rica ettik. Her gün en azından bir fotoğraf istedik. Bu dört gün içerisinde bir tane fotoğraf geldi. 'Neden diğer günlerde göndermiyorsunuz' dediğimde 'Yasakmış' dediler.
Yedinci günde arandık bir hemşire tarafından. 'Taburcu olacak, bir kan tahlili yapacağız ve evinize gidebilirsiniz' denildi. Kan tahlili yapıldığında bu kez yüksek enfeksiyon çıktı. 'Bu şekilde gönderemeyiz. Hayati tehlikesi oluşabilir. Birkaç gün daha kalacak. En azından enfeksiyon inene kadar' dediler.
'Enfeksiyon neden kaynaklandı' dediğimizde hastaneden kaynaklandığını söylediler, itiraf ettiler. Görmek istiyoruz, göstermiyorlar. Hemşireler maskesiz, eldivensiz, ellerinde çaylar, kahveler girip çıkıyor."
'FIRAT SARI HATASINI KABUL ETTİ'
Yoğun bakım kapıları açıldığı esnada içeriden çocukların çığlık seslerinin geldiğini kaydeden Neslihan Ünlü P., sözlerine şöyle devam etti:
"O çocukların ağlama sesleri hiç durmuyor. Kapı açıldığında sayısını bilemediğimiz kadar çok bebek var orada. Kapılar açıldığı zaman çığlık çığlığa. Çok şiddetli ağlama sesleri. Ama muhtemelen o sesleri bastırmak için daha yüksek sesle müzik çalınıyor. Hemşireler kendi aralarında gülüyor, eğleniyor, sohbet ediyorlar. Taburcu günümüz geldi, muhtemelen 15-16'ncı gündü. 'Son bir kontrol yapalım' dediler. 'Ultrason, tomografi çekelim, iç organlarına bakalım' dediler. Bu sefer de karaciğerinde pıhtı. 'Neden kaynaklandı' dedik? 'Genetik olabilir ya da göbeğe taktığımız kateter kaynaklı olabilir' denildi.