20 Ara 2008 09:46 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:26

'SİZ NASIL ARİSTOKRATSINIZ?..' TUĞÇE TATARİ, ELİF MISIRLI'NIN ABLASINDAN GELEN BU SORUYA SERT YANIT VERDİ!..

Tuğçe Tatari, Mehmet Yılmaz'la Elif Mısırlı aşkını gündeme getirmişti

İbret-i âlem

Geçen hafta iki `gazeteci´den yazdıklarım üzerine birer mail aldım. Bu mailleri sizin huzurunuzda yanıtlamak en doğrusu diye düşündüm. Noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlıyorum... Sonuçta gülmek sizin de hakkınız.


YÜKSEL AYTUĞ- SABAH GAZETESİ: ÜNİVERSİTE OKUDUM, ÜÇ KİTAP YAZDIM

Öncelikle yazdıklarıma verdiğiniz önem için teşekkür ederim. Bu sayede ben de sizin bir gazetede yazar olduğunuzu öğrendim. A.R.O.G. filmi hakkında köşemde karaladığım "kişisel" izlenimlerimi bu denli önemseyip, beni "sinema kadısı" olarak görmenizden de ayrıca büyük mutluluk duydum. Takıldığım tek nokta ise şu "okumuş olma" meselesi ile ilgili... Demişsiniz ki, "Filmin aralarındaki gizli göndermeleri ve sıkıştırılmış mesajları anlayabilmek için biraz okumuş olmaya ihtiyaç var..." Bilgi notu olarak düşüyorum: İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. 1980 yılından beri icra ettiğim mesleğimde 3 kitabım ve 10 bine yakın yayınlanmış makalem bulunuyor. Öyle sanıyorum ki, yazdığım makalelerin kelime sayısı, zat-ı alinizin bugüne dek okuduğu tüm kelime sayısına denktir. Bu arada Cem Yılmaz ile hiçbir derdimin olmadığını da belirteyim. Zira ünlü sanatçının usta işi sahne şovlarını ve bana göre bugüne dek yaptığı en iyi "sinema" filmi olan Hokkabaz´ı defalarca köşeme konu edip, övgü satırları döşenmişimdir. Sevgili dostum Cem Yılmaz, bugüne kadar hakkında kaleme aldığım tüm eleştirileri büyük bir olgunlukla kabul edip, şahsıma teşekkür ederken, sizin bu konuda kendinizi bu denli helak etmenizi de pek anlamış değilim. Kamçı´nız bol olsun.


  • CEVAP:

    Yüksel Bey,

    Keşke yüksek mesleki deneyimleriniz arasına disiplinli gazete okuma alışkanlığını da katsaydınız, o zaman sadece adınız bir satırda geçti diye haberdar olduğunuz bu köşeyi biliyor olurdunuz. Üzüldüm, size okuduğunuz okulları, meziyetlerinizi saydırmak değildi amacım. Kaldı ki A.R.O.G´la ilgili yazdığım yazıda "okumuş olmak lazım" cümlesini size özel yazmamıştım, genel bir tespitti. Bir de Cem Yılmaz´la dost olduğunuzu neden vurguladığınızı hiç anlayamadım. Ama araştırdım, ortada gazeteci-meşhur kişi ilişkisini aşan bir `dost´luk olmadığını öğrendim.

    AYŞE BRAV- VATAN GAZETESİ

    ASLINDA bir daha bu konuya girmek istemiyordum. Ama `abla´dan mektup gelince mecbur kaldım. Mehmet Yılmaz´la ilşkilerini yazdığım Elif Mısırlı´nın ablasından gelen mektup huzurlarınızda...


    • ARİSTOKRATIZ

      Sayın Tugce hanım Emin olun bu maili çok umrumda olduğu için değil ama madem paparazilige soyunmussunuz işinini doğru yapın diye yazıyorum.Herseyden önce benim icin insanların özel hayatını orda burda görmek okumak benim hiç ilgimi çekmiyen gayet avam bulduğum hadiseler.Bunu yazanlarda malesef seviye ve entellektüel düzey olarak malum durumda zavallılar.Şimdi gelelim benimle ilgili duruma ben sizi tanımam ortak arkadaşımız hiç yok yani o Ayse Brav övüne övüne anlatıyor dediğinizi ancak bir iki tane geri zekali paparaziden duymus olabilirsiniz.Kaldıki böyle bir hadiseyle övünülse övünülse o biz değil Mehmet olur.Çünkü tanımadıgınız BRAV ailesi 3 Jenerasyon üniversite mezunu çerkez ıbıh vorku yani aristokrat bir ailedir. Büyük halamız Dina Ürdün Kralı Hüseyinin ilk eşidir.Babamız Galatasaraylı milli kürekçi ve saygın bir hukukçudur.Ben kolej bogaziçi double mecır ve amerika eğitimliyim keza kardeşimde aynı tahsilleri görmüştür dolayısıyla bizimle arkadaşlık edenler ayrıcalık sahibidir.Sizin MEHMET le bir meseleniz olduğu çok aşikar zira İstanbulda YÜZLERCE benzer üstelik düzgün hiç kimseyi alakadar etmiyen durumlardan bir bunu seçmenizden çok belli ama siz mehmetle meselenizi onunla halledin bana sakın bulaşmayın ben pek bulaşılınabinecek bir tür değilimdir çünkü .Sağlıcakla ve akılla yapabileceğinizi sanmıyorum ama seviyeyle kalın


    • CEVAP:

      Uzun zamandır karşılaştığım en patetik yazıyı kaleme almışsınız. Bir köşe yazarından diğer köşe yazarına gönderilen imla hatalarıyla dolu bu metinden utanmalısınız. Keşke yıllarınızı harcayıp okuduğunuz okulları, yaptığınız ihtisasları övünmek için kullanmadan önce doğru yazılışını öğrenseydiniz. Double mecır ne demek Ayşe Hanım? Peki "biz aristokratız" ne demek onu anlatın bari... Aristokrasi eğitimi almış köklü ailelere mensup kadınlar bu dili kullanarak yazmaz, estetik ameliyatlarıyla övünmez, sabah programlarına katılıp göbeğini açmaz, kız kardeşinin evli bir adamla ilişkiye girmesine razı olmaz, bu ilişkiyi olabildiğince saklamaya çalışır.

      İşte benim "övüne övüne anlatıyor" yazmam da bu anlamdaydı zaten. Köşemin tarzı itibarıyla, yazılarımın alanı içinde Mehmet Y. Yılmaz´ın özel hayatını konu edebilirim, bunun için şahsi meseleye ihtiyaç yoktur. Dünyanın her yerinde ünlü bir yazarın evliliği süresince bir başka kadınla ilişki yaşaması haber değeri taşır. Ama ya sizin bu mailiniz? "Mehmet" diye bahsettiğiniz kişiye esas büyük zararı siz, kaleminiz ve durmayan çenenizle veriyorsunuz bence...

      Aileniz öğretmemiş anlaşılan, tehdit bir Hanım-efendi´ye yakışmaz. Size bulaşmamam gerektiğinden kastınız yazmaksa eğer; tek başınıza haber değeri taşımıyorsunuz. Beraberinde isminizin anıldığı Beyefendi´yi yerin dibine çekmeyiniz lütfen.

      TUĞÇE TATARİ/AKŞAM