01 Ağu 2012 10:01 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:59

"SİZ KİM OLUYORSUNUZ DA NURSELİ İDİZ'E TAVSİYEDE BULUNUYORSUNUZ?"

Sabah yazarı Ayşe Özyılmazel, tv programında konuk ettiği Nurseli İdiz'in dramını köşesine taşıdı..

Nurseli İdiz'in dönüşü

Dün canlı yayında ünlü sunucu Nurseli İdiz ile beraberdik.
Sağ olsun kırmadı bizi ve "Ayşe ile Alişan"a konuk oldu. Alaçatı'da gündüz vakti alkollü fotoğraflandığından beri susmuyor telefonları.
Herkes ucundan bir yorum yapıyor onun için.
Herkesin bir fikri var, ne yapması gerektiğine dair.
O da kurulmuş gibi aynı şeyleri anlatıyor farkındaysanız.
Kim ne şekilde sorsa verdiği cevaplar aynı sularda, aynı tonlarda... Ee, ne yapacak, nefes almasına izin vermiyoruz ki. Dediğini dinlemek istemiyoruz ki...

"Herkes kendini psikolog zannediyor, üç fotoğraf çıktı diye herkes yardıma ihtiyacım olduğunu söylüyor" diyor.
Haksız mı?
Bence sonuna kadar haklı. Zaten pazartesi günü canlı yayında tüm gözyaşlarım ve sinirim bunaydı.
Nurseli İdiz'in başına nelerin geldiğini, hangi olaylardan geçtiğini, nasıl kırgınlıklar ya da pişmanlıkları yaşadığını, neden incindiğini, asıl derdini, içinde bulunduğu durumun gerçeğini biz nereden bilebiliriz ki.
Yedi gün yirmi dört saat onun yanında mıyız? Onunla konuştuk mu? Bitişine, çöküşüne, sonuna hangi gerekçeyle karar verebiliyoruz?
Neden içtiğini sorduk mu?
Ayrıca gündüz vakti Çeşme'de tek içki içen insan evladı da Nurseli İdiz değil.
Mesela çok merak ediyorum sevgili ablalarım abilerim; siz kim oluyorsunuz ki Nurseli İdiz'e tavsiyeler listesi yazıyorsunuz. Hangi gerekçeyle tedaviler öneriyorsunuz. Sizin hayatınız çok mu mükemmel?
Önce bir dinlesenize, sorsanıza, anlasanıza...
İşte biz sorduk, anlattı. Sağlık sorunları olduğunu, hatalarını kabul ettiğini ancak yardıma muhtaç olmadığını, tek istediğinin çalışmak olduğunu söyledi.
Zamanında ihmalinden dolayı biriken vergi- tefeci borçlarını ödemeye çalışıyormuş. Bipolar bozukluğu için de tedavi görüyormuş. Sakin durması, üzüntüden uzak kalması ve enerjisini işine yöneltmesi en önemli ilacıymış...

***
Pazartesi akşamüstü bizim sokaktaki büfede Nurseli İdiz'in kızı Elif ile karşılaştım. Yüzü pırıl pırıl, tatlı, halk arasında "aklı başı yerinde" tabir edilen cinste, mis gibi bir genç kadın. Öyle seviyor ki annesini, arkasında, yanında aslanlar gibi.
Nişanlı Elif, yakında evlenecek. Tek üzüntüsü annesinin yardıma muhtaç ve perişan olarak gösterilmesi.
Düşünsenize annenizi bu şekilde gündemde gördüğünüzü. Kendinizi Elif'in yerine koysanıza beş dakika.
Ya işte insan nasıl hissediyor karşısındakinin pabucunu giyince, nasıl utanıyor.
Neyse... Nurseli İdiz'in konu ile ilgili açıklamalarını dört bir yanda okuyabilirsiniz zaten.
Onunkisi şöhretin, başarının, zenginliğin, zorluğun, zirvenin, yalnızlığın, pişmanlığın, sevincin, yanlış anlaşılmanın, kızgınlığın öyküsü...
Zorlu bir hayat...
Ancak bana göre Nurseli İdiz çok güçlü bir kadın.
Her şerde bir hayır varsa eğer bu olay Nurseli İdiz'in dönüşünün ilk adımı olacak.
Tek ihtiyacı olan ise yolunda yürürken ona çelme takılmaması. Kimsenin korumasına ihtiyacı yok onun, sadece önü açılsın, bıraksınlar Nurseli İdiz yürüsün.
İşte o kadar.
Benim kendisine inancım tamdır.

Ayşe ÖZYILMAZEL / SABAH