SİZ BENDEN DUYUN! REHA MUHTAR DEMİRÖREN-KARACAN ORTAKLIĞI İLE İLGİLİ NE DEDİ?
Vatan yazarı Reha Muhtar Demirören-Karacan ortaklığına dönük iddialarla ilgili ne dedi?
İşte Vatan yazarı Reha Muhtar'ın bugünkü köşe yazısı...
Siz benden duyun... Vatan’a ve Milliyet’e hiçbir şey olmayacak!..
Gazetecilerin etrafa ahkam keserken, kendi sorunlarını dile getirmemeleri, kendi durumlarıyla ilgili gerçekleri gözardı etmeleri, kendi sütre gerilerine pek ilişmeleleri adettendir...
Birkaç gündür Vatan ve Milliyet gazetelerinin patronlarının aralarındaki anlaşmazlıklar hakkında birşeyler yazılıyor...
Size şu kadarını söyleyeyim...
Bu gazeteleri, gazeteciler yapar, yazarlar yazar, okuyucular ise gerçek patrondurlar...
Vatan ve Milliyet gazetelerini sizler almaya devam ettikçe bu gazetelerin bir sorunu olmaz...
***
Ayrıca...
Bu gazeteler her şeyleriye dimdik ayaktalar ve sağlamlar...
Esasen patronajdan kaynaklanan hiçbir ekonomik soruları yok...
Zaman geçtikçe söylediklerimin ne anlama geldiğini hep birlikte anlayacağız...
Hep beraber göreceğiz...
Kafanızı “ticari anlaşmazlıkların yol açtığı hukuki labirentlere” takmayın...
Vatan ve Milliyet dün hangi kadrolarla çıkıyorsa, bugün de aynı kadrolarla çıkıyor...
Aynı okuyucuların patronajında...
Gazetelerin gerçek sahipleri okurlarıdır...
Onun dışında da esasen bir sorun yok...
Siz her zaman olduğu gibi bana inanın...
Bir şey olursa söylerim...
YAŞASIN ŞEREFLİ İKİNCİLİKLER!..
Temmuz’un başıydı...
Şike soruşturması ortaya çıktığında şöyle yazdım:
“Ligler ertelenir...”
Sen misin bunu diyen?..
Herkes bu haberi yalanlama yarışına girdi...
Futbol Federasyonu Başkanı’nın ağzından “ertelemenin olmayacağı” söylendi...
Oysa gerçek iyot gibi açıkta duruyordu...
Bu işler gargaraya getirilmeyecek...
Bir taraftan ligler başlatılıp, işler yumuşatılıp sulandırılmayacak...
***
Fenerbahçe Başkanı tutuklandı...
Fenerbahçe Başkanı’nı tutuklayan kanuni irade, bu saatten sonra işleri gargaraya getirmez...
Aziz Yıldırım’ın avukatı kanalıyla yaptığı açıklamalar önemlidir...
Bu saatten sonra bütün açıklamalar eteklerin altındaki taşları dökmeye yönelecek...
Olması gereken de budur...
Ligler ertelenmeli, çünkü sağlıklı bir karar için 5 Ağustos yetişmez...
***
Biliyorum yayıncı kuruluş zor durumda...
Farkındayım, işin nereye kadar gideceği bilinmediğinden, herkes, yavaş yavaş işin örtülmesinden yana...
Oysa bunu isteyenlerin bilmedikleri bir nokta var...
Bir iş Fenerbahçe Başkanı’ndan başladıysa, gerisinin gelmemesi eşyanın tabiatına aykırıdır...
Yarıda kesilecek olsa en tepeden başlamazdı...
Önceki gün ve dün Metris Cezaevi futbolu yönetenler tarafından ziyaret edildi, doldu taştı...
Birçok ağırlıklı isim, cezaevindekileri ziyaret için Metris’teydi...
Bunlar insani dayanışmalar...
Çok doğru ve ve yerinde davranışlar...
***
İçerdeki insanlar, “Ne oldu da piyango bize vurdu?..” diye düşünüyorlar...
Onlarla dayanışma, futbolu bu “karanlık dehlizden” hep beraber çıkartacak bir formülün bulunmasına yardımcı olacak...
Mesele şu;
“Futbolda bir daha kimse şike yapmaya, teşvik vermeye, hakemi, futbolcuyu etkilemeye tevessül etmemeli...”
Bir milat olmalı bu dönem...
Böyle futbol olmaz...
Bir kulübün yaptığını düşündüğünüz şike, başka bir kulübün şike yapmasını, teşvik vermesini tetikliyor...
Gerçek bu...
Bir yerde başlamazsa, çok yerde de yapılmaz bu iş...
***
Bir şampiyonluk ya da küme düşme mücadelesinde “Onlar yapıyor, biz de yapalım” duygusudur futbolu kirleten...
Çoğu kişinin içinden geçen, seslendirmediği ses “Siz yaparken iyiydi... Biz yapınca mı suç oldu?..” şeklindedir...
Futbolun temizliğini istiyorsak bu duygu sona ermeli...
Hiç kimse, teşvikti, şikeydi bu işlere girmeyi aklından bile geçirmemeli...
Yoksa gerisi önemli değil...
Kim kalmış, kim çıkmış mesele o değil...
Maça çıkarken karşı takımın bir alavere dalavere çevirmediğinden emin olmak istiyoruz biz...
Ve maça çıkarken kendi takımımızın da alavere ve dalaverelerin içinde olmadığını bilmek istiyoruz hepimiz...
Hepsi bu...
Gerisi futboldur...
Kazanmanın ve kaybetmenin asaleti ile keyfidir...
Yaşasın şerefli ikincilikler...
BODRUM YAZISI BODRUM’DA ÇIKMAYINCA...
Dün sabah gazetemi elime aldım ki, Bodrum’da dağıtılan gazetede bizim köşenin yerinde yeller esiyor...
Hiç telefonu açıp sormadım...
Sorsam, “Abi yazın geç geldi... Taşraya yetişmedi...” diyecekler, içten içe gizli bir haz duyarak...
Oysa her günkünden daha geç değil, daha erken göndermiştim yazıları...
Ancak farketmez...
Temelde onlar haklı...
***
Benim takıldığım nokta o değil başka...
Şarkıda söylendiği gibi neredeyse “senede bir gün” dört başı mamur bir Bodrum yazıyorum...
O Bodrum yazıları da Bodrum’da çıkmıyor...
Geçen yıl da tam Bodrum’u yazdığım yazı, yine yetişmedi gerekçesiyle Bodrum’a dağıtılan gazetelerde yer almamıştı...
İki yıl önce de aynısı olmuştu...
Bu yıl da üçüncü kez oldu...
Diğer yazılar bana mısın demiyor yetişiyor...
Ne zaman Bodrum’dayken Bodrum’u yazıyorum...
Yazı Bodrum’daki gazeteye yetişmiyor...
Bir quantum var bu işte ama ne?..