10 Haz 2008 10:26 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:08

SİVRİ DİLLİ YAZAR ORAY EĞİN'DEN VEFA DOLU BİR YAZI!... EĞİN UFUK GÜLDEMİR İÇİN NELER YAZDI?...

Pek çok şeyin değiştiği Habertürk´ün İnternet sitesinde Ufuk Güldemir´in analizleri sayfanın altlarında bir yerde duruyor, bazen geceleri aklıma geldikçe dönüp dönüp okuyorum.

Pek çok şeyin değiştiği Habertürk´ün İnternet sitesinde Ufuk Güldemir´in analizleri sayfanın altlarında bir yerde duruyor, bazen geceleri aklıma geldikçe dönüp dönüp okuyorum. Yıllar öncesinden kalma notlar bazıları. Önceki gün inceleme fırsatı bulduğum "Ufuk" gazetesinde, İnternet´ten çok daha evvel yazdığı analizlerden de biri vardı. Bazen bir-iki cümlede çok büyük tartışmalar yakaladığının kanıtı defterine karaladığı satırların yanında.

Bugün aramızdan ayrılışının birinci yıldönümü... Son bir yıl içinde Ufuk Güldemir´i düşündüğümde zaman zaman onun analizlerine ne kadar ihtiyaç duyduğumu anladım. Her ölüm erken ölüm elbette, ama Türkiye için de medya için de zamansız bir gidişti onunki.

Geçen seneden bu yana ne çok gelişme oldu; kimi zaman gündemi takip ettiğimde eskiden kalma bir alışkanlıkla haberturk.com´a girip Ufuk Güldemir imzalı bir analiz okumayı bekledim. Yazmayacağını bildiğim halde bekledim. Onun birkaç satırda, çok karmaşık gibi görünen durumlarla ilgili açıklamalarını gayet basit, anlaşılır, net ve vurucu bir şekilde aktarmasını ve zihnimi açmasını istedim.

Olmayacağını bile bile...

Geceleri, kendi kendime kaldığımda, kucağımda bilgisayarım, yatakta kitap okur gibi, eski analizlere dalmam da bundandır... Defalarca, tekrar tekrar okumam...

Hürriyet gazetesinin yazıişleri köpeği "Manşet" üzerine yaptığı yorum mesela...

"Büfeci İslamı" kavramını dolaşıma sokması...

Dinç Bilgin ve Zafer Mutlu´yla yaşadıkları...

Son zamanlarda, kırgınlıklarını hiç çekinmeden kalemine yansıtması...

Melih Meriç, benim aylarca peşimi düştü, hiç değilse birkaç satır da olsa "Ufuk" gazetesinde yazmam için. Her türlü kolaylığı sağladı. Bir türlü oturamadım, ne yazacağımı bilemedim, ona da söyledim.

O günlerde hep okuyordum çünkü... O analizler oradayken, yaptıkları, gazeteciliği, mirası ulaşılabilirken ne yazsam layık olmayacağını düşündüğümden belki de.

Geceleri rastgele seçilen analizler arasında kaybolduğumda Ufuk Güldemir gazeteciliğinin kodlarını da çözmeye çalıştım. Bu tarz gazeteciliğin kuşkusuz en temel özelliği cesaretti. Eşine az rastlanır bir meydan okumanın yanısıra, bilgiye dayanan bir yorumculuk yeteneği. En zoru da bu zaten.

Soner Yalçın, Ufuk Güldemir´in evine ilk gittiğinde kütüphanesinden etkilendiğini yazmış "Ufuk" gazetesine. Aynı şeyi ben de düşünmüştüm, alt katta televizyon izlerken beraber. Bütün duvarlar eski-yeni kitaplarla doluydu ve kendi kendime `Bu kitapları okuyan kişi bu analizleri yazabiliyor´ diye düşünmüştüm.

Analizler, Ufuk Güldemir gazeteciliğinin payandalarından biridir. Onları okuyarak bugün bir başka kurumdan ya da kültürden alınamayacak dersler çıkarmak mümkündür. Doğru kullanıldığında insanı iyi gazeteci yapmaya yarayacak yol işaretleri saklıdır.

Ufuk Güldemir aramızda değil, bugün onu anacağız. Ama çeşme yapmasına gerek kalmadı hatırlanmak için; yarattığı kurumlar ve gazeteciler zaten ortada. Onu ölümsüz kılan yazdıkları ama.

Bu bir yıl boyunca, yeni analizlerini okuyamama açlığımı eski satırlarıyla kapatmaya çalıştım ve oradan bugüne projeksiyon yaptım. "Tarihten ders alınsaydı tekerrür eder miydi" sözünün ışığında.


ORAY EĞİN AKŞAM

http://www.supb