Sivas filminin ödüllü yönetmeninden şok itiraf! Hata yaptım!
Sivas filminin yönetmeni Kaan Müjdeci, Kehkeşan dergisine konuştu.
Son dönemin büyük ses getiren ve uluslararası çapta aldığı
ödüllerle adından oldukça söz ettiren Sivas filminin yönetmeni Kaan
Müjdeci, sinema yönetmenliğinden önceki hayatını, Sivas filmini
çekmeye nasıl karar verdiğini ve sonrasında aldığı tepkileri
anlattı. Kehkeşan Dergisi’ne konuşan başarılı yönetmen Venedik Film
Festivali’nde kırmızı halıda yürürken neden Neşet Ertaş’ın Yalan
Dünya şarkısının çalınmasını istediğini, filmin senaristliğini,
yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlenerek nasıl bir hataya düştüğü
ile ilgili özel açıklamalarda bulundu.
Sivas filmini 3 yılda çektiğini belirten Kaan Müjdeci, filmden önce
bir restoran işlettiğini ve hala devam ettiğini belirtti. İlk
ticari çalışmasından da bahseden genç yönetmen “10 yıl önce
Berlin’de sinema okumaya çalıştım. Bu alanda ilk ticari faaliyetim
illegal bir sinema açmak oldu. Ardından burası kafe, restoran
olarak gelişti. Daha sonra bir fashion shop açtım, bir dönem
defileleri izlemeye merak saldım. Modaya, estetiğe, aslında estetik
olan her şeye bir ilgim vardı hep. Bunların hepsinden sıkıldıktan
sonra tekrar sinemaya geri döndüm.” dedi.
Filminde bir boks hikayesi üzerinden gitmek istediğini belirten
Müjdeci, izlediği bir köpek dövüşü videosunun kararını
değiştirdiğini ve filmin bu şekilde doğduğunu ifade etti. Projeyi
yapımcılara götürdüğünde “ Senaryo iyi ama çekilebilir değil”
şeklinde tepkiler gördüğünü belirten başarılı yönetmen, filmi
çekmeye karar verdiğinde destek göremediğinden yakındı.
Yurtdışında aldığı ödüller için “ödül de para da sanatçının pek bir
işine yaramıyor. Belki bir sonraki filmini çekmesi için bir
kolaylık sağlar” diyen Kaan Müjdeci, sözlerini şöyle sürdürdü
“Sivas filmi çok hızlı izlenebilecek zevkli bir film. Festivale
gitti diye festival filmi olarak adlandıramayız. Film festivale
gittiği için“abi şimdi bu çok entelektüeldir, kafamızı karıştırıcı
şeyler vardır” diye düşünmemeli insanlar. Sinemada Nişantaşılı,
Bebekli birilerini görmektense, Sivaslı, Yozgatlı bir amcayı ya da
teyzeyi görmek beni daha çok mutlu eder.”
Filmin yönetmeni, senaristi ve yapımcısı olmakla hata yaptığını
belirten Müjdeci “Öyle 3 tane hatayı aynı anda yaptım. Hem ekonomik
hem de psikolojik zorluklar yaşadım. Ancak bir kolaylık yaşadım, o
da filmi canımın istediği gibi çekmek oldu. Ama aynı zamanda beni
frenleyen birisi olmadığı için boş yere ekstra masraflar da çıktı.
Her onay benden geçiyordu, bu bir zorluktu. Senaryoyu yazarken çok
zorlandığım ve kaybolduğum zamanlar oldu. Bu bir insanın üzerine
fazlasıyla yüklenen bir yüktü. Psikolojik baskıdan dolayı geceleri
bazen uyuyamıyordum.”açıklamasını yaptı.
Filmde bir köpekle çalışmanın zorluğu olmadı diyen genç yönetmen,
“Köpekle çalışmanın zorluğu diye bir şey yok. Çünkü biz Kangal
köpeğinden bir 'Lassie' rolü beklemedik. Kangal köpeğinden Kangal
köpeği olmasını istedik. O da o dövüş rolünü çok iyi
yaptı.”dedi.
Filmini Neşet Ertaş’a adayan Kaan Müjdeci, Venedik Film
Festivali’nde kırmızı halıda yürürken neler hissettiğini Kehkeşan’a
anlattı ve “Kırmızı halıda yürürken Neşet Ertaş’ın Yalan Dünya
şarkısı çalıyordu. Özellikle isteyip rica etmiştik, onlar da
yaptılar. Bozkırda daha önemli, burayı daha iyi anlatacak kim var
ki! Felsefik bir filozof bana söyleyin ona adayayım. Ben Neşet
Ertaş yaşarken de filmi ona adamayı düşünüyordum. Keşke yaşasaydı
da canlı çalsaydı. Biz çekimlerin ön araştırmalarını yaparken vefat
etti. Bu yüzden bozkırda geçen bir filmi bozkırı en iyi anlatan
adama armağan etmek istedim. Kırmızı halıda yürürken bizim için en
duygusal an oydu.” şeklinde konuştu.
Röportajın tamamı Kehkeşan Dergisi’nin Kasım sayısında.