02 Mar 2010 09:23 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:07

"SİTCOMCULAR KAYBETTİ, HABERCİLİK KAZANDI SONUMUZ YAKIN!.."

Akşam gazetesi yazar Serdar Turgut'tan gazetelerin geleceği ile ilgili bir yazı.

Habercilik kazandı gazetelerin sonu yakın

Uzunca bir süre gazetelerin geleceğini düşünen yazılar yazdım. Orijinal bir çıkış yapılmazsa, insanlara keyif alarak gazete okuma imkanı sağlanmazsa, ilgi çekici olmak için uğraşılmazsa gazetelerin sonu bu kez gerçekten gelebilirdi.

Temelde aynı olan düşüncelerle Ertuğrul Özkök çıktı ve 'sit com' gazeteciliği dedi ve tüm tartışma o kavramın eleştirisine kaydı. Bizzat kendi hayatları bile bir sit-com oluşturan karakterler bile, denilen üzerine düşünmek yerine, diyenle hesaplaşmaya giriştiler. Böylece önemli bir tartışma fırsatı da kaçırılmış oldu.

Ortaya 'haberciliğin zaferi' gibi bir görünüm çıktı. Bu bir Pirus zaferi çünkü bunun neyin zaferi olduğu pek belli değil. Sadece orijinal fikirleri olmayanlar, yenilikler yapamayanlar haberciliğe vurgulama yaparak bu kavrama sığınıyorlar.

Sadece yayınına bakarak Hürriyet gazetesinde neyin değiştiğini söyleyebilmek pek mümkün değil ama orada da 'haberciliğe' ağırlık verileceği gibi bir hava yaratılıyor. Sabah gazetesi Yayın Yönetmeni de haberciliklerine vurgular yapan yazılar yazıyor. Bu gazete de uzun zamandır benim savunduğum görüşe karşı ve aksinin doğru olduğu görüşünde. Farklılığı yaratmak açısıdan hala daha bir şansı bulunan Habertürk gazetesinde de yayın yönetmeni Fatih Altaylı haberciliklerinin gücüne vurgular yapan söylemler içinde. O kendi yükselişinin sit-com gazeteciliğine temelde dayandığını unutmuş gibi.

Görünüm o ki bir tartışma bitti ve gazetelerin geleceği olabilmesi için farklılıklar oluşturmayı gerekli bulanlar (Arzu eden buna sitcomcular da diyebilir) tartışmayı kaybettiler ve geleceği haberciler belirlemeye başladı.

3-4 YIL KALDI

Eğer bu trend sürerse ve neyin gerektiği tartışılmazsa gazetelerin geleceği gerçekten olmayacak. Üstelik sadece en fazla 3-4 yılımız kalmış durumda.

Burada tartışılan sadece içerik değil, çünkü içerik gayet tabii ki iyi yazabilenler tarafından yönlendirilecek. İçerik her tür medyada belirleyici olacak. Ama burada asıl tartışılan kağıdı kurtarmak ve kağıt gazetecilik sürdürülemezse bu mesleğin yapılmasının da 3-4 yıl gibi kısa sürede imkanının kalmayacağını görmemizdir.

Gazeteler olmazsa işi götürecek paraların kazanılmasına imkan yok. Para kazanılmazsa da sektörün sonu gayet tabii ki gelecek.

ASIL TASFİYE O ZAMAN BAŞLAYACAK

Bugün gazetelerin geleceği üzerine düşünmezsek habercilik önemlidir diye kendimize rahat gelen limanlara demir atarsak, haberciliğin bizleri kurtarmayacağı çok yakında ortaya çıkacak ve farklılığı yaratmaya çalışanların orijinal olanların, sitcomcuların önemi büyük ihtimalle geç de olsa anlaşılacak.

Geç kalmak demek hepimizin sonu demek olur. Bu nedenle de kafa kafaya verip kağıdın geleceğini kurtarmak için neler yapmamız gerektiğini hep birlikte düşünmeliyiz.

Kağıt olarak gazetenin insanların hayatındaki önemini anlatan kampanyalar, reklam filmleri ve hatta evet televizyon programları (sit-com) yapılmalı ve insanlarda bu bilincin uyanması için çalışılmalı. Gazete patronları bir araya gelebilseler bu tür işler çok da kolay yapılabilir.
Tüm meslektaşlar şunu görsün lütfen; eğer gazetelerimizi okuyucu açısından ilginç hale getirmezsek, sözü edilen yazar tasfiyesi o zaman başlayacak işte.

Bu gidişat sürerse gazetelerin yeri daralacak, sayıları azalacak ve Türk medyası bu kadar fazla yazarı kaldıramayacak hale gelecek.

Yazar tasfiyesi siyasi zorlama nedeniyle değil, piyasa koşulları nedeniyle başlayacak. İşte o gün gelince 3-4 yıl sonra kıymetleri kendilerinden menkul siyasi yorumcuların mı kalacağı yoksa okuyucuya her yazıda keyif vermeye çalışan farklı konularda yazabilenlerin mi kalacağı ortaya çıkacak. Piyasanın hangi türü tercih edeceği o zaman anlaşılacak. Gazete okuru ne tür yazılar okumaktan hoşlanıyor, reklam verenler hangi türden yana o gün ortaya çıkacak ve maalesef bazı yazarlar tasfiye edilecek.

BEN TASFİYEMİ ENGELLEMEYE UĞRAŞIYORUM

Eğer siyasi yorumun öneminin büyük olduğunda ısrar edilirse ve eğer sadece habercilik yapılarak gazetelerin ayakta tutulacağı düşünülürse sonun gelişi hızlandırılacak.

Piyasamız şu an yazı yazan, görüş bildiren Chauncey Gardiner'lerle dolu. Chauncey Gardiner 'Being There' filminde Peter Sellers tarafından canlandırılan basit, özelliği olmayan, vasat akıllı bir kişidir ama o hayatın açtığı birçok sürpriz yolda yürüyerek kendini hiç ummadığı bir şekilde ABD Başkanı olarak bulur. Bizim gazetelerimizde de meslek yaşamı Chauncey Gardiner'e benzeyen, fikir bildiriciler ile doludur. Bunların tümü siyaset hakkında yorum yapmaya özel önem verirler. Neden önemli sayıldıkları da belirsizdir. Çoğu birbirine benzer fikirleri yıllardır tekrarlar dururlar. Hayatlarında bir kez bile orijinal bir fikir ortaya sürmemiş olmak onları üzmez ve kendilerini sorgulamazlar. Kimdir bu insanlar derseniz ben şimdilik bir liste vermeyeceğim ama siz herhangi bir gece açın televizyonlarınızı ve kanaldan kanala dolaşın tartışma programlarına bir bakın. Söyleyenler ve söyledikleri sizi tatmin ediyorsa bu dediklerimi geri alacağım.

PEKİ AMA NE YAPILMALI?

İster siyaset yazsın isterse hayatın başka alanları hakkında yazıyor olsun her yazardan her yazısında belirli bir performans beklenilmelidir.

Ya bilgi verecek, ya usta bir yazı yazacak ya dünyadan yenilikleri aktaracak veya en azından okuyucusunu eğlendirecek.

Kendisi hakkında yazmayı ayıp sananlar ve yazı açısından bunu yanlış bulanlar kendilerine güvenemeyen insanlardır.

Bugün dünya gazetelerinde trend, kendi yaşamı hakkında da yazmaktan korkmayan yazarların okuyucunun ilgisini tutabilecek, onları eğlendirebilecek yazılar yazmasıdır. Bu türü üretebilen gazeteler bugün hala daha sağlam basabiliyorlar.

Bu demek değildir ki haber vermekten çıkalım. Benim arzuladığım tür yayıncılık neden illa da haber vermeyi dışlıyor olsun ki. Dikkatlerin azaldığı bir dünyada rekabetin büyük olduğu bir ortamda gazetelerin farklılığını ortaya çıkramazsak o zaman yenileceğiz. Siyaset dışında haberlere belirgin bir talep artışı olduğunu da görmemiz gerekiyor.

Şimdilerde sitcom gazeteciliğine saldıranların kavrayamadığı şey sit-com'u düşünenlerin hala daha gazetelerin geleceğinin nasıl kurtarılacağını düşünen ve bunu anlayan insanlar olduğudur.
Haberlerin her yandan aktığı bir dünyada üzerinde düşünmediğimiz takdirde ve farklılıkları nasıl yaratacağımızı bulamazsak hayli muğlak olan 'biz haberciyiz' lafına sığınıp durursak, gazetelerimizi tek tek kaybedeceğiz ve yazar sayısı mecburen azalmaya başlayacak.
Ben yazı türümden, üslubumdan eminim. Seçtiğim konuların okuyucusundan da bir o kadar eminim o nedenle tasfiye süreçlerinden de pek korkmam ama dediğim gibi ben hiçbir tasfiyenin olmayacağı ve gazetelerin geleceğinin kurtarılacağı bir ortamı sağlamanın peşindeyim. Fikir ayrılıklarına bakmadan her meslektaşın işini kurtarmanın mücadelesini yapıyorum ben.

HEMEN BUGÜN YAPILABİLECEK İŞLER

Geleceği düşünüp yatırımlar yapmalıyız tamam evet de bugün siyasi haberciliği ön plana çıkaran anlayışın yanı sıra hemen şimdi fazla zorlanmadan yapılabilecek bazı değişiklikler de var. Bunları da geleceğe yatırım olarak görebiliriz;

- Magazin haberleri ve çok kaliteli magazin yazılarına ağırlık tanınmalı.

- Dedikodu yazıları her gazete için bir zorunluluktur.

- Her gazetede en azından bir mizah yazısı bulunmalıdır.

- Ekonomi yazı ve haberlerinin ağırlığı artırılmalı ve özellikle hayatın kalitesini artıracak yatırım ve girişimlere, insan başarılarını anlatan haberlere ve yorumlara yer verilmelidir.

- Dünya, yakın komşularımızdan ve merkez ülkelerden ibaret değil. Dünyanın diğer ülkelerinde de ilginç gelişmelerin olduğunu görüp haberleri ona göre ayarlamalıyız. Çin, Japonya ve Hindistan'da hemen her gün ilginç bir gelişme ve yenilik oluyor.

- Yaşam-stili üzerine gazetecilik utanılacak ve hafif bir tür değildir. Bu tür yazıların hem okuyucusu fazladır hem de zor bir yazarlık türüdür bu. Yiyecek-içecek, moda, hayat kalitesini artıran teknolojiler üzerine haber ve yorumlar gerekiyor.

- Hangi gazetedeki spor sayfaları sizi tatmin ediyor bir düşünün bakalım. Cevabı zor buluyorsanız spor sayfalarının hazırlanışında bir sorun var demektir. Bu sayfalar artık modern spor izleyicilerini pek tatmin edemiyor. Bunun nedenlerini hemen ortaya döküp futbolun ele alınışı radikal biçimde değiştirmeliyiz ve futbol dışında sporların da önemli bir izleyicisi ve potansiyel okuyucusu olduğunu görmeliyiz.

- Siyasi yazılar da kişiselleştirilerek yazılabilir. İnsanı güldürerek de ağır siyasi eleştiri yapılabilir bu hatırlanmalı.

Bunlar hemen yapılabilecek, oldukça kolay olan işlerdir. Yeter ki zihniyetimizi değiştirelim ve haber veriyoruz diyerek durmayalım. Unutmayalım ki o haber dediğiniz şey her yerde zaten var. Özel haber ise kırk yılda bir belki olur. Önemli olan okuyucuya sabah evden çıkıp bayiye gidip parasını bastırıp gazeteyi satın almasını sağlayacak motivasyonu vermektir.

Serdar Turgu/Akşam

ETİKETLER
#serdar turgut #sitvom