04 Ara 2009 10:19 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:59

"SİT-COM GAZETECİLİĞİNİN ALPELLA'YA DOYDUĞU AN!.." AYŞE ARMAN'A SERT ELEŞTİRİ!..

Atılgan Bayar, Ayşe Arman'ı neden eleştirdi?

Sit-com gazeteciliğinin Alpella'ya doyduğu an...


Sit-com gazeteciliğinin ulaştığı en yüksek nokta, Alpella'ya doyduğumuz an, işte budur.
Yıllardır Dubai'de yaşayan Türk gazetecisi Ayşe Arman'ın köşesini okuyoruz.
Bize iki katlı, yüksek tavanlı, bol camlı bir evde yaşadığını anlatıyor.
Doğum gününü 1.5 milyar dolar değerindeki Atlantis Otel'de kutladığını yazıyor.
Kayınvalidesine 'Babaçi' dediğini, içli köfte yediklerini, kocasının ardından el salladığını haber veriyor.
Hamama nasıl gittiğini, bir kadının ona nasıl 'küt' diye sevişme teklif ettiğini bildiriyor.
Bu güzide Türk gazetecisi Dubai'de yıllardır yaşıyor.
Ama biz, Dubai'nin battığını...
Pasaportlarına el konulan işçilerin 50 derece sıcaklıkta, çişe bile gidemeden çalıştırıldığını...
Dünya mafyasına verilen hizmetleri...
Burada çalışan Hindistanlı işçilerin 900'den fazlasının bir yıl içinde intihar ettiğini...
Sendikaların ve siyasi partilerin tamamen yasak olduğunu...
Bir sinema platosu gibi kurulmuş Dubai'nin varoluşunun sebeb-i hikmetini... Bir alışveriş merkezi mantığı içinde dünya sermayesini çekmek üzere inşa edilip, bir alışveriş merkezi gibi modası geçince kapanabileceğini kimden öğreniyoruz?
Belki de hayatında hiç Dubai'ye gitmemiş bir Cumhuriyet muhabirinden örneğin.
Tuhaf mı geldi size?
Bir yıldır, bütün dünya medyasında Dubai'yi bile görmemiş yazarlar, muhabirler Dubai hakkında durumu teşhis eden haberler, analizler yazdı...
Dubai'de yaşayan Türk gazetecisi Ayşe Arman ise Adana'dan getirttiği içli köfteleri yediğini anlattı.
İşte sit-com gazeteciliği budur.
Bir sinema seti gibi inşa edilmiş Dubai'nin içinde yaşayan yazar; yaşadığı yerin bir 'set' olduğunun, içinde bulunduğu senaryonun da bir seneryo olduğunun bile ayırdına varamıyor.
Kusur Ayşe Arman'ın değil.
Kusur, Ayşe Arman gibi 'uyanık' bir gazeteciyi bile içinde yaşadığı dünyanın gerçeklerini göremez hale gelecek şekilde formatlayan 'gazetecilik' anlayışının...
Sit-com gazeteciliğindeki komedi unsuru da burada gizli galiba.
Dubai'de olan bitenleri Dubai'de yaşayan gazeteciden değil...
Belki de hayatında Dubai'yi görmemiş gazetecilerden öğrenebiliyoruz.
Konu sadece Hürriyet'i ilgilendirmiyor.
Yazarları ancak; karısından, kızından, köpeğinden, yediği yemekten, içtiği şaraptan, organlarından haber verebilen... Başka da bir işe yaramayan tüm gazeteleri ilgilendiriyor.
Türk medyası tamamen Dubai'leşmeden, tamamen gerçeklerden kopmadan, tamamen çökmeden farkına varabilecek miyiz dersiniz?

Atılgan Bayar/ Akşam