31 Oca 2011 09:48
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:00
"SİSTEM OTURUYOR, BAZI TAŞLARA YER YOK!" ERDAL ŞAFAK TENKİSAT'A KILIF BULDU!
Bu uzun bir yıl boyunca el sıkışacağımız arkadaşlarımın sayısını mümkün olduğunca azaltmak için çabaladım. Bir ölçüde de başardım.
Yeniden yapılanma
Bugün Tunus’taki gazetecilerin nasıl meslek hayatlarında ilk kez özgürlük havasını soluduklarını, bu özgürlüğü nasıl değerlendirecekleri konusunda aldıkları eğitimi ve rehabilitasyon seanslarını anlatmak isterdim.
Ya da Mısır’da Hüsnü Mübarek’in "Otoriter" rejiminin ayakta kalmak için nasıl can havliyle yerli ve yabancı basını ve de interneti, sosyal paylaşım ağlarını susturmaya çabaladığını...
Ancak SABAH’ta geçen hafta içinde yaptığımız revizyon varken, sınırlar ötelerinde dolaşmak ne şık olurdu, ne gerçekçi, ne adil, ne de mertçe...
Daha önce birkaç kez değindim; SABAH’ta neredeyse bir yıldır bir çokuluslu danışmanlık şirketinin rehberliğinde yeniden yapılanma çalışmaları sürüyor.
Bu çalışmaların özünü de, amacını da, SABAH’ı Batı’daki medya gruplarının modern yapısına kavuşturmak oluşturuyor.
Bu doğrultuda görevler yeniden tanımlanıyor.
Yetkilerin sınırları yeniden çiziliyor. Sorumlulukların kapsamı yeniden belirleniyor.
Elbette, görevler, yetkiler ve sorumluluklar yeniden tanımlanınca, bazı arkadaşlarım kaçınılmaz olarak bu çerçevenin dışında kalıyor.
Kalacaklarını en baştan biliyorduk. Hem ben, hem onlar.
Bu uzun bir yıl boyunca el sıkışacağımız arkadaşlarımın sayısını mümkün olduğunca azaltmak için çabaladım. Bir ölçüde de başardım.
Ayrıca SABAH’ın bu konudaki kötü, hüzün verici geçmişini unutturmak ya da hiç değilse affettirmek için (Bilen bilir; insanlar işlerine son verildiğini binaya giriş kartlarının iptal edilmesiyle anlarlardı), medyadaki ifadeyle, "Yolları ayırmak" işlemleri son derece uygarca, insan onuruna yakışır biçimde ve onca yılı birlikte paylaşmanın zorunlu kıldığı sevgi ve saygı temelinde uygulandı.
Tüm arkadaşlarıma hakları son kuruşuna kadar ödendi. Hem fazlasıyla. Hem de peşin olarak.
Yine tüm arkadaşlarıma benim imzamla teşekkür ve veda mektubu sunuldu.
İtiraf ediyorum; omuzlarımda ve gönlümde onca şıklığa, nezakete, özene ve sevgiye rağmen, bazı arkadaşlarımla vedalaşmak zorunda kalmamızın dayanılmaz bir hüznü var.
Türk medyasında çağdaş yönetim modelinin ilk uygulamasının SABAH’ta gerçekleşmesi nedeniyle, konuya yabancı olan sektörümüzün diğer kurumlarında çalışan meslektaşlarımın eleştirilerini de anlayışla karşılıyorum.
Ama şundan emin olmanızı özellikle rica ederim: Yapılan kesinlikle "Tenkisat" değil, bir "Revizyon"du. Sistem oturtulurken, bazı taşlara yer bulunamamasıydı.
Hem sonra vedalaştığımız arkadaşlarımızla günün birinde yollarımızın yeniden kesişmeyeceğini, kim bilebilir?
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...
Erdal ŞAFAK / SABAH
Bugün Tunus’taki gazetecilerin nasıl meslek hayatlarında ilk kez özgürlük havasını soluduklarını, bu özgürlüğü nasıl değerlendirecekleri konusunda aldıkları eğitimi ve rehabilitasyon seanslarını anlatmak isterdim.
Ya da Mısır’da Hüsnü Mübarek’in "Otoriter" rejiminin ayakta kalmak için nasıl can havliyle yerli ve yabancı basını ve de interneti, sosyal paylaşım ağlarını susturmaya çabaladığını...
Ancak SABAH’ta geçen hafta içinde yaptığımız revizyon varken, sınırlar ötelerinde dolaşmak ne şık olurdu, ne gerçekçi, ne adil, ne de mertçe...
Daha önce birkaç kez değindim; SABAH’ta neredeyse bir yıldır bir çokuluslu danışmanlık şirketinin rehberliğinde yeniden yapılanma çalışmaları sürüyor.
Bu çalışmaların özünü de, amacını da, SABAH’ı Batı’daki medya gruplarının modern yapısına kavuşturmak oluşturuyor.
Bu doğrultuda görevler yeniden tanımlanıyor.
Yetkilerin sınırları yeniden çiziliyor. Sorumlulukların kapsamı yeniden belirleniyor.
Elbette, görevler, yetkiler ve sorumluluklar yeniden tanımlanınca, bazı arkadaşlarım kaçınılmaz olarak bu çerçevenin dışında kalıyor.
Kalacaklarını en baştan biliyorduk. Hem ben, hem onlar.
Bu uzun bir yıl boyunca el sıkışacağımız arkadaşlarımın sayısını mümkün olduğunca azaltmak için çabaladım. Bir ölçüde de başardım.
Ayrıca SABAH’ın bu konudaki kötü, hüzün verici geçmişini unutturmak ya da hiç değilse affettirmek için (Bilen bilir; insanlar işlerine son verildiğini binaya giriş kartlarının iptal edilmesiyle anlarlardı), medyadaki ifadeyle, "Yolları ayırmak" işlemleri son derece uygarca, insan onuruna yakışır biçimde ve onca yılı birlikte paylaşmanın zorunlu kıldığı sevgi ve saygı temelinde uygulandı.
Tüm arkadaşlarıma hakları son kuruşuna kadar ödendi. Hem fazlasıyla. Hem de peşin olarak.
Yine tüm arkadaşlarıma benim imzamla teşekkür ve veda mektubu sunuldu.
İtiraf ediyorum; omuzlarımda ve gönlümde onca şıklığa, nezakete, özene ve sevgiye rağmen, bazı arkadaşlarımla vedalaşmak zorunda kalmamızın dayanılmaz bir hüznü var.
Türk medyasında çağdaş yönetim modelinin ilk uygulamasının SABAH’ta gerçekleşmesi nedeniyle, konuya yabancı olan sektörümüzün diğer kurumlarında çalışan meslektaşlarımın eleştirilerini de anlayışla karşılıyorum.
Ama şundan emin olmanızı özellikle rica ederim: Yapılan kesinlikle "Tenkisat" değil, bir "Revizyon"du. Sistem oturtulurken, bazı taşlara yer bulunamamasıydı.
Hem sonra vedalaştığımız arkadaşlarımızla günün birinde yollarımızın yeniden kesişmeyeceğini, kim bilebilir?
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...
Erdal ŞAFAK / SABAH