Sırrı Süreyya Önder'den Arınç'a ağır cevap: "Sözüm ona bakansınız...."
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın kendisine yönelik sözleri ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Önder, açıklamasında "Esas provokasyon kamu düzenini salt polisiye
tedbirlerle sağlamaya çalışmaktır. O kadarını bir onbaşı da yapar.
Siz sözüm ona Bakansınız, biraz daha derin bir kavrayış beklenir.
Size son önerim şudur: 'Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü
sen asla yeri yaramazsın. Ve boyca da dağlara erişemezsin."
ifadelerine yer verdi.
Sırrı Süreyya Önder, "Sayın Arınç! Bana had bildirmeye
kalkışmışsınız. Belki olan bitenden haberiniz yok. Belki de idrak
edemiyorsunuz! Bu had bildirme dillerini hangi ara öğrendiniz? Kim
size bu ruhsatı verdi? Had nedir? Sınırı nerede başlar? Bu sınırı
kim tayin eder? Bakanlığınızın görev tanımı içinde var da biz mi
bilmiyoruz? Sayın Öcalan Başmüzakerecilik sıfatını tarihi Newroz
Bildirgesini yazdığı gün aldı. Türkiye'de demokratik bir barış,
özgür eşit ve hakça bir yaşam isteyen bütün halkların iradesini siz
de bir yasayla onayladığınız gün tescil edildi. Evet, bir
Başmüzakereciniz daha var. O da; yasayla tariflediğiniz Kamu
Güvenliği Müsteşarlığı'dır. Üstelik sizin aslında girmek
istemediğiniz, onların da aslında sizi almak istemediği Avrupa
Birliği için fuzuli bir Başmüzakereciniz varken bu toprakların en
kadim meselelerinden birini çözmek için neden olmasın, ne
mani?"
Sırrı Süreyya Önder, sözlerini şöyle sürdürdü: "Evet, 'nereden
çıktı bu sekretarya' dediğiniz şey ve daha fazlası bu yasada
mündemiçtir. Ortada gizli saklı ya da vehmedilen bir şey yoktur.
Barış meselesi laubalilik kaldırmaz, ciddi bir iştir. Barış,
'Barış' diye de tekrarlanarak gelmez. Sistemli, şeffaf, yasal,
demokratik ve cesur yaklaşımlar gerektirir. Bana gelince; Sayın
Öcalan'ın da, Kandil'in de, Hükümetinizin de karşısında, barışı
isteyen irade için katkı sunmaya çalışan, bütün yurttaşlarımızın
canını ve hukukunu aziz bilen, bu halkın en az sizin kadar meşru
bir vekiliyim. Konumum ve rolüm budur. Allah korusun yeniden bir
çatışma koşullarına dönülürse biliniz ki, sizden daha fazla muazzep
olacağım. Provokatör lafını size misliyle iade ediyorum. Esas
provokasyon kamu düzenini salt polisiye tedbirlerle sağlamaya
çalışmaktır. O kadarını bir onbaşı da yapar. Siz sözüm ona
Bakansınız, biraz daha derin bir kavrayış beklenir. Size son önerim
şudur: 'Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen asla yeri
yaramazsın. Ve boyca da dağlara erişemezsin."