SIRRI SÜREYYA ÖNDER BİRGÜN'E VEDA ETTİ! AYRILIĞIN SEBEBİ NE?
Birgün'de 3 aydır köşe yazarlığı yapan yönetmen, senarist Sırrı Süreyya Önder bugün okuyucularıyla vedalaştı. İşte son yazısı...
VEDA YAZISI
Yeni bir yazı ve film çalışması için yollardayım.
Doğan Tılıç kardeşim, geçtiğimiz yılın sonunda beni arayıp gazeteye yeni bir hamle yaptırma kararlarını anlatarak yeni görevimi tebliğ etmişti; yazacaksın!
Mahpusane arkadaşlığı ve yoldaş dayanışması bizim unutabileceğimiz kavramlar olmadığı için kaytaramadım.
Üstelik meslektaşım ve dostum Cüneyt Cebenoyanın sürekli ısrarları da artarak sürmekteydi.
Telif meselesini çabuk çözdük. Ankaradaki müşterek dostumuz, eski mahpus, yeni lokantacı Nuri Özdemirin dükkânına her gidişte limitsiz yeme içme...
Gerçi bir kez bile gidemedik ama olsun.
Üç ay olmuş yazıya başlayalı.
Artık izin istemek zorundayım.
Bir romanı tamamlamak ve yeni filme hazırlanmak gibi yoğun bir zihinsel konsantrasyon gerektiren döneme giriyorum.
Bu yazıyı da Pozantıdaki Şeker Pınarı tesislerinde yazıyorum.
Yeni bir otoban yapıldığı için eski bereketi kalmamış. Neredeyse terkedilmiş.
Çok acil bir seyahat değilse, otoyolları tercih etmiyorum.
Eski yolların bir ruhu ve sürprizi vardır daima. Kuytularda bir çayhane, geçitlerde bir yol çeşmesi, yüksek rakımlı tepelerde hormon ve ilaç değmemiş meyveler bulabilirsiniz.
Otoyollara gelince, asrî zamanların bütün sıkıcılığının ve monotonluğunun ispatı gibidir.
BirGünde yazmaya başladıktan sonra yüzlerce yeni dost edindim. İltifat eden, kızan, öneride bulunan, derdini anlatan yüzlerce dost. Hepsinin ortak özelliği, içten bir sevgi ve zarif bir üslup taşımalarıydı.
Bu vesileyle öğrendim ki internette, çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde adıma açılmış hesaplar varmış. Bunların bir kısmı yazanlara cevap bile veriyorlarmış.
Giderayak belirtmeliyim; bu hesapların hiçbiri bana ait değildir.
Daha uzun süre yazabilirdim belki ama ben yazının süresinden çok BirGünün çabalarının yanında olduğumu belirtmiş olmamın kıymetli olduğuna inanıyorum.
Gazetemizin yazı kadrosu, yazıların niteliği ve derinliği, belki de ülkemiz matbuat tarihinin hiç tanık olmadığı bir zenginlik taşımakta.
Giderken son çalıyı kime dikmeliyiz diye düşündüm, yazıda yer kalmadığından vazgeçtim.
Gülümüzü armağan edecek insanları bulmak hiç de güç olmadı.
Bu çabayı, günde bazen bir kaç gazete birden alarak destekleyen sizlere armağan ediyorum.
İlginizi ve katkılarınızı azaltmayacağınızı bilmenin huzuruyla kardeşliğin ve dayanışmanın hükmettiği güzel günler diliyorum.
Kalın sağlıcakla...