Şirin Payzın'dan samimi açıklamalar: Ekranda göründüğüm gibi değilim!
Şirin Payzın, ekranda politikayla uğraştığı için sert göründüğünü söyledi.
CNN Türk ekranlarında izleyiciyle buluşan Şirin Payzın, XoXo
dergisine verdiği röportajda, samimi açıklamalar yaptı.
"GÜLER YÜZLÜ OLDUĞUMU SÖYLÜYORLAR"
Ekranların sert yüzü olarak bilinen Payzın, "Ekranda politikayla
uğraştığım için daha sert görünüyorum. Fiziksel özelliklerim de
farklı görünüyor. Dışarıda görenler bana hep daha ince ve güler
yüzlü olduğumu söylüyorlar." dedi.
Şirin Payzın'ın açıklamalarından bir kısım;
Bu kadar temposu ve gerilimi yüksek bir iş yaparken zamanın durduğu
anlar oluyor mu?
Zamanla bir yarışım olduğu kesin. Öncelikle, Başak burcuyum ve çok
dakik bir insanım. Saniyeler benim için önemli, onları hesaplayarak
iş yaparım. Mesleğim de bunu gerektiriyor. Bir dakika başkaları
için çok önemli olmayabilir, ama yayıncı olarak o bir dakikaya, iki
konuğa iki kere daha söz hakkı gibi pek çok şey sığdırabilirim.
Saniyeleri sayarak yaşamak benim hayatımın bir parçası. Ama bazen
de ‘salla gitsin’ dediğim zamanlar oluyor. Bunu daha çok yıllarla
ve aylarla hissedebiliyorum. Hep çok telaşım var ve bir yere
yetişmek zorundayım. Bir yandan da hiçbir şeyin önemi olmadığı,
günlerce aynı şekilde durabileceğim bir zaman dilimini hayal
ediyorum. Bu ikisinin çelişkisini yaşıyorum, evet, ama daha çok
zamanın, saniyelerin peşinde koşan bir insanım.
Ekranda gördüğümüz Şirin’le, gerçek hayattaki haliniz
arasında nasıl bir fark var?
Ekranda politikayla uğraştığım için daha sert görünüyorum. Fiziksel
özelliklerim de farklı görünüyor. Dışarıda görenler bana hep daha
ince ve güler yüzlü olduğumu söylüyorlar. Ekran biraz çatık kaşlı
yapıyor insanı ama artık bunu kırmak için özellikle biraz daha
gülümsemeye çalışıyorum. Siyaset o kadar asık suratlı ki... Halbuki
arkadaşlarımın gördüğü başka bir Şirin Payzın var. Misafir
ağırlayan, eğlenmeyi seven, bazen içine kapanık, bazen fazla dışarı
dönük... Ekranda duygularımı belli etmeden işi götürmeye
çalışıyorum. Özel hayatımda daha duygusal tepkiler veren ve
değişken ruh halleri olan biriyim.
GAZETECİLİĞE BAŞLAMAMIN SEBEBLERİNDEN BİRİ..
Meslek hayatınızda karşılaştığınız, duyduğunuz en çarpıcı şey
neydi?
O kadar çok şey var ki... Soma, yakın zamanda beni çok ağlatan ve
üzen meselelerden biriydi ve habercilik hayatımdaki çok önemli
dönüm noktalarından oldu. Yaşanmadan bilinmez. Röportajlar garip
bir şekilde bu kadar etkilemiyor, bir süre sonra alışıyorsunuz.
Bana ait değil ama Oriana Fallaci’nin bir sözünden çok
etkilenmişimdir; diyor ki, “Bana kiminle röportaj yapmak istiyorsun
diye sorsalar, Tanrı’yla derdim ve ona tek bir soru sorardım:
Neden?”. Bu benim gazeteciliğe başlamamın sebeplerinden biridir.
Gençlik hayatımı Fallaci’ye hayran olarak geçirdim ve hep onun
yaptığı gibi röportajlar yapmak, onun konuştuğu büyük isimlerle ve
anti kahramanlarla konuşmak istedim. Ama aslında bu o kadar
etkileyici değil.
Neden?
Çünkü gerçek anlamda o insanların içine giremiyorsun ve insani
röportajlar yapamıyorsun. Keşke yapılabilse ama hep siyaset
bağlamında kalıyorsun. O nedenle, röportajlardan ziyade olaylar
insanı daha fazla çarpıyor. Soma’daki maden işçilerinin giyinme
odasındaki şikayet ve dilek kutusu ve oraya bıraktıkları çok basit
istekler ve küçük dilekler beni derinden etkilemişti. Bunun
dışında, kadın politikacılarla yaptığım röportajlar aklıma geliyor.
Hillary Clinton ile röportaja başlamadan önce üzerimizdeki ipek
gömleklerin muhabbetini yapmak mesela... Kadın her yerde kadın.
Bunlar da güzel anılar. Bir de şahane işler yapan kadınlar
tanıyorum, onlardan çok etkileniyorum.