SIR GİBİ SAKLANAN ŞOK RAPOR! 46 ESER SAHTE ÇIKTI!
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın olası tepkiler nedeniyle kamuoyuyla paylaşmadığı rapora göre 202 eser kayıp, 46 eser sahte, 27 eserin orijinalliği ağır kuşkulu...
Türk resim ve heykel sanatının dünyaca ünlü sanatçılarına ait 5
bine yakın paha biçilmez eserine ev sahipliği yapan ve geçtiğimiz
yıllarda birbiri ardına yaşanan hırsızlık olaylarıyla sarsılan
Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde skandallar bitmek bilmiyor.
Bünyesinde barındırdığı eserler nedeniyle “resim ve heykelin milli
hafızası” olarak nitelendirilen müzede 2009’da Hoca Ali Rıza’ya ait
13 adet karakalem eskizinin sahteleriyle değiştirildiğinin
belirlenmesinin ardından sayım komisyonunun başlattığı çalışma
tamamlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, olası tepkiler nedeniyle kamuoyuyla
paylaşmadığı rapora göre, müzede bulunan Fikret Mualla, İbrahim
Çallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Şevket Dağ, Hoca Ali Rıza, Hüseyin
Avni Lifij, Halil Paşa, Hikmet Onat, Feyhaman Duran, Refik Epikman,
Mehmet Ali Laga, Fethi Arda, Sami Yetik, Mustafa Ayaz, Zühtü
Müridoğlu’nun da aralarında bulunduğu sanatçıların yüzlerce
eserinin “kayıp”, “sahte” ya da “ağır kuşkulu” olduğu ortaya
çıktı.
Kayıtları var, kendileri yok
Raporda müze envanterine kayıtlı olmasına karşın 202 eserin kayıp
olduğu, 46 eserin sahteleriyle değiştirildiği, 27 eserin
orijinalliğinin ağır kuşkulu olduğu belirtildi. Böylece kayıp ve
sahte olmak üzere toplam 248 eserin müzeden çalındığı anlaşılırken,
ağır kuşkulu olan 27 eserin orjinal olup olmadığı ise yapılacak
incelemenin ardından netlik kazanacak.
Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde 2009’da Hoca Ali Rıza’ya
ait 13 adet karakalem eskizinin sahteleriyle değiştirilerek
çalındığı, o dönem teşhirde bulunan Şevket Dağ’a ait bir tablonun
da sahte olduğu belirlenmişti. Hırsızlık olaylarının ardından,
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın talimatıyla müzedeki
diğer eserlerin incelenmesi için sayım komisyonu
oluşturulmuştu.
Sanatçı, akademisyen, uzman ve müfettişlerden oluşan sayım
komisyonu çalışmalarına 22 Ocak 2010’da başladı. Komisyon, 4 bin
108’i müze envanterine kayıtlı yaklaşık 5 bin eseri titizlikle
inceleyerek çalışmalarını 18 ocak 2011’de tamamladı. Komisyonun
raporu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderdi. Raporda müze
envanterine kayıtlı olmasına karşın 202 eserin kayıp, 46 eserin
sahteleriyle değiştirildiği, 27 eserin orjinalliğinin ağır kuşkulu
olduğu belirlendi.
Müzedeki kayıp ve sahte eserlerin çokluğu nedeniyle bakanlık
yetkilileri büyük bir şok yaşadı. Müzede 2009’da Hoca Ali Rıza’ya
ait 13 eserin çalınması nedeniyle oluşan tepkiyi gözününde
bulunduran bakanlık, daha yoğun tepki geleceği endişesiyle, raporu
kamuoyuna yansıtmadığı ve sızdırılmaması için yoğun çaba sarf
etti.
46 eser sahte çıktı
Raporda müze envanterine kayıtlı 46 adet eserin sahte olduğu tespit
edildi. Bu eserler arasında daha önce sahte olduğu anlaşılan Hoca
Ali Rıza’nın 13 ve Şevket Dağ’ın bir çalışmasının yanı sıra, aynı
sanatçılara ait başka eserler ve birçok önemli sanatçının tabloları
bulunuyor. Orijinalleri çalınarak yerlerine sahtelerinin konulan
eserlerden bazıları şöyle:
“Fethi Arda/Kara Giysiler, Fethi Arda/Kompozisyon, Hüseyin
Yüce/Karda Ağaçlar, Şevket Dağ/Kuyu, Şevket Dağ/Manzara, Refik
Epikman/Peyzaj, Refik Epikman/Peyzaj, İbrahim Çallı/Manolyalar,
İbrahim Çallı/Moda Deniz Hamamı, İbrahim Çallı/Kayıklar, İvan
Konstantinoviç Aivazovsky/Peyzaj, Malik Aksel/Gölge Oyunu, Arif
Kaptan/Çoban, Saip Tuna/portre, Saip Tuna/Gelincikler, Hikmet
Onat/Manzara, Hikmet Onat/Sandalda Kadınlar, Pertev Boyar/Peyzaj,
Fikret Mualla/Kumarhane, Hoca Ali Rıza/Mezarlık Yolu, Hoca Ali
Rıza/Çamlıca Kız Lisesi, Hoca Ali Rıza/İshak Paşa Çeşmesi, Hoca Ali
Rıza/Natürmort, Hoca Ali Rıza/Çamlıca, Hoca Ali Rıza/Çamlıca, Hoca
Ali Rıza/Sokak Çengelköy Kuleli Yolu, Hoca Ali Rıza/Kayalık, Hoca
Ali Rıza/Sultan Çayırından, Nazmi Ziya Güran/Manzara, Sabri
Berkel/Natürmort, Sami Yetik/Peyzaj, Mehmet Ali Laga/Mesudiye,
Mehmet Ali Laga/Sarıca İli, Bedri Rahmi Eyüboğlu/Manzara ve
Bahçe.”
Ağır kuşkulu eserler
Raporda ayrıca, müze envanterine kayıtlı olan 27 adet eserin de
orijinalliğinin kuşkulu ya da ağır kuşkulu olduğu belirlendi. Eser
sahibi sanatçıların tarz ve üsluplarıyla farklılık gösteren 27
eserin, gerçek olup olmadığı ise Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nda
(TAEK) yapılacak kimyasal boya analizlerinin (spectum) ardından
netlik kazanacak. Gerçek olup olmadığı ağır kuşkulu olan eserlerden
bazıları ise şöyle:
“Fikret Mualla/Dedikodu, Fikret Mualla/Balo, Fikret Mualla/Pazar
Yeri, Fikret Mualla/Garson, Fikret Mualla/Köpekle Gezinti, Fikret
Mualla/Barda Sohbet, Fikret Mualla/Balon Satan Kadın, Fikret Mualla
Balıkçılar, Şevket Dağ/Han İçi, Halil Paşa/Develi, Halil
Paşa/Boğaz, Halil Paşa/Boğaz, Agah Efendi/Suya İnen İnekler, Saip
Tuna/Kayıklı Manzara, Münif Fehim/Portre, Mehmet Ali
Laga/Çardak’tan Gelibolu’ya, Hoca Ali Rıza/Tabiattan, Hoca Ali
Rıza/Natürmort, Üsküdarlı Cevat/Büyükada, Refik
Epikman/Erzincan’dan manzara.”
1980’de açıldı
Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, 6’ncı Cumhurbaşkanı Fahri
Korutürk’ün talimatıyla restore edilen Türk Ocağı binasında, 2
Nisan 1980 tarihinde açıldı. Başbakanlık genelgesiyle o dönem kamu
kurumlarındaki 500 kadar sanat eseri toplanarak müzenin ilk
koleksiyonu oluşturuldu. Bu eserler, seçici kurul tarafından
belirlenen yerlere asılarak izlenime sunuldu. Müzede 1980’den bu
yana kurucu Müdür Tunç Tanışık ile Nejdet Can, Vural Yurdakul,
Mükerrem Baydar, Özgür İzzet Pektaş, Ömer Osman Gündoğdu müdürlük
görevinde bulundu. Ali İhsan Gürsoy halen müdürlüğü görevini
vekaleten yürütüyor.
Hırsızlık olaylarıyla gündeme gelmişti
Uzun yıllar ziyarete kapalı olan Devlet Resim ve Heykel Müzesi,
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Altındağ Belediyesi işbirliğiyle
2007-2008 arasında yapılan tadilatın ardından hizmete açılmıştı.
2007’de tadilat sürdüğü sırada müze bahçesine bir kamyonla giren
hırsızlar, gündüz vakti işçilerin gözü önünde bahçedeki iki bronz
heykeli çalmıştı. Heykellerin tarihi değerinin olmadığı açıklanmış,
ancak müze müdürü görevinden almıştı. Ayrıca, başlatılan soruşturma
kapsamında müzede görevli 26 personele çalınan heykeller için 6’şar
bin TL ceza kesilmişti. 2009’da ise müzede çalışan bir güvenlik
görevlisi İbrahim Çallı’nın bir yağlı boya portresi ile Şevket
Dağ’ın iki tablosunu çalmış, ancak eserleri satamayınca 3 gün sonra
tekrar müze bahçesine bırakmıştı. Müzeden 1997’de 31 eser
çalınmıştı. Çalınan bu eserler hâlâ bulunamadı. Müze son olarak
2009’da Hoca Ali Rıza’ya ait eserlerin sahteleriyle
değiştirildiğinin anlaşılmasıyla gündeme gelmişti.
Kayıp eserlerden bazıları
Rapora göre, müze envanterine kayıtlı olmasına karşın paha
biçilemeyen 202 eserin “kayıp” olduğu tespit edildi. Kayıp
eserlerden bazıları şöyle:
- Şevket Dağ: Surlardan, Cami Kapısı, Cami İçi, Topkapı Sarayı
Kızlar Ağası Dairesi, Pencereden Görünüm
- Şefik Bursalı: Dolmabahçe’den,
- Zühtü Müridoğlu: Alçı kadın başı, Bronz figür, n Hasan Vecih
Bereketoğlu: Kurbağalı Dere, n Halil Paşa: Güller, Britanya’dan
Kadın, Yalılar, Manzara, n Devrim Erbil: Soyutlama,
- Hikmet Onat:?İstanbul Boğaz’dan Peyzaj, Salacak’tan Manzara,
Anadolu Hisarı, n Oya Kınıklı: Yeşil Yaylı Kemancı, n Hamiye
Çolakoğlu: Seramik Nene Hatun formu,n Bedri Rahmi Eyüboğlu:
Muradiye’de Kahve, Edirne Tunca Köprüsü, n Feyhaman Duran:
Süleymaniye‘den Fatih’e Doğru, Laleli Buket, Hoca Ali Rıza’nın
portresi,
- Yusuf Çöloğlu: Kapadokya, n Şeref Akdik: Pendik, Erdek Balıkçı
Kayıkları, n Hüseyin Avni Lifij: Kağnı ve Köylüler, Ankara’da Bir
Sokak,
- İbrahim Çallı: Manzara, Bahçede Kadın, Peyzaj, n Hoca Ali Rıza:
Bulgurlu’da Timurcu Çeşmesi, Yağış, Sandal Balıkçı Kulübesi,
Beykoz’da İshak Ağa Kahvesi, Kaya ve Çam, n Mehmet Ali Laga:
Manzara, n İsmail Hakkı: Batan Gemi, n Ali Avni Çelebi: Vatanı
Müdafa Eden Türk Askeri, n Mehmet Ruhi Arel: Sakarya’dan Doğan
Çay,
- Sami Yetik: Kasımpatılı Natürmort, Peyzaj, n Arif Kaptan:
Natürmort,
- Namık İsmail: Denizde Vapur,
- Hasan Vecih Bereketoğlu: Manzara, Çankaya’dan, n Hüsmeyin Zekai
Paşa: Cami, n Mustafa Esat Düzgünman: Battal Ebru.
KİM, NE DEDİ?
‘Hakikaten yüreğim ağlıyor’
Rafi Portakal (Müzayedeci): “Habere göre 202 eserin çalınması, bir
günlük bir iş değil, zun zamana yayılmış. Dünyanın başka
taraflarında da müzelerden eserler çalınıyor ama böylesi sayıda
eserin çalındığı müzeyi hatırlamıyorum. Bu sanat eserlerine
verdiğimiz değeri gösteriyor. Sahte eserlere gelince işin o ayrı
bir trajedi. Eserler çalınıp yerine başkaları konuyor, uzun süre
fark edilmiyor. Hakikaten bir sanat adamı olarak yüreğim
ağlıyor.”
‘İçeriden yapılmış bir şey’
Yahşi Baraz (Galerici): “Resim Heykel Müzesi’nde resimlerin doğru
dürüst envanteri çıkarılmadı. Yeni yeni yapılıyor. Böyle olunca da
bazı kötü niyetli insanlar resimleri değiştirebilir; bu içeriden
yapılmış bir şey. Kültür Bakanlığı kayıp eserleri kamuoyuyla
paylaşmalı. Galerilere, açık artırma merkezlerine bildirmeli
özellikle. Biz de kayıp eserlerden birisi gelirse bakanlığa bilgi
verebiliriz. Bu eserler yurtdışında da olabilir üstelik. Daha komik
olanı şu: Birisi bu tablolardan birini kayıp olduğunu bilmeden de
almış olabilir.”
‘Kayıp eserler açıklanmalı’
Turgay Artam (Müzayedeci): “Bu bilirkişi raporu doğru ise sanat
açısından çok kötü bir durum. Bildiğim kadarıyla Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay, bu konularla yakından ilgili ve çok hassas.
Şimdi bu kayıp eserlerin, resimleri ile hemen açıklanması
gerekiyor, ki galeriler, müzayede kuruluşları, hatta
koleksiyoncular bunları almasın. Daha önce Milli Kütüphane
Koleksiyonu’ndan tablolar yok olmuştu. O tabloların hiçbirinin
fotoğrafları bulunamadı. Sadece kayıp tabloların ressamlarının adı
var.”
‘Resmi dokümantasyon yok’
Hüsamettin Koçan (Sanatçı): “Türkiye’de devletin elinde olan sanat
eserlerinin resmi bir dokümantasyonu doğru dürüst çıkmış değil. Bir
ara Kültür Bakanlığı ciddi biçimde ele almaya çalıştı, fakat son
durum konusunda bilgim yok. Müzede biliyoruz ki bürokrosinin kendi
çarkları içinde bir rastlantısallık söz konusu. Orası biraz devlet
bürokrasisi nasıl işliyorsa öyle işliyor. Muhtemeldir ki bürokratik
çark içinde bunların yaşanması da mümkün.”
‘Bir birikimi barındırıyor’
Doç. Dr. Zeynep Yasa Yaman (Sanat tarihçi): Devlet Resim ve Heykel
Müzesi, Türkiye’nin modern sanatının temsili açısından Mimar Sinan
Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi’nden sonra ya da
en az onun kadar önemlidir. Yaklaşık Meşrutiyet döneminden
1990’lara kadarki Türk sanatının önemli birikimini barındığı
söylenebilir. 1990’lardan bu yana müze birçok soruşturma ve sayım
geçirdi. Eğer bir müzeye yaraşır envanter kayıtlarına, arşive
sahipse; komisyonların elinde kuruluş tarihi itibariyle müze
koleksiyonuna alınan eserlerin listelerinin bulunması ve konunun
yalnızca depo sayımından ibaret kalınmaması gerekir.”
Sertaç Koç/Milliyet