Amcam: Filmdeki Arpel çifti, Marie-France gibi dergilerin tavsiye edebileceği türden bir sosyal başarıya sahiptir. Adam ciddi bir işadamıdır, kadınsa kusursuz bir ev kadını. Mülklerindeki her şey yenidir: ev, geometrik bahçe, çakıl döşeme... Bu işlevsel evrende eksik olansa yaşama zevki ve israf edilmiş alanlar, baştan savmacılık ruhu ve okuldan kaçmalardır. Küçük Arpel bu ruhu ancak 'ailenin yüzkarası' olan dayısı Bay Hulot’yla keşfeder. Bay Hulot mutludur; St. Maur’da, herkesin birbirini tanıdığı, insanların çok basit bir kural, yani kibarlık çerçevesinde hareket ettiği küçük bir mahallede yaşar. Bay Hulot’nun Arpellerin evine gelişi çeşitli felaketlere yol açar. Sadece evin küçük oğlu, suç ortağı ve dostu olarak dayısına elini uzatır.
Bay Hulot'nun Tatili: Hulot, küçücük arabasıyla, kendi başına tatile çıkar. Yolculuğun sonunda kendisini deniz kıyısında, oldukça renkli bir otelde bulur. Bu otel, adına tatil denilen ayrıksı kavramın bile tekdüzeleştiği bir yerdir. Her şey yemekten, içmekten ve eğlenmekten ibarettir. Bay Hulot ise sanki bu sıkıcı tatilin düzenini bozmak için gönderilmiştir. Ondan sonra bu tatil, kimsenin unutamayacağı türden bir tatile dönüşecektir.
Bıcırıklar: Yeni Yuvamız: Bıcırıklar, bir şeyleri dürtmeyi ve onlarla el işleri ve şakalar yapmayı seven küçük, canlı goblinlerdir. Yaşadıkları yer olan kaotik bakkal istediklerini yapabilecekleri mükemmel bir yerdir. Ne yazık ki, küçük dükkanın sahibi ölür ve bir yok edici, her şeyin orada yaşamak için fazla steril ve düzenli olmasını sağlar. Ancak Bıcırıkların iyi hissetmek için kaosa ihtiyacı var. Bu yüzden Svunja, Tjorben ve Smartö yaşayacak yeni bir yer aramaya başlar. Çok geçmeden dışarıdaki dünyanın tehlikeli olduğunu ve hayatta kalmak istiyorlarsa bir arada kalmaları gerektiğini anlarlar.
Borcumuz Borç: Borcumuz Borç, tefeciden aldığı borcu ödemek için çabalayan genç bir adamın hikayesini konu ediyor. Üniversiteden mezun olduktan sonra iş aramaya başlayan Murat, bir türlü kendisine göre bir iş bulamaz. İşsiz kaldığı bu süreçte maddi sıkıntı çeken Murat, bir kafe açmak ister. Ancak kafe açacak parası olmadığı için de tefeciden borç alır. Murat, kafeyi açıp her şeyin yoluna girdiğini düşünse çok geçmeden işi batırır. Tefeciye olan borcunu ödemek için türlü işlere giren Murat'ın şansı hiç yaver gitmez.