Sinemacılar sansüre karşı sokağa çıktı: Bu daha fragman, film yeni başlıyor!
'Bakur' belgeseline uygulanan sansürün ardından 'Özgür Sinema' yürüyüşü düzenlendi.
Sinema dernekleri, sinema emekçileri, sinema yazarları, oyuncular,
ve sinemaseverler 'Bakur' belgeselinin İstanbul Film Festivali
programından çıkarılmasının ardından sansürü protesto etti.
Bugün saat 16:00'da Fransız Kültür Merkezi önünde toplanan
kabalıkta "Filmi durdurma, sansürü durdur!", "Yasaklara karşı biz
buradayız!, "Sansüre Hayır! Yaşasın özgür sinema!" gibi sloganlar
atıldı.
Eyleme Lale Mansur, Rıza Kocaoğlu, İlksen Başarır, Ercan Karakaş,
Menderes Samancılar, Melda Onur, Bedri Baykam gibi birçok tanınmış
isim ve SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) üyeleri katıldı.
Eylemde sinema ve tiyatro oyuncusu Defne Halman'ın Türkçesini,
yönetmen ve senaryo yazarı Kazım Öz'ün Kürtçesini okuduğu bildiri
şöyle:
"SANSÜRE KARŞI ÖZGÜR SİNEMA
Sinema emekçileri, sinemaseverler ve sinema yazarları olarak bugün
burada, sansüre karşı sesimizi yükseltmek için toplandık. Hepinizin
bildiği gibi, yönetmenliğini Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu’nun
yaptığı “Bakur” filminin Eser İşletme Belgesi bahane edilerek 34.
İstanbul Film Festivali’nde sansürlenmesi, sinema dünyasında büyük
bir tepkiyle karşılandı. Kuşkusuz, Türkiye’de bir filmin devlet
tarafından sansürlenmesiyle ilk kez karşılaşmıyoruz. Bugüne kadar
Yılmaz Güney’den Metin Erksan’a, Handan İpekçi’den Kazım Öz’e
birçok değerli yönetmenimizin filmlerinin izleyiciyle özgürce
buluşması engellendi. Türkiye’de sinema sanatının tarihi, sansüre
karşı yükseltilen seslerle, ifade özgürlüğü için verilen
mücadelelerle örülüdür. Tıpkı 1977 yılında Ankara’ya doğru yola
çıkan binlerce sinemacı gibi, tıpkı 1988’in İstanbul Film
Festivali’nde sansüre karşı bizimle aynı yolu yürüyenler gibi,
bizler de bugün aynı şeyi haykırıyoruz: ‘Sansüre Hayır!’ Ve
sinemaseverler, sinema emekçileri ve sinema yazarları olarak,
herkesi sansüre karşı verilen bu mücadeleyi hep birlikte
yükseltmeye çağırıyoruz.
Sansüre Karşı Omuz Omuza!
Geçmişte nasıl “Susuz Yaz” ahlaksız bulunup sansürlendiyse, “Umut”
ya da “Hakkari'de Bir Mevsim” nasıl ‘ülkeyi yoksul gösteriyor’ diye
yasaklandıysa, bugün “Dersim 38”, “Berivan”, “Yeryüzü Aşkın Yüzü
Oluncaya Dek” ve “Bakur” gibi sayısız film de aynı sansürcü
zihniyetin hedefi haline gelmiştir. Yasaklayan zihniyet aynıdır,
aradan geçen yıllarda sadece gerekçeler ve araçlar değişmiştir.
Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılmasına ilişkin
kanun, yürürlüğe konduğu günden beri iktidar tarafından gerekli
görüldüğü durumlarda siyasi amaçlarla kullanılmaktadır. Ancak
İstanbul Film Festivali’nde ve sonrasında yaşananlara bakarak şunu
açıkça söyleyebiliriz: Bugüne kadar keyfi olarak başvurulan bu
sansür uygulaması, artık sistematik hale gelmiş ve festivallerin
özgürlük alanını iyiden iyiye daraltmıştır. Filmlerin gösterim
imkanlarının ortadan kalkmasıyla önce İstanbul Film Festivali,
ardından da Ankara Film Festivali durma noktasına gelmiştir.
Festivallerden çekilen yönetmen, yapımcı ve jüri üyelerinin boykot
kararı ise, bu gidişe hep birlikte ‘dur’ deme iradesini açık ve net
bir şekilde ortaya koymuştur.
Bu Daha Fragman Film Yeni Başlıyor!
Önümüzdeki dönemde, filmlerin ve festivallerin çok daha büyük
engellemelerle karşılaşma olasılığı yüksek görünmektedir. Bizler
buradan, sansüre imkan tanıyan açık ya da örtük bütün uygulamaların
bir an evvel kaldırılması için bütün gücümüzle mücadele edeceğimizi
ilan ediyoruz. Her türlü sanat üretiminin özgürce yapılmasını
sağlamakla yükümlü Kültür Bakanlığı’nın sinemanın özgürlük alanını
bu tip baskılarla daraltmasını kabul etmiyoruz. Kültür Bakanlığı’nı
bir an evvel “Bakur” filminin özgürce gösterilmesi için gerekli
adımları atmaya davet ediyoruz. Sansüre karşı verilecek uzun
soluklu mücadelenin ilk adımı olarak, festival gösterimlerindeki
Eser İşletme Belgesi zorunluluğunun acilen kaldırılmasını talep
ediyoruz.
Filmi durdurma, sansürü durdur!
Yasaklara karşı biz buradayız!
Sansüre Hayır! Yaşasın özgür sinema!"