05 Kas 2010 09:10 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:46

SİNEMA YAZARLARI YOKTU, AMA KÖŞE YAZARLARI VARDI!

Mahsun Kırmızıgül'ün "New York'ta Beş Minare" filminin özel gösterimine sadece 2 sinema yazarının çağrılmasına Ali Eyüboğlu nasıl tepki gösterdi?

SİNEMA YAZARLARI YOKTU, AMA KÖŞE YAZARLARI VARDI

Mahsun Kırmızıgül’ün bugün vizyona giren ’New York’ta Beş Minare’ filminin salı akşamı Kanyon’daki özel gösteriminde sinema yazarlarından sadece Atilla Dorsay’la Ömür Gedik vardı.
Çünkü ’basın gösterimi’ yapmadığı için Kırmızıgül’le sinema yazarlarının arası ’limoni’.
Bu konuda Kırmızıgül mü, yoksa sinema yazarları mı haklı bilmiyorum, ama şunu biliyorum:
Günümüzde artık bu tür protestoların işe yaramadığına bir yığın örnek verebilirim.
Magazincilerin, “Bize yanlış yaptı” deyip ’kara liste’ye aldığı nice ünlü, dergilerin, gazetelerin hafta sonu eklerinin ya da kültür sanat servislerinin ’gözdesi’ olmadı mı?
O ünlüler, sığındıkları yeni limanlarından magazincilere hakaretler yağdırmadı mı?
Yağdırdı.
Demek ki medyadaki bu çeşitlilik ve alternatif yüzünden o protestolar işe yaramadı.
Hatırlarsanız; Levent Kırca’nın, TRT’nin Türkiye’nin tek televizyonu olduğu dönemde ’askeri darbelerin’ ne denli kolay, özel televizyonlar devreye girince de ne denli imkansız olduğunu anlatan klasikleşmiş bir parodisi vardı.
O parodideki ’darbecilerin’ durumu neyse, bugün bir kişi ya da kurumu protesto etmek isteyenlerin durumu da o.
“New York’ta Beş Minare”nin özel gösterimde Dorsay ve Gedik’ten başka film eleştirmeni yoktu, ama Nazlı Ilıcak’tan Umur Talu’ya, Tufan Türenç’ten Ergun Babahan’a, Güneri Cıvaoğlu’ndan Akif Beki’ye medyanın her kesiminden birçok köşe yazarı vardı.
Düne kadar parola; “Magazinciler yoksa, hafta sonu ekleri, kültür sanat servisleri var”dı, günümüzün parolası ise şu:
“Sinema eleştirmenleri yoksa, köşe yazarları var.”

Ali Eyüboğlu/MİLLİYET