28 Haz 2011 08:12
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:30
SİNAN ÇETİN: "BEN ASLINDA DAHA BÜYÜK BİR TEPKİ BEKLİYORDUM"
Sinan Çetin'in konuşmasında Fethullah Gülen'e teşekkür etmesi bazı kesimlerden tepki almıştı. Ayşe Arman Sinan Çetin'e "teşekkür"ü sordu.
Türkçe Olimpiyatları’nın şarkı finalinde jüri üyesi olan yapımcı Sinan Çetin’in konuşmasında Fethullah Gülen’e teşekkür etmesi bazı kesimlerden tepki almıştı. Ayşe Arman Sinan Çetin’e "teşekkür"ü sordu.
Ben aslında daha büyük bir tepki bekliyordum
Dün Tuna Kiremitçi’ye yazdığı mektubu okudum, Sinan Çetin’i aradım. Ben de kendi sorularımı sordum. Buyurun buradan okuyun...
- Sen, herkesin solcu olduğu bir dönemde, solculuktan vazgeçtin ve bunu ilan ettin. “Dikkat çekmek için yapıyor” dediler. Böyle davranınca, yeni iş teklif almadın mı, kendine yeni bir alan açmadın mı...
- Valla, solculuktan istifa ederek kaybettiklerimi sıralasam ayrı bir röportaj konusu olur! İki yıl süresince ölüm tehditleri almak, arkadaş çevresini kaybetmek, reklam ve filmciler dünyasından dışlanmak, basından yediğim küfür, Cihangir’de kapımda yapılan mitingler, sayısız sözlü, yazılı saldırı sadece hatırladıklarım. Bana Çiçek Bar’da sırtını dönen arkadaşlarım oldu. Kapitalizmi felsefi bir sistem olarak savunan biri olarak söylüyorum, akıllı bir kapitalist bence solcu olmalı. Benim gibi “kabile” dışına düşerek yalnız kalmamalı. Sakıp Sabancı bile bana “Ben de solcuyum!” demişti. Bu yüzden Ayşecim, bil ki Türkiye’de solcu olmayan kapitalist bile yok. Ben benim çevremde daha bir kişiye rastlamadım ki, “Ben solcu değilim” desin. O yüzden benim yalnızlığımı anlaman mümkün değil. Ben 70’li yıllarda solcu oldum, o zaman solculuk otoriteye, yerleşik düzene bir başkaldırıydı ama şimdi yerleşik düzenin ta kendisi oldu. Ama bugün solculuk, milliyetçi olmaksa, Ergenekoncu olmaksa, ben o değilim.
- Nedir peki işin aslı? Senin kişiliğin mi isyankâr? Aklın basmıyor ve itiraz mı ediyorsun? Sen hep içinden geldiği gibi mi davranıyorsun...
- Evet.
- Şu anda nesin peki? “Modern”lere karşısın, muhafazakâr da değilsin, dindar hiç değilsin. Seni nasıl tanımlayabiliriz?
- Tanımlamasanız olmuyor mu? Adım Sinan, film çekiyorum, kafama göre takılıyorum. İnsan gruplarını ikiye ayıracaksak söyleyeyim: 1- Yapan edenler. 2- Şikâyet edenler. Ben yapan edenlerdenim, şikâyet edenlerden hep uzak durdum. Onlar da beni aralarına almazlar, ben de girmem.
- Fethullah Gülen’e desteğin, sadece Hrant Dink ve Orhan Pamuk argümanıyla mı sınırlı?
- Ben bir şeye destek vermiyorum. Ben kimim de destek vereyim birilerine? Ben sadece beğendiğim bir şeyi söylüyorum. Destek vermem için merci olmam lazım. Milliyetçilik, “Ya sev ya terk et” diyenlere kalmamalı. Ayrıca biz, terk etmek zorunda kalsak da seveceğiz, onlara mı soracağız?
- Fethullah Gülen’in sence ideolojik bir misyonu yok mu? O misyonu da destekliyor musun?
- Ben bütün ideolojilerin, bütün fikirlerin hatta bugün, “düşünce suçu” olarak anılanların bile, serbestçe dolaşmasından yanayım. Eğer kapitalizm diyorsak, sadece para değil düşünceler de serbestçe dolaşmalı.
Spontane ama naif değildi
- Sen, Gülen cemaatine ne kadar angajesin ki, kefil olabiliyorsun?
- Ben angaje de değilim, kefil de değilim. Aşk olsun Ayşe, bunları da nereden çıkarıyorsun? Eğer bir suç varsa, zaten adaletin meselesidir. Ortada bir suç yokken kimseye suçlu muamelesi yapılamaz. Ama ortada yapılan güzel işler var; bize düşen takdir etmek.
- Gerçekten spontane ve naif bir çıkış mıydı?
- Evet planlanmamış bir söylemdi ama naif diyemem. Düşüncelerimin naif olduklarını zannetmiyorum. Neyi, ne için söylediğimi biliyorum. Kendisine haksızlık yapılmış, ülkesinden uzak bırakılmış bir adamın demokrasi mücadelesi için yapılmış bir destek çıkışıydı. Ama bu dürüstlüğüme naif diyorlarsa, ona da bir şey diyemem.
- Tahmin etmedin mi böyle bir sonuç doğuracağını...
- Ettim. Aslında daha da büyük bir tepki bekliyordum.
- Ortalıkta dolaşan bir sürü komplo teorisi var, “Şöyle olacak böyle olacak, şunu yapmak istiyorlar, bunu yapmak istiyorlar...” Bu konuda ne diyorsun?
- Komplo teorisyenlerinin, kendilerine bir düşman bulup, bütün hayatlarını bu hayali düşmanla mücadeleye adadıklarını bildiğim için, ne komplolara ne de komploculara kulak astım! Bu tipler genellikle az bilgiyle, çok inançla, bir teori inşa edip, dünyadan şikâyet edip dururlar. Söylediğim gibi, ben şikâyetçilerden hiç hoşlanmam. Her türlü komplo teorisi bize şikâyet edilecek bir büyük düşman gösterir.
Sizce ilgiye ihtiyacım var mı...
- Ya da o çıkışı, bazılarının seni suçladığı gibi, her şeyin tersini söylediğinde gördüğün ilgiyi yakalamak için yaptığın söylenebilir mi?
- İlgi çekmek mi... Doğru ilgiye ihtiyacım var, yıllarca televizyonda sunuculuk yaptım, her hafta saatlerce diziyi, TV programını yayına yolladım, filmler çektim, bine yakın reklam çektim ama ilgi çekemedim! Prenses’i çektim solcular kovaladı, “Dağda ölen adamların cebinden T.C. kimliği çıkıyor” dedim tehditler aldım, “Sinemadan para kazanmamak eşekliktir” dedim filmcilerin arasından atıldım, 2002’de başörtülü çocuklar okusun diye AK Parti’ye oy verdiğimi açıkladım yalnızlaştım, lakin ilgiyi bir türlü çekemedim. Kısmet bugüneymiş!
Sinan Çetin’den ne demişti?:
"Burada olmayan, hangi nedenle olmadığını bilmediğim büyük bir düşünür, din adamı bir insana teşekkür ederim. Ona teşekkür etmemin en önemli tarafı bu ülkeyi, bu insanları, bu dili sevdirdiği için, milliyetçiliği Hrant Dink’in katillerine, Orhan Pamuk’a ’seni öldüreceğiz’ diyenlere bu ülkeyi bırakmadığı için. Bu ülkede, bu ülkeyi sevmenin bir suç olmadığını hatta gurur verici olduğunu dünya ile bütünleştirdiği için Fethullah Gülen’e teşekkür ediyorum."
Ayşe Arman - Hürriyet