14 Ara 2017 10:25
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 01:51
Sinan Çetin ağlayarak anlatmış: 'Beni DHKP-C'ye öldürtmek istiyorlar'
Sinema Yazarı Tunca Arslan'ın yeni kitabında ünlü yönetmen Sinan Çetin ile ilgili oldukça ilginç bilgiler yer alıyor
Tunca Arslan'ın Kırmızı Kedi Yayınevi'nden çıkan Eleştirmenleri Vurun adlı kitabında Sinan Çetin ile ilgili bu ilginç bölüm şöyle yer alıyor:
"...Sinan Çetin’i 1984’te, mangalda kül bırakmayan, “Çocuklar, bu ülkeye sosyalist hareketi eskisinden çok daha güçlü getireceğiz” diyen hızlı sosyalist olarak tanımış olduğumu mu anlat- malıyım önce... Dev-Yol’un meşhur yıldız-yumruk amblemini çizmiş birisi olarak, “iddiası”nı en azından lafta koruyordu o dönemlerde.
Ya da Prenses’i seyrettiğim zaman, o dönem yayın kurulunda yer aldığım gençlik dergisi Gökyüzü için yazdığım “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” başlıklı ilk film eleştirimden mi söz etsem...
Yoksa, 2001 yılının soğuk bir Şubat gününde evimde sakin sakin otururken, acı acı çalan telefonun ucunda, “Naber Tunca? Hiç görüşemiyoruz, ara sıra uğra da la ayalım. Acayip solcu bir fillm çektim, devleti yerin dibine sokuyorum, hayran kalacaksın. Galaya muhakkak bekliyorum” demesini mi anlat- sam... Ve o berbat mı berbat Komser Şekspir’in şimdi yerinde yeller esen Dünya sinemasındaki galasında uzattığı viskiyi içmememe çok bozulmasını mı...
Acaba 1995’e, Bay E’yi çektiği günlere dönüp, kendisi hakkında “Halk düşmanı” diye başlık atan Express dergisini görünce, “DHKP-C’ye öldürtmek istiyorlar beni!” diyerek, karşımda bir çocuk gibi dakikalarca gözyaşı dökmesinden, halen anlayamadığım biçimde benden yardım istemesinden mi söz etmeye başlasam..."
"...Sinan Çetin’i 1984’te, mangalda kül bırakmayan, “Çocuklar, bu ülkeye sosyalist hareketi eskisinden çok daha güçlü getireceğiz” diyen hızlı sosyalist olarak tanımış olduğumu mu anlat- malıyım önce... Dev-Yol’un meşhur yıldız-yumruk amblemini çizmiş birisi olarak, “iddiası”nı en azından lafta koruyordu o dönemlerde.
Ya da Prenses’i seyrettiğim zaman, o dönem yayın kurulunda yer aldığım gençlik dergisi Gökyüzü için yazdığım “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” başlıklı ilk film eleştirimden mi söz etsem...
Yoksa, 2001 yılının soğuk bir Şubat gününde evimde sakin sakin otururken, acı acı çalan telefonun ucunda, “Naber Tunca? Hiç görüşemiyoruz, ara sıra uğra da la ayalım. Acayip solcu bir fillm çektim, devleti yerin dibine sokuyorum, hayran kalacaksın. Galaya muhakkak bekliyorum” demesini mi anlat- sam... Ve o berbat mı berbat Komser Şekspir’in şimdi yerinde yeller esen Dünya sinemasındaki galasında uzattığı viskiyi içmememe çok bozulmasını mı...
Acaba 1995’e, Bay E’yi çektiği günlere dönüp, kendisi hakkında “Halk düşmanı” diye başlık atan Express dergisini görünce, “DHKP-C’ye öldürtmek istiyorlar beni!” diyerek, karşımda bir çocuk gibi dakikalarca gözyaşı dökmesinden, halen anlayamadığım biçimde benden yardım istemesinden mi söz etmeye başlasam..."