SİMGE FISTIKOĞLU; SABAH ŞEKERİ DEĞİL SABAH ENERJİSİ OLACAĞIM!
Simge Fıstıkoğlu yakında "Yeni Bir Gün" adlı yeni programıyla haftaiçi her sabah Show TV ekranlarında olacak.
Türkiye'de "Futboldan anlayan kadın" denince akla gelen ilk isimlerden biri şüphesiz Simge Fıstıkoğlu... Spordan sonra habere ve lifestyle televizyon programcılığına yelken açan başarılı programcı, kariyerindeki farklı deneyimlerin avantajlarından yeni projelerinde faydalanıyor. Fıstıkoğlu yakında "Yeni Bir Gün" adlı yeni ve enerjik programıyla haftaiçi her sabah Show TV ekranlarında olacak. Program için geri sayım başladı bile...
Kadın kadına ilk buluşmalar risklidir. "Acaba elektiriğimiz
tutacak mı, yoksa bir soru bir cevap modunda bir sohbet mi olacak"
diye düşünürüm genelde. Simge'yle birbirimize "Merhaba" der demez
muhabbete başladık. Biraz kariyer değerlendirmesi, biraz dedikodu
derken röportaja başlamak da bitirmek de epey zor oldu. Karşımdaki
genç kadın, hem kendinden emin ve tuttuğunu koparmaya niyetli hem
de bir o kadar alçak gönüllü ve pozitifti. Habertürk TV'de spor
müdürlüğünden gece haberlerine geçen Simge Fıstıkoğlu, şimdi Show
TV'de yeni, enerjik bir programa başlıyor. Yeni programında spordan
magazine, siyasi gündeme kadar birçok konu ve konuk olacak.
Fıstıkoğlu, Show TV ekranlarında hafta içi her sabah yayınlanacak
"Yeni Bir Gün" programıyla önümüzdeki haftalarda karşısınızda
olacak...
Hayırlı olsun yeni programınız, nasıl bir şey bekliyor
bizi?
Yeni güne uyanan herkesin hem gündemdeki olaylardan haberdar
olabileceği hem de yeni bilgiler edinebileceği bir program olacak.
Türkiye ve dünyanın siyasi gündemi bir yana; sağlık, spor ve
magazin gündemine de yer vereceğiz. Seyirciyi de içine alan,
interaktif bir program olacak.
"Sabah şekeri" kıvamında bir şey olmayacak
sanırım...
Sabah saatlerinde insanların enerjisi çok düşük olur. Ben programı
izleyenlerin iyi bir başlangıç yapmalarını sağlamak istiyorum.
"Sabah şekeri" demek doğru olmaz, "Sabah enerjisi" olacağım.
'FUTBOL OYNAMIŞLIĞIM BİLE VAR'
Programın içeriğine nasıl karar verdiniz?
Ben ve kanal
yönetimi değerlendirdik; haber bülteni kıvamında olmasın, yeni bir
şey olsun istedik. Çünkü ben kendimi hiçbir zaman haber spikeri
olarak adlandırmadım. İşimi soranlara "Televizyon programcısıyım"
diyorum. Yaptığım programların içeriğini de hazırlıyorum. Bu
programın da zengin bir içeriğe sahip olması için uğraşıyorum.
Şimdi "lifestyle" bir program hazırlarken spor müdürü
titriyle tanındığınız dönemin de işinize katkısı olur
mu?
Spordan sonra gece haberlerini sundum. O dönem yaşadığım tek endişe
işi hakkıyla yapabilmekle ilgiliydi. Ancak gece bülteni hazırlayıp
sunmak benim ruhumu yordu. Lifestyle'a geçiş yapmak en çok
istediğim şeydi.
Kadın spor spikerleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de
revaçta. Siz de öncü isimlerdensiniz. Hep ilgili miydiniz sporla
yoksa tesadüf mü?
Spor her zaman hayatımdaydı. 7 yaşında ata binmeye başladım ve 10
sene aralıksız devam ettim. Denemediğim spor kalmadı. Futbol
oynamışlığım bile var. Ancak profesyonel bir sporcu olmadım.
Futbola ilgi nereden kaynaklanıyor?
Annem çok sıkı bir Fenerbahçeli, babam da fanatik bir
Galatasaraylı. Çocukken babamla maçlara giderdik. Sonra da
mesleğimin bir parçası haline geldi.
'MONTAJ DA YAPIYORUM, PERFORE DE OKUYORUM'
Özellikle istemediniz yani?
Her zaman televizyon programcısı olmak istedim. Soru sormayı, haber
hazırlamayı ve sunmayı öğrenmem gerekiyordu. Bunların hepsini
sporun içinde yapabileceğimi fark ettim. Kendimi her yönden
geliştirdim. Montaj da yapıyorum, perfore de okuyorum.
Sıkıldığınız olmadı mı erkek egemen bir
atmosferden?
Asla... Erkeklerin dünyasında söz sahibi
olmak insana büyük bir haz veriyor.
İlla ki eleştirenler olmuştur?
Spor bülteni hazırlayıp sunduğum zamanlarda kadınlara olan
önyargının farkına vardım. Ama benim "Sen futboldan ne anlarsın"
tarzında aldığım eleştiriler yüzde 10'u geçmez. Eğer işinizde
iyiyseniz insanlar sizi kabullenirler. Televizyon röntgen gibidir.
Kötüyseniz bunu gizleyemezsiniz.
'YARIM KALMIŞ ŞÖHRETLER MEZARLIĞI VAR'
Spor müdürlüğü yapmış bir kadın olarak, kadın ve futbol ikilisi
için ne söylersiniz?
Herhangi bir konudan anlayabilmek
için cinsel organ değil, beyin gerekir. Dolayısıyla kadınlar da
futboldan anlayabilir. "Kadın futboldan anlamaz" saçma bir
önermedir.
Peki ya kadınların gittikçe artan futbol
sevgisi...
Sevgilisine ya da iş ortamındaki insanlara sevimli görünmek için
futboldan anlıyormuş gibi yapan kadınlar var. Onlara tavsiyem,
yapmasınlar! Zevk alıyorlarsa, maç izlesinler tabii.
Nasıl olur ki "futboldan anlıyormuş" gibi
görümek?
Maçlara gittiğimde kadınlara dikkat ediyorum. Özellikle yanlarında
erkek varsa, hakem daha düdüğü çalmadan "Ofsayt ofsayt" demeye
başlıyorlar. Kadınların futboldan anlaması resmen zorunluluk
oldu.
Sosyal medya da anlıyormuş gibi yapmayı kolaylaştırdı
sanki...
Kızlar maça gidiyor ve sürekli tweet atıyorlar. "Of bir gol
atamadık ya" gibi cümleler görüyorum. Erkeklerin yaptığı baskıya
bakar mısın? Futbol, kadınlar için resmen bir sosyal sorumluluk
projesi oldu.
Medya sektöründeki "kadın spor spikeri" artışı da bundan
dolayı mı acaba?
Gerçek futbol seyiricisi, kadın sunucu için program izlemez. Ancak
futboldan anlayan bir kadının varlığı güzel bir bonustur, renktir.
Kadın spor spikeri olgusu tüm dünyada trend.
Bu bir "güzel kadın olsun" trendi mi başka bir şey
mi?
Bir kadının güzel olduğu için ekrana çıktığını düşünmek, saflık!
Eğer işi bilmiyorsa, kendini geliştirmiyorsa ortadan kaybolur.
Medya sektöründe yarım kalmış şöhretler mezarlığı var. Ben
oradakilere "Olamadan ölenler" diyorum.
Türkiye'de durum nasıl?
Şu sıralar eski rekabet ortamı yok. Ben, Burcu Esmersoy, Sine
Büyüka ve birçok başarılı kadın spiker başka alanlara yöneldi.
Aynı anda kulvar değiştirmenizin ortak bir sebebi mi var
acaba?
Şahsım adına cevap verirsem; kendimi geliştirmek, yeni şeyler
öğrenmek istedim. Diğerlerini bilemiyorum.
Spor spikerliği tanınırlığı arttırmada etkili mi peki?
Eğer şöhret olmak isteseydim magazin figürü olabileceğim bir meslek
seçerdim. Benim tercihim iyi bir kariyer yapmaktan yana oldu. Medya
sektöründe haksız rekabet olsa da hak eden bir gün karşılığını
alıyor.
'Arapça öğreniyorum'
Simge ne yapar peki iş dışında?
Yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum. Ömrümü kursiyer olarak
geçirebilirim. Spora gidiyorum, bir oyuncu koçundan ders alıyorum
ve Arapça öğreniyorum.
Arapça'ya olan ilginizi neye borçluyuz?
Ortadoğu; Türkiye'nin yanıbaşında, kaynayan bir coğrafya. Her gün
bir şeyler oluyor. Olan biteni sadece Batılı ülkelerin basınından
takip edebiliyoruz. Gerçekte neler olduğunu anlayabilmek için
Arapça öğrenmeye karar verdim. Çünkü Türkiye'nin Ortadoğu'nun rol
modeli olacağına inanıyorum. Hem Ortadoğu'da da çalışabilirim.
Başarılı olmak için sürekli bir şeyler öğrenmek gerekiyor. Ben en
başarılı programlarından sonra bile "Fena geçmedi, daha iyi
olabilirdi" diyen bir insanım. Bol bol özeleştiri yaparım. Hatta
öyle ki kendime haksızlık etme noktasındayım.
Oyuncu koçundan ders almak da iş için mi yoksa hobi
mi?
Beden dili, ses, nefes ve mimikleri kullanma
konusuda ders alıyorum. Fiziki çalışmalar yapıyoruz. Mekik çekip
aynı anda şarkı söylüyorum. Diyaframım güçlendi. 10 saat durmadan
konuşabilirim.
O kadar dersin üstüne bir de oyunculuk teklifi gelirse
kabul eder misiniz?
Anı olsun diye bir filmde rol almıştım. Ancak bir gazeteciyi
canlandırıyordum, zorlanmadım. Başrol olmak istemem ama oyunculuk
çok keyifli. Tekrar deneyebilirim.
Aslı ÖZTÜRK/HABERTÜRK