'ŞİMDİ Mİ AKLINIZA GELDİ!... ASIL HAFIZASINI KAYBEDEN MEDYA!..'
Akşam yazarı, Ergenekon operasyonlarına destek veren medyayı hedef aldı
Asıl hafızasını kaybeden, medya
Nietzsche intiharın, kişinin hakkı, hatta ona verilen bir armağan olduğunu savunur ve şöyle der: 'Bazıları çok erken, bazıları çok geç hayattan ayrılıyorlar, asıl iş tam zamanında ölmektir...'
Eski JİTEM'ci komutan Abdülkerim Kırca'nın ismi, Ergenekon soruşturmasıyla birlikte, 'faili meçhuller'le bağlantılı olarak gündeme geldi. PKK itirafçısı Aygan'ın iddiaları yayınlandıktan sonra, Kırca evinde tek kurşunla intihar etti. Haliyle bu iddiaları o gün yayınlayanlar, intiharın sorumlusu olarak gösterildi.
Ancak biraz arşiv taraması yapmaya zaman ayıran, aynı kişinin Kırca hakkında ortaya attığı iddiaların 3 yıl önce Doğan grubu gazetelerinde yayınlandığını görürdü. (Merak edenler için: http://www.aksam.com.tr/2009/01/21/haber/guncel/410/kirca_hakkindaki_iddialar_yeni_degil.html) Yani Kırca'nın Güneydoğu'daki faaliyetleriyle ilgili ortaya atılan suçlamalar, yeni değil.
Fillerin tepişmesi
Yeni olan, Ergenekon'un son dalgasında Yarbay Dönmez'in sakladığı cephaneliğin ortaya çıkması, firari emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün tutuklanması. Yeni olan, faili meçhullerin, kuyulara atılan cesetlerin birdenbire sıcak gündem haline gelmesi... Yeni olan, pek çok yayın organında bu haberlerin ve ilgili yorumların manşetlere taşınması...
Zayıf hafızalı bir toplum olduğumuzu hep söyleriz, ama asıl zayıf hafızası olan medya galiba... Günlük rutinin içinde koşturmaktan, biraz geriye çekilip olayların geçmişini sorgulama alışkanlığı kaybedildi belki de... Daha da kötüsü, günün veya kişinin konumuna göre tavır alma modası iyice hasıl oldu! Bile bile, sırf kendi menfaatine uymuyor, çıkarlarına ters düşüyor diye çirkeflik yapmak en geçer akçe oldu.
Peki bu tip yayınların kişilik haklarını aykırı olduğu şimdi mi aklınıza geldi? Acaba kendi yazdıklarınızla, kendi iftiralarınızla kaç insanın kişilik haklarının üzerinde filler gibi tepindiniz?
Doğru, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili 'sorumsuz yayıncılık' yapılıyor... Sorun, iddiaları haber yapmakta değil, haberi nasıl verdiğinde. Kamplaşmayı körüklemeyi görev edinenlere ithaf olunur.
Michelle'in 26'lık tasarımcısı
Barack Obama'nın yemin töreni, bir nevi olimpiyat açılışı tadında, nerdeyse 24 saat boyunca kutlandı. Kim ne dersin desin, Amerikalılar politikada bile 'şov biz'in şahını yapıyor, izlemesi de çok keyifli. Obama çiftinin dansını görmek bile yeter: O nasıl bir beden dili öyle?
En çok konuşulan konulardan biri de Michelle Obama'nın o gece baloya giydiği kıyafet. First Lady'nin beyaz balo elbisesini, Narciso Rodriguez'in değil, eskiden stajyerliğini yapmış olan Jason Wu'nun hazırladığı ortaya çıktı. 26 yaşındaki Wu'yu Michelle Obama ile tanıştıran, Ikram butiğinin sahibi Ikram Goldman olmuş. İlk Wu kıyafetini Barbara Walters röportajı için giyen Michelle Obama, balo elbisesini de genç tasarımcıya sipariş etmiş.
MEHVEŞ EVİN / AKŞAM