25 Ara 2015 17:21
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:15
Silivri'deki 'umut nöbeti'ni hangi isimler devraldı?
Silivri önünde Can Dündar ve Erdem Gül'e destek için tutulan nöbet bugün de sürdü.
Silivri Cezaevi önündeki “Umut Nöbeti” devam ediyor. Nöbeti,
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Yayın Yönetmeni-Köşe Yazarı Orhan
Bursalı, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Özlem Yüzüak, Almanya’dan nöbet
için Türkiye’ye gelen Gazeteci Osman Okkan ile Yazar Serpil Ciritçi
devraldı.
Orhan Bursalı şöyle konuştu:
“Hava güzel, güneşli. İstanbul’da bahar havası var. İçeridekiler için öyle değil. Güneşli havanın farkındalar mı? Bilmiyoruz. Önemli ölçüde farkında olmadıklarını sanıyorum. Anayasal haklarımızı istiyoruz. Basın, hürce haber yapmalı. Siyasal, ideolojik inançlar Türkiye’yi çıkmaza sürükler. Özgür Türkiye istiyoruz. Özgürlüklerin bir numarası basın özgürlüğüdür. Şeffaf toplum için, gazeteciler siyasilerin çalışmalarına bakıp, haber yapabilmelidir. Can Dündar ve Erdem Gül, siyasal intikam hırsı sonucu içerideler. Demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenlerin kurbanıdırlar. Halk, haber alma özgürlüğüne sahip çıkmalıdır. Türkiye, bataklıktan ancak dayanışma ile çıkabilir. Bu nedenle, tüm basını örgütlenmeye çağırıyorum.”
Özlem Yüzüak şu ifadeleri kullandı:
“Burada bedenler tutuklu. Esas hapse atılan basındır. İnsanların haber alma özgürlüğü ile tarafsız gazetecilik, siyasi çekişmelerin içinde savrulmaktadır. Bu durum, kabul edilemez. Arkadaşlarımız özgür kalıncaya kadar, destek vermeye devam edeceğiz.Ayrıca bu sorun, sadece gazetecilerin, sanatçıların, aydınların sorunu değildir. Halk bu konuda desek vermelidir.”
Avrupa Kültür Kanalı ARTE ile Alman WDR TV için çalışan belgesel yönetmeni, Gazeteci Osman Okkan da şöyle dedi:
“Almanya’da 40 yıla yakın radyo ve tv alanında gazetecilik yapıyorum. Tutuklu bulunan Can Dündar arkadaşımla 30 yıldır tanışıyor ve birlikte çalışıyorum. Erdem Gül’ü ise; Ankara’dan verdiği önemli haberlerle tanıdım. Dündar’ın belgeselleri, Uluslararası festivallerde bilinir, saygı duyulur. Yanlış verilerle gazetecilik yapmayan, dürüst ve özenli bir belgeselcidir. Meslektaşlarımızın hukuk dışı, tamamen hayali bir suçlamayla tutuklanmaları kabul edilemez. Bu uygulamalar yurt dışından bakıldığında Türkiye’ye uluslararası platformda büyük zarar veriyor. 21. yy’da Türkiye çağdaş değerlere, demokrasiye ve insan haklarına saygılı bir toplum olmaya layıktır. Siyasi sorumluların, adli yetkililerin hukuk dışı uygulamaları bir kez daha gözden geçirmelerini, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını bekliyoruz”
Serpil Ciritçi ise,
“Türkiye de basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir. Aydınlar, yazarlar, çizerler düşüncelerini özgürce söylemekten adeta korkar hale gelmişlerdir. Basının üzerinde sindirme ve korkutma politikası uygulanmaktadır. Bunları kabul etmemiz mümkün değildir. Özgür basın ve özgür kalemler adına buradayım.” şeklinde konuştu.
Orhan Bursalı şöyle konuştu:
“Hava güzel, güneşli. İstanbul’da bahar havası var. İçeridekiler için öyle değil. Güneşli havanın farkındalar mı? Bilmiyoruz. Önemli ölçüde farkında olmadıklarını sanıyorum. Anayasal haklarımızı istiyoruz. Basın, hürce haber yapmalı. Siyasal, ideolojik inançlar Türkiye’yi çıkmaza sürükler. Özgür Türkiye istiyoruz. Özgürlüklerin bir numarası basın özgürlüğüdür. Şeffaf toplum için, gazeteciler siyasilerin çalışmalarına bakıp, haber yapabilmelidir. Can Dündar ve Erdem Gül, siyasal intikam hırsı sonucu içerideler. Demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenlerin kurbanıdırlar. Halk, haber alma özgürlüğüne sahip çıkmalıdır. Türkiye, bataklıktan ancak dayanışma ile çıkabilir. Bu nedenle, tüm basını örgütlenmeye çağırıyorum.”
Özlem Yüzüak şu ifadeleri kullandı:
“Burada bedenler tutuklu. Esas hapse atılan basındır. İnsanların haber alma özgürlüğü ile tarafsız gazetecilik, siyasi çekişmelerin içinde savrulmaktadır. Bu durum, kabul edilemez. Arkadaşlarımız özgür kalıncaya kadar, destek vermeye devam edeceğiz.Ayrıca bu sorun, sadece gazetecilerin, sanatçıların, aydınların sorunu değildir. Halk bu konuda desek vermelidir.”
Avrupa Kültür Kanalı ARTE ile Alman WDR TV için çalışan belgesel yönetmeni, Gazeteci Osman Okkan da şöyle dedi:
“Almanya’da 40 yıla yakın radyo ve tv alanında gazetecilik yapıyorum. Tutuklu bulunan Can Dündar arkadaşımla 30 yıldır tanışıyor ve birlikte çalışıyorum. Erdem Gül’ü ise; Ankara’dan verdiği önemli haberlerle tanıdım. Dündar’ın belgeselleri, Uluslararası festivallerde bilinir, saygı duyulur. Yanlış verilerle gazetecilik yapmayan, dürüst ve özenli bir belgeselcidir. Meslektaşlarımızın hukuk dışı, tamamen hayali bir suçlamayla tutuklanmaları kabul edilemez. Bu uygulamalar yurt dışından bakıldığında Türkiye’ye uluslararası platformda büyük zarar veriyor. 21. yy’da Türkiye çağdaş değerlere, demokrasiye ve insan haklarına saygılı bir toplum olmaya layıktır. Siyasi sorumluların, adli yetkililerin hukuk dışı uygulamaları bir kez daha gözden geçirmelerini, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını bekliyoruz”
Serpil Ciritçi ise,
“Türkiye de basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir. Aydınlar, yazarlar, çizerler düşüncelerini özgürce söylemekten adeta korkar hale gelmişlerdir. Basının üzerinde sindirme ve korkutma politikası uygulanmaktadır. Bunları kabul etmemiz mümkün değildir. Özgür basın ve özgür kalemler adına buradayım.” şeklinde konuştu.
