19 Mar 2011 08:09 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:08

SİLİVRİ YAYINEVİ'NDEN BİR KİTAP DAHA; "ZORBALIĞIN PENÇESİNDE, SİLİVRİ GÜNLERİ!"

Mustafa Balbay'ın ‘Zulümhane'sinden sonra Tuncay Özkan da Silivri Kapalı Cezaevi'nde yaşadıklarını kitaplaştırdı.

Ergenekon davasının tutuklu sanıkların gazeteci Mustafa Balbay’ın ‘Zulümhane’sinden sonra Tuncay Özkan da Silivri Kapalı Cezaevi’nde yaşadıklarını kitaplaştırdı.

Pazartesi günü satışa çıkacak olan ‘Zorbalığın Pençesinde’ isimli kitapta Özkan, hücresinde yaşadıklarından savunmasını yazmasına, kızının kendisini ziyaretinden Mustafa Balbay ile arkadaşlığına kadar bir çok konuyu anlatıyor.

Özkan kitabında, daha önce gazetelere manşet olan, kızı Nazlıcan’ın okulu ile ilişiğinin kesilmesini olayını şöyle anlatıyor: “Nazlıcan’ın her çarşamba Silivri’ye ziyaretime gelişi, ilk iki yıl sorun olmamıştı. Okulun Türk müdürü durumu anlayışla karşılıyordu. Ama o, görevden ayrılmıştı. Yeni müdür, birden tutum değiştirmişti. Annesinin başvurusuna okul idaresi, ‘randevu vermeyerek’ yanıt verince, durum kritikleşmişti. Çünkü yeni müdür, ‘Nazlıcan ya babana gidersin ya okula gelirsin. Babanla okul arasında tercih yap, yoksa devamsızlıktan tasdikname alacaksın’ demişti, en son izin kâğıdını homurdanarak imzalarken. Ve Nazlıcan ile annesinin bütün çabalarına karşın, benim yüzümden Nazlıcan’ıma tasdikname verip devamsızlıktan okul ile ilişkisini kesmişlerdi.Nazlıcan ilk kez o hafta bana gelmedi. Deliye döndüm. Annem, kardeşim, ‘üşüttü, grip’ deseler de inanmadım. O hastayken de bana geliyordu. Bir sorun vardı. Ben kızımın 15. doğum gününü de, 18. doğum gününü de cezaevinde kutlamak zorunda kaldım. Benim 18 yaşına basan kızım, bir elbise dikmiş kendisine. Onunla geldi bana, ‘Bunu ben diktim’ diye. Elbisenin üzerinde lekeler var, böyle boynunda, nedir dedim o? Üstüne beyaz taşlar koymuş; beyaz güvercinler yerine cezaevine girerken, o beyaz güvercinleri tek tek sökmüşler. Reva gördüğünüz bu muamele, benim çocuğuma reva gördüğünüz bu muamele, beni sevenlere, bizi sevenlere, Mustafa Balbay’ın ailesine, bize, buradaki herkese gördüğünüz bu muamele umut ederim sizin çocuklarınız tarafından asla görülmez. Umut ederim bu acılar sizin yüreğinize uğramaz ve umut ederim siz hukuku uygulayarak, bu alçak dönemi sonlandırırsınız.”

Ceber’in çığlıkları

İlk tutuklandığında Metris Cezaevi’ne konan Özkan, o geceyi kitabında şöyle anlatıyor: “Ama bir gece, inanılmaz insan çığlıklarıyla ranzadan fırladım. Hırıltılar, feryatlar ve küfürler koridora bitişik olan yeni hücrem T-6’ya geliyordu. Yan hücrede Adil’in duvarına vurdum. İyiydi. İçeriden acil durum butonuna bastım. Kapıya vurmaya başladım. Uzunca bir süre sonra, sesler kesilince, mazgal açıldı, bir gardiyan bağırdı:

- “Ne var? Ne istiyorsun bu saatte?”
- “Deminki gürültüler, feryatlar neydi?”
- “Sana ne be adam. Yat uyu. Allah Allah.”
- “Adam öldü, ne oldu, ne? Kimdi o?”
Bir gün sonra gazetelerden öğrendim o sesin sahibinin adını: Engin Ceber!

Balbay’la küs mü?

Medyada dolaşan en büyük dedikodulardan biri de Özkan ile Mustafa Balbay’ın küs olmalarıydı. Özkan kitabında bu konuya da açıklık getiriyor: Ahmet Tan Ankara temsilcisi olunca İzmir’den Mustafa Balbay büro şefi olarak getirildi. Genç ekip aramızdan birinin değil de Mustafa’nın gelişine tepki gösteriyorduk. Yalçın Doğan’ın görevden alınmasına da kızgındık. (...)8 yıl boyunca Balbay ile arkadaş bile olmadık. (...) Ergenekon’dan ilk alınıp bırakıldığında onunla dayanışma içindeydik Bundan sonra Allah ayırmasın bir daha. Mustafa Balbay gibi arkadaş zor bulunur hayatta.”

NAZLICAN’IN ÇARESİZLİĞİ

Tuncay Özkan’ın 18 yaşındaki kızı Nazlıcan Özkan, babası Ergenekon davası kapsamında tutuklanınca Avusturya Lisesi öğrencisiydi. Her çarşamba Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde babasının görüş günü olduğu için Nazlıcan okuldan izin alıp Silivri’ye gitti. Okul yönetimi bu durumdan rahatsız oldu ve Nazlıcan’a “Her çarşamba Silivri’ye gitmek zorunda mısın, dersler mi önemli görüşe gitmek mi, bir seçim yapmalısın” diye bir seçime zorladı. Nazlıcan, okuldan naklini aldırdı, bir sene kayıpla Pera Güzel Sanatlar Okulu Resim Bölümü’nde öğrenimine devam ediyor.

SİLİVRİ YAYINEVİ

Ergenekon davası kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan bir çok sanık, yaşadıklarını kitaplaştırdı. Tuncay Özkan’ın çıkacak kitabı bu serinin son kitabı olacak. Daha önce Mustafa Balbay’ın ‘Zulümhane’si, Oktay Yıldırım’ın ‘Ergenekon bombalarının sırrı’, Vedat Yenerer’in ‘Demokrasiye ve Hukuka Ergenekon Tezgahı”, Muammer Karabulut, ‘Oyunun adı kontra- Ergenekon” kitapları okuyucu ile buluşmuştu. Doğu Perinçek ve Veli Küçük’ün de kitap hazırlıkları içinde olduğu daha önce medyaya konu olmuştu.