SİLİVRİ CEZAEVİ'NDE TUTUKLU OLAN MUSTAFA BALBAY'A AÇIK MEKTUP!
Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, köşesinin bir bölümünü Mustafa Balbay'a mektup gönderen bir okuruna bıraktı!
Bu toplum silkinecek
7 Ağustos Cumartesi günkü nefis ‘Gündem’ yazınızı Cumhuriyet’te okurken öylesine duygulandım ki, İlhan Selçuk’un dostluk dolu güzel deyişiyle gazetenizin ‘refiki’ Hürriyet aracılığıyla size seslenmek istedim.
Ama gerçekte yalnızca size değil; aynı zamanda Thomas More’a, Kopernik’e, Giardona Bruno’ya, Mithat Paşa’ya, Namık Kemal’e, Tevfik Fikret’e, Atatürk’e, Kubilay’a, Bedrettin Cömert’e, Çetin Emeç’e, Uğur Mumcu’ya, Ahmet Taner Kışlalı’ya, İlhan Selçuk’a ve adlarını sayamadığım tüm erdemli insanlara da...
Silivri’de, bir ceza infaz kurumundaki ‘olağanüstü mahkeme’de, bitmek tükenmek bilmeyen sayısız duruşmayla geçen ‘ucu açık’ mahpusluğunuz karşısında toplumca bir büyük utancı yaşıyoruz. Siyasal iktidar baskısıyla hukuk kılıfı giydirilmiş amansız bir zorbalığın kurbanı olarak özgürlüğünüzden yoksun bırakılmış olmanız, Atatürk Türkiyesi adına silinmez bir kara lekedir. Cumhuriyet toplumunun köktendinci öz taşıyan apaçık karşıdevrim saldırıları karşısında tüm demokratik kurumlarıyla içine düştüğü yüz kızartıcı acz, hepimizin büyük ayıbıdır.
‘Kızıl Sultan’ Abdülhamid, büyük devlet adamı Mithat Paşa’yı sürgüne gönderirken paşayı taşıyan ‘İzzettin Vapuru’nu tam iki gün Büyükçekmece-Silivri açıklarında bekletmişti. Halktan bir tepki gelmesi durumunda gemi yüz geri Dolmabahçe rıhtımına dönecekti. Ne var ki, çok sevdikleri ve büyük saygı duydukları Mithat Paşa’nın sürgün edilme kararını bile duymamış olan İstanbul halkından çıt bile çıkmayacak, Mithat Paşa, Taif’te son bulacak ölümcül yolculuğuna yapayalnız gönderilecektir!
Aradan gelip geçmiş neredeyse bir buçuk yüzyıldan sonra, Atatürk Aydınlanması’nı yaşamış ve Türkiye Cumhuriyeti mucizesini yaratmış olan Türk ulusu için, hele de bu iletişim ve bilgi akışı çağında, gölgesinden korkmaktan başka ne gibi bir gerekçe bulunabilir? Çok yazık...
Sevgili Balbay... Uğrunda bunca çileler çektiğiniz sevgili yurdumuzun ufuklarının karartılmasına, laik ve demokratik çağdaş Cumhuriyet yapımızın başkalaştırılmasına müsaade etmemeliyiz.
Aziz Naci DOĞAN