25 Mayıs 2008 10:08 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:08

"SİLAHLAR PATLADI,BEN DE KENDİMİ CEZAEVİNDE BULDUM,6 AY.."!..167 GÜNLÜK CEZAEVİ MACERASI KİTAP OLDU!.. TUĞBA ÖZAY, AYŞE ARMAN'A KONUŞTU!...

Mafya ile yaşadığı aşk nedeniyle hapiste 167 gün geçiren Tuğba Özay, içerideyken yaşadıklarını anlattı. Anılarını kitaplaştıran Özay'ın yaşadıklarından çıkardığı ilginç dersler var.

Tespitler: 1- Hayatımda gördüğüm en uzun bacaklar. 2- Gram selülit yok. 3- Ne kadar spor yapıyorsun sorusuna cevabı: Her an. 4- Benim zannettiğimden çok daha ince çıktı.5- Vahşi hayvanları hatırlatan bir gövdesi ve aurası var. 6- Hem dişi hem erkeksi bir yanı var. 7- Bir deli tarafı var, hiç bilmeden helikopter kullanıyor, pilot öylesine "Kullanmak ister misiniz?" diye soruyor, "Evet" deyip havada onunla yer değiştirip kullanıyor. 7- Mert. Sözünün eri. 8- Bir yanı arıza. Kabul ediyor. 9- Babasına hayran. 10- Çalışkan: Asla ranzada sırtüstü yatıp cezasının bitmesini beklememiş, oturup bir kitap yazmış. Aferin ona. Doğan Kitap´tan çıktı. Meraklısına duyurulur...

KİMSE BENİM BAŞIMA GELMEZ DEMESİN

Aslında hepimiz incecik bir ip üzerindeyiz. Kime ne zaman, ne olacağı hiç belli değil. Ben orada polis arkadaşlar da edindim, bankacı, öğretmen, eczacı, doktor da... Her tür insan vardı. Kimse "Benim başıma gelmez" demesin. Hepimiz insanız, hatalar, zaaflar insana özgü...

BEBEK CİNAYETİ

Orada gazetelere yansıyan üçüncü sayfa haberlerinin içyüzünü öğrendim. Ben içeri girerken Bebek Cinayeti diye bir/_np/7316/5647316.jpg haber çıktı. Mahkûmlar acayip öfkelendi. Gerçekten de zanlılar geldiği gün fena halde dövdüler. Sonra ortalık sakinleşince içyüzünü öğrendik: Hamile kalıyor, 4. ayında fark ediyor, doktor "Alırım" diyor ama çok para istiyor, bunun parası yok, yaşı küçük, aile korkusu var, çıtı pıtı bir şey, belli de olmuyor, evin kömürlüğünde doğuruyor, iki kız arkadaşı da yardım ediyor. Ertesi gün Çocuk Esirgeme´ye verecekler ama bebek yeri göğü inletiyor. Bunlar ne yapacağını şaşırıyor. Korkudan, sussun, sesi kesilsin diye poşete koyup bağlıyorlar. Ve çocuk ölüyor.

Magazin tarihine mafya ile aşk yaşayan kadın olarak geçtiniz...

- Evet öyle oldu. Ben ne ilkim ne de sonuncusu olacağım. Ama hiç değilse benimle gönül eğlendirmiyorlar, bana aşık oluyorlar. Zaten Akın da mafya değil. Sadece gücü seviyor. Belki daha önceki beraberliğimden dolayı böyle anılıyorumdur...

Doğru Kürşat Yılmaz ile de 2 yıl birlikte oldunuz. Mafya ile aşk yaşamanın nesi farklı? Bu adamlar daha mı iyi nedir?

- Hiçbir şeyleri farklı değil. Sadece güç onlar için fevkalade önemli. Erkek erkeğe iken bile. Güçlerini göstermeye bayılıyorlar. Bütün erkekler öyle gerçi. Ama onlar güce daha fazla inanıyorlar.

Eeee kadınlar da gücü sever...

- Doğru sever. Ben mesela bir erkeğin pasif olmasına tahammül edemem. Benim erkek idolüm babam. Korkusuz, cesurdur, kimseye boyun eğmez. Bir yere mi girdi? Tanımasalar bile mutlaka dönüp bakarlar. Sebebi yok. Baktırır. Duruşu, oturuşu faklıdır. Bunlar tamamen insanın içinden gelen şeyler. Adamın naturası böyle. Kimseye boyun eğmeyen bir kadın olarak tabii ki ben de kimseye eyvallahı olmayan adamları seveceğim.

Hayatınızın en büyük aşkı mıydı Akın?

- Yok canım. 5 ay sürdü. Ama sevdim. Kürşat´tan ayrılalı epey olmuştu, o ilişkide de çok yara almıştım. Duygusal bir boşluk yaşıyordum. Bir akşam bana dedi ki, "Senin haberin yok ama ben sana aşığım. Annemle babamın elini öptürmek, seninle evlenmek istiyorum." E benim de hoşuma gitti tabii. Önceleri her şey iyiydi. Sonra adamda saplantı oldum. Psikolojisi değişti. Her şeye karışmaya başladı. Kız arkadaşımdan tut sevdiğim erkek köpeğe