ŞİKE DAVASI NASIL REKOR KIRDI?
2011 yılının 3 Temmuz günü başlayan 'Futbolda şike davası' bir rekora da imza attı
3 yıl sürer' denilen şike davası 4,5 ayda bitti. Karar yarın... Mahkeme heyeti, 'futbolu kurtarmak için' hızlı çalıştıklarını söylüyor. Yıldırım'ın avukatı ise "Acil değil, adil yargılama önemli" diyor.
Radikal'den Fatih Yağmur'un haberine göre; 3 Temmuz 2011’deki operasyonla başlayan ‘şike davası’nda yarın karar çıkacak. Dosyayı aralıkta alan ve yargılamaya 14 Şubat’ta başlayan 16. Ağır Ceza Mahkemesi , hukukçuların ‘Yargılama en az 3 yıl sürer’ dediği davayı 4.5 aylık sürede karar aşamasına getirdi ve sürat bakımından Türk hukuk tarihine geçti. Aralık 2011’den beri gece geç saatlere kadar çalışan mahkeme heyeti bu süreçte Odatv , El Kaide, DHKP-C ve Cüppeli Ahmet davalarını da içeren 160’a yakın davaya baktı ve bunların 70’ini karara bağladı. ‘Şike davası’ndaki nihai karar ise yarın verilecek.
3 Temmuz 2011’de başlayan şike operasyonunda yargı süreci, 9 Aralık’ta iddianamenin kabulüyle başladı. 25 Aralık’ta 16. Ağır Ceza Mahkemesi ’ne atanan Mehmet Ekinci’nin başkanlığındaki heyet, 401 sayfalık iddianame, yaklaşık 8 bin sayfa telefon görüşmelerini içeren tutanak ve yüzlerce sayfa ek delil klasörlerini inceledi ve 14 Şubat’ta duruşma safhasına geçildi. Normalde 3 ayda bir duruşma yapılırken, 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti haftada 4 duruşma yaptı. Davanın 14 Şubat’ta görülen ilk duruşmasına 401 sayfalık iddianamenin okunmasıyla başlandı. İddianamenin okunmasının ardından savunmalara geçildi. Müdahiller dinlendi, talepler alındı ve sanıkların telefon görüşmelerini içeren ses kayıtları okundu. Zaman zaman telefon görüşmeleri duruşma salonunda dinletildi. Bu süreçte yurtdışında bulunan Emenike dışındaki 92 sanığın ayrıntılı savunması dinlenildi. Gece 24.00’e kadar süren duruşmalarda Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci belinden yaşadığı rahatsızlığa rağmen duruşmaları ayakta yöneterek sürdürdü. Sanıkların çapraz sorguları yapıldı ve duruşma savcısı Ufuk Ermertcan mütalaasını verdi.
‘Artık futbol konuşalım’
Sanıklar geçen
haftaki duruşmalarda bu mütalaaya karşı son savunmalarını yaptı.
Karar duruşması ise yarın. Yarın yapılacak duruşmada sanıkların
iddialar karşısında son sözleri alınacak ve davayla ilgili nihai
karara varılacak. Böylelikle 14 Şubat’ta başlayan yargılama süreci
139 günde bitmiş olacak. Şike davası, operasyonun başladığı 3
Temmuz 2011’den tam bir yıl sonra sonuçlanmış olacak.
14 Şubat’ta duruşmalara başlayan mahkeme heyetinden edinilen
bilgilere göre heyet, uzun süren yargılamaların tutuklu sanıkların
mağduriyetine yol açacağını düşünerek davayı kısa sürede bitirmek
istedi. Ayrıca heyet, futbolda mahkeme sürecinin ve şikenin
konuşulmasının Türk futboluna verdiği zararın önüne geçmek istiyor.
Bu nedenle mahkeme heyeti 3 ayda bir duruşma tarihi vermek yerine
haftada 4 duruşma yaparak davayı karar aşamasına getirdi.
Böylelikle en az 3 yıl sürmesine kesin gözüyle bakılan davada 4.5
ay gibi rekor bir sürede karar aşamasına gelindi ve 16. Ağır Ceza
Mahkemesi Heyeti yargılama hızıyla Türk hukuk tarihine geçti.
Şike sürecinde 160 dava
Şike davasının
görüldüğü süreçte 16. Ağır Ceza Mahkemesi yaklaşık 160 davaya da
bakmaya devam etti. Bunlar arasında kamuoyunun yakından takip
ettiği Odatv , Cüppeli Ahmet, Faruk Süren ve Dinç Bilgin’in de
yargılandığı ‘Yargıda rüşvet davası’, El Kaide, DHKP-C ve KCK
davaları gibi önemli davalar da var. Bir yandan şike davasını
sürdüren heyet, bu davaların da 70’ini karara bağladı.
‘Acil değil adil yargılama esas’
Mahkeme
hız rekoru kırsa da önemli olanın adil bir yargılama olduğunu
söyleyen Aziz Yıldırım ’ın avukatı Faik Işık, durumu sağlıklı
bulmadığını söylüyor: “Yapılan yargılamaları sağlıklı bulmuyorum.
Savunma, bütün yapılanları ortaya koyamadı. Biz dosyanın çabuk
bitmesini istemedik. Acil karar değil, adil karar alınması
esas.”
‘Yargılama süresi davaya bağlı’
Prof. Semih Gemalmaz (İnsan Hakları Hukuku
Uzmanı):
‘‘Bizde genelde yargılamalar uzun sürdüğü için
dikkatimizi bu yöne vermiş bulunuyoruz. Dava sürelerinde esas olan
makul süredir. Makul süre ise her davanın kendi şartlarına göre
değişir. Sanık sayısı, dava karmaşık ise mahkemenin bilirkişi
görüşüne başvurması ve davada tarafların tutumu. Taraflar davayı
uzatmak isteyebilir. İnsan hakları açısından dava sürelerinde bu
kriterler esas alınır.’’
‘3 yıl sürse herkes zarar görecekti’
Prof.Dr. Fatih Mahmutoğlu (TS Başkanı Sadri Şener’in
avukatı):
‘‘Yargılamanın bu süre içerisinde tamamlanması kesinlikle doğru
olmuştur. Duruşmalar üst üste olmasaydı dava 3 yıl sürerdi. Kısa
sürede bitmesinin en önemli sebebi bu. Çok sanıklı bu davanın bu
sürede bitirilmesi sanıklar açısından da doğru görülüyor. Öte
yandan savunma hakkı da sonuna kadar kullandırılmıştır. Kimsenin
diyecek bir şeyi kalmadı. Mahkeme heyeti oldukça başarılı bir
yönetim ortaya koydu. 3 yıl sürseydi, hem sanıklar hem de Türk
futbolu zarar görecekti.”