Şifresiz Wi-Fi'a bağlananlar tehlikede!
Akıllı telefonu ve dizüstü bilgisayarı olanların fırsat bulduğunda tereddüt etmeden bağlandığı şifresiz veya ücretsiz İnternet ağları, zannedildiği kadar güvenli değil.
Bağlanılan ağ üzerinden kullanıcıların İnternet'teki hareketleri ve
işlemleri takip edilebiliyor, banka, e-posta ve sosyal medya
hesaplarının bilgileri ve şifreleri ele geçirilebiliyor. Bilişim
Teknolojileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel, "Şifreli
ağlara bile sızabilen hackerlar, herhangi bir belediyenin veya
kurumun ismiyle ücretsiz ve şifresiz ağ kurup kullanıcıları takip
edebiliyor, onları taklit sitelere yönlendirebiliyor" dedi.
Akıllı telefonu ve dizüstü bilgisayarı olanların fırsat bulduğunda
kullandıkları şifresiz ağlar üzerinden kullanıcıların İnternet'teki
hareketlerinin ve işlemlerinin takip edilebildiği, banka ve sosyal
medya hesaplarının bilgileri ile şifrelerinin ele geçirilebileceği
belirtiliyor.
Uzmanlar, vatandaşları buldukları her ücretsiz, şifresiz veya
güvenli olmayan Wi-Fi'a bağlanmamaları konusunda uyarıyor. Şifresiz
veya şifresini kırarak girdikleri ağlarda kullanıcıların
İnternet'teki hareketlerini takip edebilen kötü niyetli kişiler,
amaçları doğrultusunda belediyelerin ismiyle şifresiz ve ücretsiz
ağ bile oluşturabiliyor.
Bilişim Teknolojileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve siber
güvenlik uzmanı Yavuz Sultan Selim Yüksel, AA muhabirine, şifresiz
İnternet ağlarındaki güvenlik açıkları konusunda açıklamalarda
bulundu.
Kullanıcıların genellikle dışarıdayken farklı mekanlardan
bilinmeyen İnternet ağı gördüğünde sorgulamadan bağlandığını dile
getiren Yüksel, burada dikkat edilmesi gereken hususlara
değindi.
Yüksel, herhangi bir kafe, restoran ve AVM gibi kurum-kuruluşların
ya da kişisel kullanıcıların şifresiz ağlarının kolay bir şekilde
takip edilebildiğini vurgulayarak, "5651 sayılı İnternet Ortamında
Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen
Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun çerçevesinde iş yerinde
İnternet hizmeti dağıtan kişi, kullanıcıların bütün trafiğini
kaydetmek zorunda. Çünkü buralardan devlet kurumlarına siber
saldırı yapılabiliyor. Bunun örneğini daha önce yaşadık." dedi.
Şifresiz İnternet ağını sağlayan yöneticinin, kullanıcıların
hareketlerini, işlemlerini kolay bir şekilde görebildiğini dile
getiren Yüksel, burada kötü niyetli kişilerin devreye
girebileceğini söyledi.
Yüksel, "Mesela gittiğiniz bir kafede şifresiz Wi-Fi sunuluyor. Bu
kafenin sahibi mutlaka müşterilere daha iyi hizmet vermek için bu
sistemi kurmuştur. Ancak yolun karşısında veya kafenin yakınında
bulunan başka bir yerden kötü niyetli kişiler, hackerlar bu ağlara
kolay bir şekilde girip, ağı kullananları takip edebilir. Buradan
yapılan bir bankacılık işleminde kişinin bilgileri çalınabiliyor
veya elektronik posta, sosyal medya hesaplarının şifreleri ele
geçirilebilir." ifadelerini kullandı.
"ŞİFRE KIRARAK DAHİ AĞA GİREBİLİYORLAR"
İnternet hizmeti sağlayan kişinin, bu ağ üzerinden yapılan
hareketleri kayıt altına almasının mecburi olduğunu hatırlatan
Yüksel, kısa süre önce Beşiktaş'ta bir kafenin sağladığı ağ
üzerinden bir devlet kurumuna siber saldırılar yapıldığını
aktardı.
Yüksel, sadece şifresiz ve ücretsiz İnternet hizmeti sağlayan
ağların değil, şifrelilerin bile önlem alınmadığı takdirde güvenli
olmadığını dile getirerek, "Şifreli ağlara bile kötü niyetli
kişiler sızabiliyor. Bazı programları kullanarak buradaki
hareketleri takip edebiliyor. WPS açığı olan ağlara sızmak, bu işi
bilenler için çok kolay." diye konuştu.
"BİZZAT ÜCRETSİZ AĞ OLUŞTURUP TAKLİT SİTEYE
YÖNLENDİREBİLİYORLAR"
Hackerların bazen işi abartıp bizzat kendilerinin ücretsiz ağ
oluşturduğunu belirten Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir hacker kendisine kablosuz network adaptörü alıyor. Daha sonra
herhangi bir belediyenin veya kurumun adını kullanarak 'A
Belediyesi ücretsiz
Wi-Fi hizmeti' isimli ağ oluşturuyor. Sanki belediye ücretsiz
İnternet dağıtıyormuş gibi sahte SSID kablosuz ağ yapıyor.
Vatandaşlar da ücretsiz İnternet'i görünce tereddüt etmeden
bağlanıyor. Ancak arkada dataları toplayan hackerlar var. Kötü
niyetli insanlar var. Burada saldırgan sizin elektronik posta,
sosyal medya ve banka hesap bilgilerini işlem yapmanız halinde ele
geçirebiliyor. Mesela siz herhangi bir bankanın sitesine girdiniz.
Sizi taklit siteye yönlendiriyor. Bu şekilde inanın çok ama çok
sayıda vaka var."
ATEŞ: "Wİ-Fİ YERİNE KORSANLARIN CİHAZINA
BAĞLANABİLİRSİNİZ"
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Sekreteri ve Bilişim
Komisyonu Üyesi Kerem Ateş, özellikle kamuya açık alanlarda
ücretsiz Wi-Fi'ların tehlikeli durumlar oluşturabildiğini
belirterek, şunları kaydetti:
"Ücretsiz İnternet ağı erişim noktalarının tüketiciler açısından en
cazip yönü, bağlantı için bir doğrulama istememesidir. Bu durum
bilgisayar korsanları için de bulunmaz bir fırsat oluyor.
Bilgisayar korsanları aynı ağ içerisinde bulunan güvenliksiz Wi-Fi
ağına bağlanan kişinin bilgisayarına veya cihazına kolaylıkla
ulaşabilir. Böyle ağlarda bilgisayar korsanları kullanıcı ile
sunucu arasına konumlanabilir. Minik antenleri bulunan hack
cihazları yoluyla siz Wi-Fi ağına bağlandığınızı zannederken önce
bilgisayar korsanının cihazına bağlanıp oradan da Wi-Fi ağına
çıkarsınız. Bu arada bilgisayar korsanları yaptığınız tüm işlemleri
izleyebilirler."
Ateş, akıllı telefon, tablet ve bilgisayar gibi cihazların aktif
olduğunda bağlanabilecek bir ağ aradığını, daha önce bağlanılan bir
ağa otomatik bağlandığını, bu durumu fırsat bilen korsanların o
işletme ismiyle ağ yaratabildiğini anlattı.
"BİLGİSAYARINIZA GÜNCELLEME GELMİŞ GİBİ GÖSTEREREK ZARARLI
YAZILI KURABİLİRLER"
Bilgisayar korsanlarının şifresiz veya güvenli olmayan Wi-Fi
ağlarından kolayca virüs dağıtabildiğinin altını çizen Ateş, "Wi-Fi
ağı bağlantısı yaparken ağ paylaşımından dosya paylaşımına izin
verdiyseniz
bilgisayarınızı bu zararlı yazılımlara açık hale getirirsiniz.
Birçok yöntem
deneyen bilgisayar korsanları, bilgisayarınızda bulunan bir
yazılıma güncelleme gelmiş gibi göstererek güncelleme penceresi
açılmasını sağlayabilir, buna izin verdiğiniz de bilgisayarınıza
zararlı yazılımı kurabilir." bilgilerini paylaştı.
Ateş, İnternet tüketicilerinin, güvenli görmedikleri ağlara
kesinlikle bağlanmamaları gerektiğini, bilgisayar korsanlarının en
sevdiği metotlardan birinin ise bilinen kurum, kuruluş veya şirket
isimleriyle ağ oluşturmak olduğunu vurguladı.
"GİRDİĞİNİZ İNTERNET ADRESİ MUTLAKA 'HTTPS' İLE
BAŞLAMALI"
İnternet'e girildiğinde dikkat edilmesin gerekenlere dikkati çeken
Ateş, şu uyarılarda da bulundu:
"İlk dikkat edilmesi gereken husus, İnternet sayfalarında
dolaşırken oturum açılması gereken yerlerde adres çubuğunda girilen
adresin 'HTTPS' ile başlaması. HTTPS güvenli İnternet alanı olduğu
anlamına gelir. Bunun için de İnternet tarayıcı ayarlarında 'Her
zaman HTTPS kullan' seçeneği etkinleştirilmelidir. Bir diğer husus
ise Özel Sanal Ağ dediğimiz VPN kullanımı. VPN programları
iletişime özel bir şifreleme oluşturduğu için bilgisayar korsanları
verilerinizi ele geçirse de şifrelenmiş olacağından çözmekle
uğraşmayacaktır. VPN bağlantısı bu nedenle İnternet güvenliği için
önemlidir.
Ayrıca kullanıcılar ücretsiz, şifresiz, halka açık veya güvenli
olmayan ağlardan İnternet'e bağlandığında 'Ağ Dosya Paylaşım'
özelliğini mutlaka kapalı tutmalı. Bu sayede dosya paylaşımı
üzerinden bilgisayara virüs bulaştırılması engellenir. Daha önceden
girilen 'güvenilir ağlar' ve diğer ağlar listeden silinmeli. Halka
açık alanlarda İnternet kullanımını gerektirecek işler bittiği anda
Wi-Fi bağlantısı kesilmeli."