İşte Şeyma Subaşı'nın açıklamalarından satırbaşları; "Acun, İstanbul Aydın Üniversitesi'ne ödül almaya geliyor. Biz de Moda tasarım öğrencileri olarak defile kıyafetleri hazırlıyor ve gösteri yapıyoruz. 15 yaşındayken yaptığım bir senelik bir mankenlik deneyimim olduğu için, bu işleri daha iyi biliyorum diye, onlara biraz yön veriyor ve defilede de başı ben çekiyorum. Acun ve ekibi beni orada görüyor ve telefonumu bölüm başkanından istiyorlar. Ve sonra da beni arıyor, yarışmaya davet ediyorlar. Ben başvurmuyorum yani, onlar beni yarışmaya katılmam için çağırıyorlar. Ve iki kere kutu açtıktan sonra da yarışmaya başlıyorum. Acun'la da orada tanıştım. Sonra da serüvenimiz başladı.
"POPÜLARİTENİN BU TARAFI DA VAR" Annem, babam beş vakit namazını kılan, ibadet eden, kendi yağında kavrulan mütevazı insanlar. Benden hiçbir zaman bir şey talep etmediklerini, beklemediklerini de özellikle belirtmek isterim. Evet ailem de çoğu zaman eleştiri oklarına maruz kalıyor ama Acun'un her zaman söylediği bir şey var, böyle bir popülaritenin bu tarafı da olacak. 'Herkes seni sevmek zorunda değil. Eğer sen bu kadar açıksan, bu kadar göz önündeysen, bu kadar fotoğraf koyuyorsan eleştirenlerin çıkması da normal' diyor.
"BİRBİRİMİZE ÇOK GÜVENİYORUZ" Hiçbir şekilde ilişkimiz sarsılmaz. O kadar birbirimize açığız ki, o kadar güveniyoruz ki. Acun'a kadınlar tarafından gelebilecek ilgiyi tahmin edersin. Ama bizim telefonlarımız da hep ortadadır, şifrelerimizi de biliriz, ne zaman arasak telefonlarımızı da açarız. O benim her şeyimi bilir onun her şeyini de ben bilirim.
"BAZI KIYAFETLER İÇİN UYARIYOR" Ben bir adım atmadan önce Acun'a sorarım hemen. Benim için en iyisini düşündüğünü biliyorum. Bana 'şunu giyme diyorsa, doğrusu odur. Acun etek giymemi pek istemez, rahatsız olur. Yazlık yerlerde bir sıkıntı yok. Arada bazı kıyafetler için uyardığı tabii ki de oluyor. 'Buna ne gerek var çıkar istersen' diye. Bazen öf dediğim olsa da onu dinliyorum, kabul ediyorum, hak veriyorum.