Yani sen ondan bir sürü şey öğrendin ama aynı anda sen de geliştin…
-Aynen öyle! Acun’dan doğru şeyleri aldım diyelim… Ama son 3-4 senedir arkadaş grubum değişti. Yurtdışına daha çok gitmeye başladım ve daha farklı insanları, kültürleri, müzikleri tanıdım. Ve mesela Şeyma Subaşı olarak aslında R&B müziğini sevmediğimi fark ettim…
R&B’yi Acun mu seviyor?
-Evet, o bayılır. Yanlış bir şey söylemek istemiyorum. Aynı şeylerden de zevk alıyorduk ama ben zaman içinde daha farklı yerlere büyüdüm. Ve ondan ayrı yaptığım şeylerde daha fazla mutlu olduğumu gördüm. Bunun için de suçlanmak istemiyorum. Bir ömrümüz var. Kimse, kimseye zincirle bağlanmış durumda değil. Kimsenin kimseyle, “Beraber öleceğiz!” diye bir yemini yok. Tabii ki böyle olmasını istemiyordum. Boşanmak için evlenmiyoruz sonuçta. Filmlerdeki gibi güzel bir evliliğimiz olsun istedim ama olmadı.
Senin ona aşkın mı bitti, bu mu yani…
-Benim için aşkın ne olduğunu söyleyeyim… Kızım, Allah, pembe bulutlar…
Nasıl yani?
-Ben mesela gökyüzünden pembe bulutlar gördüğüm zaman mutluluktan kendimden geçerim. Arkadaşlarım benimle dalga geçer, Acun da geçerdi. Çığlık atarım filan. “Aşığım bu pembe bulutlara!” derim. Ben güneşe de aşığım, müziğe de aşığım… Arkadaşlarıma da aşığım! Büyük aşığım hem de… Annem, babam, sevdiğim insanlar, güzel şeyler… Benim için aşk bu… Beni heyecanlandıran, bağrıma bastığım şeyler. Acun da öyleydi. Aşk beni manevi olarak zenginleştiren şeyler. Ama uğruna ölünecek bir şey değil! Ölmek nedir ya! Neden ölelim pardon? “O olmazsa, yaşayamam, kendimi öldürürüm!” Salak mısın niye öldüreceksin…
Tam olarak ne demek istiyorsun?
-O zaten Acun daha çok işi ve kendi odaklı biri. Ben de Şeyma Subaşı odaklı biri oldum. Belki çok fazla bencil biri haline dönüştüm. Acun ve ekibi böyle değerlendirmiş olabilir. Halbuki bence bencillik değil. Ben kendi mutluluğuma odaklı büyürsem, ben mutlu olursam, başkasını da mutlu ederim diye düşündüğüm için kafama göre yaşamaya devam ettim açıkçası. Ama öyle bir an geldi, ikimiz de ayrı şeylerden zevk aldığımızı gördük. O kendi yolundan, ben kendi yolumdan gidince de, tamamen ayrı hayatlar yaşıyor olduk. İkimiz de ayrı şeylerden zevk alıyor olduk. Kendi ortak noktamızı bulamıyor olduk. Ve sonunda ikimiz de dedik ki, “Biz galiba boşanmalıyız artık! Aramızdaki saygının ve sevginin bitmesine gerek yok. Acun, herkesin hayran olduğu biri zaten. İşiyle, gücüyle, arkadaşlarına olan sevgisiyle, yardımlarıyla her şeyiyle herkesin baş tacı. Öyle olmaya da devam edecek…