Boşanma esnasında ismin başka erkeklerle anıldı…
-Hepsi yalan! Hepsi arkadaşlarımdı. Hakkımda o kadar çok iftira atıldı ki, hangi birine cevap vereyim...
Ben Acun’la ilgili detaylı konuşamayacağını aranızda bir protokol olduğunu, bunun da bir yaptırımı olduğunu biliyorum. Sadece senin açını soracağım… Siz, ayrı noktalara mı büyüdünüz?
-18 yaşında birlikte olmaya başladığımız için, onunla büyümüş oldum. Ve ister istemez onun hayatını yaşadım… Hep onun sevdiği şeyleri yapıp, aslında onları ben de seviyorum ve mutlu oluyorum sandım. Evet, bana inanılmaz güzel şeyler kattı. Ayaklarının üzerinde durabilen bu güçlü bir kadınsam sebebi Acun’dur! Ona çok şey borçluyum. Yaşadığım onca kötü şeye rağmen, hiçbir koşulda yıkılmamamı sağlayan Acun Ilıcalı’dır. Hala büyük hayranlık hissediyorum ve her zaman ona teşekkür ediyorum.
O olmasa, sen var olamaz mıydın?
-Öyle de demeyelim… Bu da kader. Biraz da kişilik. Varlıklı insanlarla birlikte olan, evlenen pek çok kadın var, ama onlar kendilerini benim kadar geliştiremediler. Ben durumu kendi lehime çevirebildim. Benim kendi bir tarzım var. Yaratıcılığım var. Kabul ederler, etmezler bir vizyonum var. Bu kadar geziyorum, bir dünya görüşüm oluştu.
Yani sen ondan bir sürü şey öğrendin ama aynı anda sen de geliştin…
-Aynen öyle! Acun’dan doğru şeyleri aldım diyelim… Ama son 3-4 senedir arkadaş grubum değişti. Yurtdışına daha çok gitmeye başladım ve daha farklı insanları, kültürleri, müzikleri tanıdım. Ve mesela Şeyma Subaşı olarak aslında R&B müziğini sevmediğimi fark ettim…