“Ne yaşıyorsam paylaştım. Bu da battı insanlara mı!” mı diyorsun…
-Evet. Meğer insanlar benim kadar ortada yaşamıyormuş. Yaşadıkları hayatı gizliyormuş. Ben, “Bunlar aleyhime döner!” demedim. Tüm şeffaflığıyla hayatımı insanların gözünün önüne serdim. E çok göze battı. Sonra insanlar beni sevsin diye de uğraşmadım. Mağdur edebiyatımı yapmadım. Öyle yapanlar kazanıyor ve daha çok seviliyor. Gelinen noktada durum şu: Ben nefret ediliyorum. Nefretin adı Şeyma olmuş! Anlamadıkları şu: Ben, neysem oyum. Ve ne yaşıyorsam onu paylaştım. Yalanım, oyunum, riyam yoktu. Partiye gittiysem onu koydum. Kızımı koydum. Yemeğimi koydum. Genç bir insanım ben. Benden ne beklediklerini de anlamıyorum. Ama galiba bu kadar açık olmamak gerekiyormuş hayatta! Olursan, insanlara şunu deme hakkı veriyorsun: “Çalışmadan etmeden işte koca parasıyla bu kadar geziyor, hiçbir şey üretmiyor!” E iyi de sadece ben miyim kocasının parasıyla yaşayan? Sadece anne olan başka kadınlar yok mu? Kaldı ki ben, markaların çalışmak istediği biriyim, kendi çapımda kitleleri etkiliyorum. Bir mücevher firmasının yüzüyüm. Kendi çapımda çalışıyorum, para kazanıyorum. Bir cafe işletiyorum. Çok da iyi gidiyor. Ne istiyor insanlar benden?
Acun’un parasıyla geziyorsun diye mi bu düşmanlık?
-Galiba yorulmadan, bir şey yapmadan, emek harcamadan para harcıyor, geziyor tozuyor olmam Türk insanına batıyor oldu. Oysa bunu pek çok insan yapıyor dünyada… Ama bana takmış vaziyetteler!
Sen hiç huzursuzluk duymuyor musun peki?
-Diyorum işte, özeleştiri yapıyorum diye. “Şeyma, keşke şunu paylaşmasaydın!” dediğim şeyler var açıkçası. Her insan hata yapar, ben de yaptım. Ama çok büyük pişmanlığım da yok. Çünkü kimsenin canını acıtmaya çalışmadım. Kimseye bir kötülüğüm, bir yanlışım olmadı. Bu kadar ağır eleştiriyi hak ediyor musun diyorsan, bence etmiyorum.
Sürekli “metres, metres” dediler sana…
-E artık istedikleri oldu. Ayrıldık. Bence artık kopmaları lazım benden!
Acun’suz hayatın nasıl ilerleyecek? Planların var mı?
-Healthyish gerçekten müthiş gidiyor. Hele benim olduğum zamanlarda uçuyor. Türkiye’nin her yerinden gelenlerin uğrak noktası oldu. Yemeklerimizi ve içeceklerimiz de gayet iddialı. Bir de mücevher markasıyla iş yapıyorum. Birinci dönem çok iyi gitmişti. Hatta alçak gönüllü olmayayım, “Satışlarımız patladı!” dediler, geldiler, pasta kestiler. Çok iyi gittiği için şimdi kış koleksiyonunu da yaptık. Orada da çok renkli takılar var. Gurur duyuyorum o işle. Sürekli yaratıcı fikirler bulmaya çalışıyorum. “Üretmiyor” filan diyorlar, doğru değil, yapıyorum işte. Ne istiyor benden, bir yere maaşlı işe girmemi mi? Allah aşkına varlıklı bir adamla evlenen bir tek miyim? Her şeyi, herkesin gözü önünde yaşadım diye hedef oldum. Sosyal medyamı kapatıp gitmeli miyim yani?