Şeyh Said kimdir, neden isyan etti, isyanı nasıl bastırıldı, sonuçları ne oldu?
Şeyh Said ve Şeyh Said isyanı merak ediliyor. Peki, Şeyh Said kimdir, neden isyan etti? Şeyh Said isyanı nasıl sona erdi, sonuçları ne oldu? İşte detaylar...

Zaza asıllı, Kürt ve Nakşibendi tarikatı lideri olan Şeyh Said, Cumhuriyet'in ilanına ve reformlarına karşı çıkarak şeriat isteğiyle dönemin hükûmetine karşı silahlı isyanda bulunmuştur. Bu isyan Şeyh Said İsyanı olarak anılır. İsyan sonrası 1925 yılında yargılanmış ve ardından idam edilmiştir. Peki, Şeyh Said kimdir, neden isyan etti? Şeyh Said İsyanı nasıl bastırıldı, nasıl sonuçlandı? İşte detaylar...

ŞEYH SAİD KİMDİR?
Şeyh Said, 1865 yılında Erzurum’un Hınıs ilçesinin Kolhisar köyünde doğdu. Babası Nakşibendi tarikatı şeyhlerinden Şeyh Mahmud Fevzi, annesi ise Gulê Hanım’dır. Ailesi hem dini hem de toplumsal olarak bölgede oldukça etkili bir konuma sahipti. Osmanlı'nın son dönemlerinde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında etkili olmuş önemli dini liderlerden biridir.
Elazığ, Diyarbakır, Muş ve Palu gibi şehirlerde medrese eğitimi alan Şeyh Said, babasının vefatından sonra Nakşibendi tarikatının postnişini (lideri) olmuştur. Babası Şeyh Mahmud Fevzi'nin Hınıs bölgesine göç etmesiyle burada yaşamaya başlamış, I. Dünya Savaşı sırasında ise Rusların Doğu Anadolu’ya ilerlemesiyle Piran köyüne taşınmak zorunda kalmıştır. Savaşın ardından Hınıs’ın Kolhisar bölgesine yerleşmiştir.
Şeyh Said'in soyu hakkında kaynaklarda, Hz. Muhammed’in soyundan geldiği yani seyyid olduğu yönünde rivayetler bulunmaktadır. Dedesi, Palu’nun tanınmış alimlerinden olan Şeyh Ali Sebdi’dir. Beş oğlu olan Şeyh Ali Sebdi’nin çocuklarından biri olan Şeyh Mahmud Fevzi, Şeyh Said’in babasıdır. Şeyh Said’in yedi kardeşi daha vardır.
Şeyh Said’in beşi kız, beşi erkek olmak üzere on çocuğu olmuştur. Ailede dini ve siyasi etki, sonraki nesillere de yansımıştır. Oğlu Ali Rıza Efendi’nin oğlu olan Mehmet Fuat Fırat, 1973 yılında Erzurum’dan bağımsız milletvekili olarak TBMM’ye girmiştir. Günümüzde Şeyh Said ailesinin temsilciliğini, torunu Abdulilah Fırat yürütmektedir.
Şeyh Said, ilk evliliğini dedesi Şeyh Ali Sebdi’nin halifelerinden olan Şeyh Ahmed-i Çani’nin kızı Amine Hanım ile yapmıştır. Ancak Rus Harbi sırasında Piran’a göç ettikleri sırada, Amine Hanım hastalanmış ve vefat etmiştir. Daha sonra, Hamidiye Alaylarının önemli liderlerinden Cibranlı Halit Bey’in kız kardeşi Fatma Hanım ile ikinci evliliğini gerçekleştirmiştir.

ŞEYH SAİD İSYANI NEDENİ NEDİR?
Şeyh Said İsyanı, Cumhuriyet tarihinin ilk büyük isyanlarından biri olarak 1925 yılında gerçekleşti. Peki, bu isyan neden çıktı? Şeyh Said isyanının asıl amacı neydi? Dini mi, etnik mi yoksa siyasi bir ayaklanma mıydı?
Aslen Mayıs 1925’te başlatılması planlanan isyan, 13 Şubat 1925'te Diyarbakır'ın Piran köyünde jandarmayla çıkan çatışma sonrası erken başladı. Olaylar hızla büyüyerek bölgede geniş bir ayaklanmaya dönüştü.
Şeyh Said İsyanı’nın dini mi yoksa etnik temelli mi olduğu hâlâ tartışmalıdır. Bazı tarihçiler isyanı bir Kürt bağımsızlık hareketi olarak nitelendirirken, bazıları ise laikliğe ve Cumhuriyet reformlarına karşı bir dini başkaldırı olarak yorumlamaktadır.
Tanzimat döneminde yurttaşlara eşit hakların verilmesiyle birlikte, Kürt aşiretlerinin sahip olduğu bazı ayrıcalıklar Osmanlı’nın son döneminde zaten azalmıştı. Bu durum, bölgede feodal yapılarla yaşayan aşiretlerin hoşnutsuzluğunu artırdı. Yine de Kürtler, Milli Mücadele sürecinde önemli ölçüde destek vermişti. Bu desteğin arkasında hem dinî birliktelik hem de bölgesel özerklik beklentisi bulunuyordu.
Ancak Cumhuriyet’in ulus-devlet kurma süreci, laiklik ve merkeziyetçilik gibi yeni politikalar, bu bağları zayıflattı. Halifeliğin kaldırılması da özellikle Şeyh Said ve çevresindeki dini çevrelerde büyük tepkiyle karşılandı.
İsyanın bir diğer nedeni, bölgedeki aşiret düzeninin ve feodal yapının korunmak istenmesidir. Merkezi otoritenin güçlenmesiyle birlikte, bazı Kürt beyleri kendi nüfuz alanlarını kaybetme korkusuna kapılmışlardır. Şeyh Said’in liderliğindeki bu ayaklanma, aynı zamanda merkezi otoriteye karşı bir direniş olarak da okunmaktadır.
İsyan, günümüzde Bingöl’e bağlı olan Genç ilçesinde başladı. Kısa sürede çevre illere yayıldı. Hınıs, Çapakçur (Bingöl), Lice, Palu ve ardından Elazığ merkezi isyancıların eline geçti. Son olarak Diyarbakır kuşatıldı, ancak burada direnişle karşılaşan isyan bastırıldı.
Şeyh Said İsyanı'nı hem etnik talepler, hem dinî hassasiyetler, hem de siyasi dönüşümlere duyulan rahatsızlık tetikledi. Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan bu isyan, merkezi otoritenin geleceği açısından önemli bir kırılma noktası oldu.

ŞEYH SAİD İSYANI NASIL SONUÇLANDI?
Cumhuriyet tarihinin en büyük ilk isyanlarından biri olan Şeyh Said İsyanı, 1925 yılında Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde patlak verdi. İki ay süren ayaklanma, geniş çaplı askerî ve siyasi önlemlerle bastırıldı. Peki, Şeyh Said İsyanı nasıl bastırıldı, sonuçları ne oldu?
İsyanın başlamasının ardından, 25 Şubat 1925'te Meclis’te yapılan bilgilendirme oturumunun ardından doğu illerinde bir ay süreyle sıkıyönetim ilan edildi.
İsyan, “Cumhuriyet rejimine karşı bir tehdit” olarak değerlendirilirken, “dini siyasete alet etmek” ve “vatana ihanet” suç kapsamına alındı. Bu durum, yeni hükümetin radikal önlemler almasına neden oldu.
İsyan sürerken, dönemin Başbakanı Ali Fethi Okyar istifa etti. Yerine geçen İsmet İnönü, 3 Mart 1925’te başbakan oldu. Yeni hükümetin ilk icraatı ise 4 Mart’ta Meclis’ten Tahrir-i Sükûn Kanununu (Huzurun Sağlanması Yasası) geçirmek oldu.
Bu yasa ile; Hükümete iki yıl boyunca sınırsız yetki verildi, “Kamu düzenini bozan” her türlü yayın, parti ve kuruluş yasaklanabilecek hale geldi ve yasanın süresi 1927'de iki yıl daha uzatıldı.
İsyanı bastırmak amacıyla iki İstiklal Mahkemesi kuruldu. Biri doğu illerinde, diğeri ülkenin geri kalanında yetkiliydi. Bu mahkemeler, hem isyana katılanları hem de destekleyen yayın ve gazetecileri yargıladı.
Şeyh Said, 27 Nisan 1925'te yakalandı. Ardından isyan büyük oranda bastırıldı. Güneydoğu Anadolu'daki birçok aşiretin destek verdiği bu kalkışma, laiklik karşıtı ve hilafet yanlısı bir ayaklanma olarak tarihe geçti.
Şeyh Said ile birlikte yaklaşık 50 kişi, İstiklal Mahkemesi tarafından yargılandı.
Şark İstiklal Mahkemesi tarafından yargılanan Şeyh Said ve 50'ye yakın isyancı, Diyarbakır Dağkapı Meydanında 29 Haziran 1925'te idam edidi.
Şeyh Said'e, idam sehpasında iken son isteği sorulduğunda, kâğıt kalem ister ve kâğıda Arapça olarak, "Benim bu değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve dini içindir," yazmıştır. Said, kelime-i şehadet getirmesinin ardından idam edilmiştir.
Şeyh Said İsyanı'nı sonrasında birçok sert hamle yapılmıştır. Muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 3 Haziran 1925’te kapatılmıştır. Basına büyük sansür uygulandı, çok sayıda gazete kapatıldı, bazı gazeteciler yargılanmıştır. Tekke, zaviye ve türbeler kapatılmışt, tarikatlar yasaklanmıştır. Ayinler ve geleneksel kıyafetler yasaklanmıştır. Aynı dönemde, laikleşme hamlelerinin sembolü olarak Şapka Kanunu çıkarılmıştır.