30 Mayıs 2008 04:01 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:08

"SEVİŞMEYİ BİRKAÇ UFAK TEFEK HAREKETLE ÇÖZECEĞİM!..." BEYAZ SEVİŞME SAHNELERİNİ NASIL ÇÖZMEYİ DÜŞÜNÜYOR?...

Önümüzdeki yaz bir sinema filminde rol alacak olan Beyazıt Öztürk, filmdeki sevişme sahnesinin nasıl geçiştireceğini çözdü!


Ünlü şovmen, "Günlerdir film ekibi ile 'Nasıl olur, nasıl çekeriz?' diye konuşuyoruz. Sonunda olabildiğince ufak tefek hareketlerle bu işi halletmeye karar verdik. Çünkü bu ülkede bir imajım var. Dolayısıyla seyircimin, ailemin izleyemeyeceği bir sahneyi asla çekmem" dedi.

Beyazıt Öztürk, reklam çekimleri sırasında kendisine yapılan kamera şakasının perde arkasını Kelebek´e anlattı. "En iyi insan" ödülünü almak üzere gittiği mekanda şakalanan Öztürk, "Şaka yapılacağı aklıma gelmedi ama bu işte bir tuhaflık olduğunu hissetmiştim. Mesela dekan bir tuhaftı. Üzerinde dikişleri çok kötü olan bir takım vardı. Hiçbir dekan ya da rektör böyle giyinmez diye düşünürken adam birden üzerini çıkarınca, onu canlı bomba sandım" dedi.


Fantacılar´ın size yaptığı şaka müthiş... Yaşadığınız şaşkınlık her halinizden belli ama ben yine de sormadan edemeyeceğim; gerçekten bu şakadan haberiniz yok muydu?


- Yoktu. Bugünlerde herkes bana "Abi gerçekten kamera şakası mı, değil mi?" diye soruyor. Bu da reklamın doğru çekildiği anlamına gelir.


Biraz da reklamın çekim aşamasından söz edelim...


- Fanta´dan bana ilk teklif geldiğinde, film taş devrinde geçecekti. Bu iş büyük bir prodüksiyonla çekilmeliydi. Kısıtlı bütçe ile çekilirse sonuç kötü olabilirdi. Daha sonra bana bu gizli kamera projesini getirdiler. Bu senaryo çok hoşuma gitti. Çünkü benimle örtüşen, samimi bir işti. Spor salonunda, vapurda ve limuzin içinde olmak üzere üst üste üç çekim yaptık. Hepsi çok beğenildi. Çekimler bitti, Fantacılar bana "Abi dikkat et, bir şaka da sana yapabiliriz" dediler. Gülüştük ve konu kapandı. Tabii bütün bu konuşmalar tam bir yıl önce yapıldı. Neyse, geçtiğimiz aylarda birlikte çalıştığım arkadaşlarım bana Akatlar Kültür Merkezi´nde bir ödül töreni olduğunu söylediler. Bu dönem bizim ödül dönemlerimizdir. Okullardan, şirketlerden falan ödüller alırız. O gün de kalktım, törene gittim.


Her ödül törenine gitmezsiniz, buna nasıl oldu da gittiniz peki?


- Her gün şirkete uğrarım. Bu ödülün verileceği salon yani Akatlar Kültür Merkezi, benim şirketime çok yakın bir yer. O gün de bir işim yoktu. Bir de bana sekiz üniversitenin öğrencilerinin birleşerek bu ödülü verdiklerini söylediler, çok etkilendim, gitmek istedim. Ama ne ödülü alacağımı bilmiyordum...


Yani "En iyi insan" ödülü alacağınızı bilmiyor muydunuz?


- Ben hangi ödülü almaya gideceğimi bilmem. Bunu kimse bilmez. Çok az insan "Ben ne ödülü alacağım" diye sorar. Ben neden sormam, çünkü benim ne ödülü alacağım bellidir. Orhan Gencebay´ın da hangi ödülü alacağı bellidir. 12 yıldır bu işi yapıyorum. Bana hiç "Festivaldeki palyoço" ödülü verilmedi.. Benim alacağım ödül "En iyi stand-up´çı", "En iyi talk-show´cu", "En iyi talk-show programı" ya da "En iyi komedyen"dir. O yüzden ne ödülü alacağımı sormam. Törene giderim ve orada ne ödülü alacağımı öğrenirim.


Neyse, sonra neler oldu?


- Sahneye çıktım, tam konuşma yapacağım, bir hoca geldi ve "Bir dakika, önce ben bir şeyler söyleyeyim, sonra sen konuşursun" dedi. Şaşırdım, hareket hoşuma gitmedi. Neyse hoca konuşurken aralarda bir iki espri yaptım, normalde bu esprilerde öğrenciler gülmekten yıkılırdı, salonda tepki yok! Tuhaf bir durumdu. Bu arada hoca konuşmayı uzattıkça uzattıyor. Sıkıldım, bayılacağım. Abi ilk insandan başladı, iyi insan olmaya kad