Sevilay Yılman Ahmet Hakan'a neden teşekkür etti? "Birbirimizden pek haz etmesek de..."
Habertürk yazarı Sevilay Yılman bugünkü yazısında Ahmet Hakan'a teşekkür etti.
Ahmet Hakan geçtiğimiz günlerde öğrencilerine Alevilikle ilgili
söylediği sözler nedeni ile görevden alınan öğretmeni topa
tutmuş,"Bu tür soytarılara sadece şöyle şeyler söyleyip konuyu
kapatmak lazım:Sen yeme ulan ayı.Git de zıkkımın kökünü ye.Yuh!
Oha! Çüş!İnşallah Alevilerin elinden bir lokma ekmek yemeye muhtaç
kalırsın.Senin elinden bırak yemeği, su bile içilmez." ifadelerini
kullanmıştı.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, olayı gündemine alan Ahmet Hakan'a
teşekkür etti. Yılman, "Birbirimizden pek haz etmesek de, gudubet
bir adamın öğrencilerine; “Alevilerin yaptığı yemek yenmez!”
hakaretlerine karşı aldığı tavır ve bunu köşesinde konu ettiği için
tüm Aleviler adına teşekkür ediyorum kendisine." dedi.
Yılman ayrıca, kamuoyunun takip ettiği isimlerin de konuya ilişkin
bir şeyler yazmasını beklediğini fakat herkesin sessiz kaldığını
belirtti. Yılman, "Ama yanlış yapıyorlar." ifadelerini
kullandı.
Sevilay Yılman'ın "Alevilerin aşağılanmasına karşı çıkması
gereken ben olmamalıyım!" başlıklı yazısından ilgili bölüm
şöyle:
İstanbul’un Arnavutköy ilçesindeki Cumhuriyet Ortaokulu’nun 7L
sınıfının din dersinde geçtiğimiz hafta başı yaşanan skandal benim
dışımda bir de Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın gündemindeydi.
Birbirimizden pek haz etmesek de, gudubet bir adamın öğrencilerine;
“Alevilerin yaptığı yemek yenmez!” hakaretlerine karşı aldığı tavır
ve bunu köşesinde konu ettiği için tüm Aleviler adına teşekkür
ediyorum kendisine.
Tabii gönül isterdi ki bu konuyu Ahmet Hakan gibi kamuoyunun takip
ettiği, ilgiyle okuduğu başka isimler de, özellikle muhafazakar
camianın okuduğu kalemler de ele alıp, okkalı iki çift kelam
etsinler ama maalesef…
Asla “Kötü niyet var” demiyorum. Hatta birçoğunun bu tür konularda
tıpkı bir ben ya da Ahmet Hakan gibi düşündüğüne de inanıyorum ama
böyle tartışmalarda onlar “Konu daha fazla büyümesin” kaygısıyla
genellikle suskun kalmayı tercih ediyorlar.
Ama yanlış yapıyorlar.
Çünkü eğer Türkiye tüm değerleri ile bir Türkiye olacaksa bu tür
hassas konuları olabildiğince çok büyütüp, en doğru şekilde
tartışıp yüzleşmemiz gerekmektedir.
Mesela ne güzel olurdu Mehmet Barlas’ın Sabah’ta “Alevilerin
Yaptığı Yemek Yenmez” hurafesiyle ilgili şöyle okkalı bir başyazısı
olsaydı…
Ya da doğduğu Malatya’nın sokaklarında Alevi çocuklarla misket
oynayarak büyümüş Star yazarı Ahmet Kekeç… O zırcahil öğretmen
bozuntusunun skandalıyla ilgili şahane bir makale döşenseydi… Ve
onun üzerinden anlatsaydı keşke Alevilerle ilgili bütün bu
önyargıların tamamen uydurma, yalan dolan olduğunu ve bunları dile
getirmenin bu toplumu bölmekten, ayrıştırmaktan başka bir halta
yaramadığını ifade etseydi okurlarına.
Sadece bu iki isim değil tabii kastettiğim…
Onlarca var onlar gibi muhafazakar kitlelerin pürdikkat takip
ettiği kalem.
Tamamının ismini yazmaya kalksam yazının sonu gelmez. O yüzden
affetsinler beni ama keşke artık kangrenleşmiş bir soruna dönüşen
Aleviliğin, Alevilerin aşağılanması konusunda bir Alevi olarak ben
değil de onlar “Artık yeter!” diye seslenseler kendi
camialarına…
Haksız mıyım?